58.bölüm 'Gölgelerle Dans'

6.4K 315 15
                                    

*Düşmeme izin verme.

Eğer gözlerimi sonsuza dek kapatırsam, bu acıyı hafifletirmi?

Yeniden nefes alabilir miyim?

Belki bağımlıyım.

Kontrolden çıktım.

Belki bir yalancıyım.

Ama bildiğim tek şey şu;

Çabalıyor olmamın tek nedeni, sensin.

Yok yere harcandım.

Milyon tane hata yaptım.

Çok mu geç kaldım?

Yatağıma yağmur yağıyor,

Sen burada olmadığın zaman.

Ölmekten korkmuyorum. ...

Enrique İglesias - Addicted

O gece polislerin gelişini ve hala yanıyor olan arabayla karşılaştıklarında verdikleri tek tepki olan şaşkın ifadelerini yüzlerinde tattık beraber. Bir çatı katından olayı duyup, koşan ve büyük bir kalabalık oluşturan mahalle sakinlerinin hep bir ağızdan, "Arabanın içinde birileri var mıymış? Araba neden patlamış? Ölen var mı? Onlara müstehaktı." Gibi dedikodularını, bağrışmalarını, polislerin onları kaza yerinden uzaklaştırmak için yaptığı uyarıları, anonsları, itip kakmalarını, hepsini çatı katından izledik. Yağız geceyle sanki iddiaya girmişti, onun kadar sessizdi.

Olaylar sakinleştiğin de kendine biraz gelen Yağız'ın artık bir yerlere yetişmesi gerekmiyordu. Telaşı dinmiş, heyecanı bitmişti. Bu gece istediğini yapmış olsa da bir saat önce gülerek o büyük adamları parmağında oynatan Yağız, gitmişti. Sessizleşmişti. Büyük bir fırtınayla okyanus taşıp, şehrin ayaklarını ıslatmış, fırtınanın gitmesiyle geri çekilip, durgunlaşmıştı. Sanki...

Yağız, dinen öfkesinin arabayla birlikte yanan küllerini yüzünden üflerken, aşağı sarkan bacaklarına aldırmadan uzandı. Bir çatı katına, gecenin manzarasını engelleyecek hiçbir şey olmayan on katlı bir binanın terasına çıkmıştık. Korkulukları yoktu. Etrafta antenler, uydulardan ve köşede bir çamaşır ipinin üzerine asılmış beyaz kıyafetler, atletlerden başka hiçbir şey yoktu.

O gece, birkaç saatimizi yan yana yatarak, bulutları koynuna alabilmek için birçok yıldızını feda etmiş olan geceyi izledik. Ay tam tepeden bize göz kırparken, polisler gitmiş arabadan artakalanlar temizlenmiş sokağa yeniden bir sessizlik misafir olmuştu. Bizim aramızda nefeslerimizin oluşturduğu sesten başka seste yoktu. Yine tam takır sessizliği ağırlıyorduk, aramızda.

Geceyi ateşe veriyormuş gibi bakıyordu gökyüzüne. Göğsünde ki panik sakinliğe bırakırken kendini o, bana yabancı bir özlemle bakıyordu gökyüzüne, o gece. Sanki birine ithaf ediyordu bu yangını. Ya da birine ithaf ediyordu bu intikamı? Onu bu sorulara cevap verecek kadar tanımadığımı fark ettim.

BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin