3/3 'Azrail'in İzi'

830 70 93
                                    

No Doubt - Don't Speak

Bölüm cümlesi;

Karda takip ettim Azrail'in ayak izlerini.

B E D E L

Herhangi bir şeyi bile rahatsız edecek kadar dikkatle baktığım ağaç sanki sorguluyordu bakışlarımı. Bilmem kaç saattir üzerime yağan lapa lapa karın altında, o ağacın önündeki o bankta oturuyordum. Saçlarım kar yüzünden bembeyaz olmuştu, tenim daha da solmuştu. Buz kesmiş olmama rağmen bedenim ruhumu üşüdüğüme ikna edemiyordu. 

Bir plan yapmıştım, o plan için yaklaşık 3 ay beklemiştim. Ancak o 14 Kasım günü ölüm davetime gelmemişti. Ve yine bir yılım o karanlığın içinde o karın üzerinde diğer yılı beklemekle geçecekti. 

Az önce çıktığım odada kalmıştı ruhumun birkaç kırık parçası. Sordukları sorularda düşürmüştüm kanatlarımdan birkaç tüy. Sormuşlardı bana bunu neden yaptığımı, onlara bir cevap vermiştim ama bu onları tatmin etmemişti ve sormaya devam etmişlerdi. Sorularına verebileceğim tek cevabı vermiş olmama rağmen anlamamak için ısrar etmişlerdi.

Sonra o doktorlar yetmiyormuş gibi birkaç poliste dahil olmuştu bu soru başlığı altında beni o nefret ettiğim gölgelerin içinde katletmeye. Susmam onları sinirlendiriyordu bunu biliyordum cevap arıyorlardı ancak verecek bir cevabım yoktu. Onlara söylemem gereken tek şeyi söylemiştim. Neden yaptığımı sormuşlardı ve onlara bir cevap vermiştim. Neden yetmiyordu?

Yanıma oturan karaltıya çevirmedim bakışlarımı. Bu üç günde ne zaman bakışlarımı bir köşeye çevirsem onu görüyordum, kim olduğunu bilmiyordum ama bakışları onun merakını açık ediyordu. Belki de bunu saklamak istemiyordu. İlk kez bana bu şekilde yaklaşmıştı ama kim olduğuyla ilgilenmiyordum. 

"Neden?" diye sorduğunda onu duymamazlıktan geldim ve sorusunu üzerime alınmadım. Yaklaşık iki saattir neden ile başlayan sorular içinde boğuluyordum zaten.

"Neden yaptın?" Israrı kaşlarımı çatmama neden oldu ve ona yandan bir bakış atarak süzdüm. Tanıdığım kimseye benzemiyordu, tanıdığım kimseye benzemek istemezdi ya orası ayrı...

Cevap vermeyerek bakışlarımı tekrar o ağaca çevirdim. 

"Bir sebebin yoktu değil mi?" dediğinde beni anladığı imajını çizmek istediğini fark ettim. Derin nefes aldığını duyduğumda bunu onayladım.

"Bir sebebim vardı." dedim. Başımı hafifçe kaldırdım yağan kara baktım. 

"Öyle mi?" diye sordu. "Öyleyse neden?"

"Özlemiştim." dedim. Bakışlarında sorular olduğunu biliyordum ama bakışlarımı ona çevirmedim, cevaplamak istemiyordum.

"Ölü bir tanıdığın mı var?" diye sorduğunda istemsizce bakışlarımı yüzüne diktim. Bu beklediğim bir soru değildi ve şaşkınlığım bariz görünüyor olmalıydı. 

"Sen nereden-" Sorumu bitirmemi beklemedi ve o da bakışlarını benim aylardır seyrettiğim ağaca çevirdi. Eğer bakışlar bir bıçak olsaydı ben bakışlarımda o ağacı köklerinden kesmiş olabilirdim.

"Denedim." dedi. "Özlemiştim." dedi. "Ölürsem sarılırım sandım." dedi...

Deli değilsin, sadece seviyorsun diyemedim. 

Ölürsem ona dokunurum sanıyordum, ihtiyacım vardı ama o beni istemedi...

Diyemedim.

BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin