16.Bölüm 'Korku'

10.6K 521 16
                                    

Rüyalarından kaçan bir insan, sanırım o benim...

"Bana bir daha uyu deme." Ayağa kalktım. "Gözümü kapattığımda gözümün önüne gelenleri bilmiyorsun." Yine yıkılmıştı içim pare pare işte tamda bu yüzden uyumamalıydım. Yağız'ın bakışları sert ve bir o kadar da derindi. Ona baktığımda anlattığı geçmişi yeniden kulaklarımda yankılanıyordu. 

"Gözünün önüne gelenler başına gelse de, ben istiyorsam yapacaksın." dedi gözlerinde bir boşluk ararcasına yüzünü inceliyordum. Çatılan kaşlarım şakaklarımdan bir sancıyla saçlarımın altına doğru kayarken, karşısında dikilmiş ifadesini izlediğim sırada bakışlarını yüzümden alarak ayağa kalktı. Yanımdan hızla geçerken, "Yürü." diye keskin bir sesle emir verdi. Bir süre arkasından öylece bakmaya devam ettim. Arkasına kısa bir bakış attı. "Sürükletme kendini." dedi duygusuz ses tonu derimi kemiriyor, ifadesiz yüz hatları üşüme mi sağlıyordu. İrileşen gözlerimle yüzüne baktım. Çenesiyle kapıyı işaret etti. İç geçirerek kapıya ilerlediğimde önüne geçmemi bekledi. Önüne geçtiğimde ise arkamdan gelmeye başlamıştı. 

Otelden çıkarak arabaya bindiğimizde. Aynı ifadeyle motoru çalıştırdı. Araba asfalt yolda hızını arttırırken, Yağız'ın yüzünde rahatsız olduğunu ilan eden bir ifade vardı. Gözlerimi kısarak gözlerine baktım. Gözleri boş bakıyordu. "Bir şey olmuş." diye fısıldadım. Bakışları gözlerimi bulduğunda teorimi kesinleştirmiştim. Bir şeyler olmuştu. Boş bakan ifadesini toplarken, kaşları çatılmıştı.

"Ne geveliyorsun?" diye sorduğunda bile sesi bulanık geliyordu.

"Neler oluyor?" diye sorduğumda gözlerimi yüzünden ayırmıyordum. Neden bir anda böyle olmuştu? Yağız'a dikkatle bakarken, gözlerimin önünü bir sis sardı. Gözlerimi sıkıca kapatıp yeniden açarak Yağız'a baktım. Sis gitmişti ama Yağız'dan bir kaç tane görüyordum. "Yağız?" diye sorduğumda arabanın direksiyonunu sıkıca tuttuğunu zorda olsa fark etmiştim. Yağız bakışlarını yüzüme çevirdiğinde gözleri kısılmıştı. Camları açtığında içeri sızan temiz hava sanki biraz önce nefes alamadığımı haykırıyormuşcasına burnuma dolmuştu. Cama dönerek derin nefes aldığım sırada araba yoldan çıkarak hemen yan tarafımızda duran topraklı bir yola girdi. İleride duran ağaçlık alana gözlerim büyüyerek bakakaldım. Hızla bakışlarım Yağız'ı bulduğunda gözleri kapalıydı.

"Yağız?" diye seslendim ama tepki vermedi. "Yağız?!" diye bağırdığımda aynı tepkisizlikle duruyordu. Direksiyona atıldım ama frene basmaktan başka çarem yoktu. Yayvan bir şekilde oturduğu için böyle bir şansım vardı. Yağız'ın bacağından tutarak eğildim ve frene basmaya çalıştım ama Yağız'ın bacağı buna izin vermiyordu. Çok az kalmıştı ağaçlara çarpacaktık.  Yağız'ı uyandırmalıydım. Doğrularak yola baktım. "Yağız!" diyerek Yağız'ın yakasından tuttum. Arabanın içini grinin en açık tonunda bir sis sarmıştı. "Yağız!" diyerek yakasından tutarak sarsmak istedim ama ben bunu yapamadan arabanın bir şeye çarpmasıyla belimi direksiyona çarpmış ardında yan koltuğa savrulmuştum. 

"Yağız uyan!" diye çığlık atarken, yeniden ona yöneldim ve tekrar bir çarpma ve ardından gelen taklayla araba ters düz olmuştu ve Yağız üstümdeydi. Yağız'ı itmek istedim ama başıma çarpan ne olduğunu çözemediğim sert cisim afallama mı sağlamıştı. Havada oluşan sis daha da yoğunlaşırken, öksürmeye çalışmam bile boğazımı ağrıtıyordu. "Yağız..." diye fısıldarken gözlerim kapanmaya başlamıştı.

**

Gözlerimi araladığımda başımın ağrısı kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. Başımı kaldırdığımda ilk önce gözlerimi loş bir ışığa alıştırmaya çalıştım. Neredeydim? Bir sandalyeye bağlanmıştım ve nemden nefes bile zor alınan bir alana kapatılmıştım. Gözlerim etrafı tararken, hemen karşımda benimle aynı şekilde bağlanmış olan Yağız'a kaydı. Başı önüne düşmüştü ve kalın bir iple bağlanmıştı. Yağız'ı bağlayan kişi bana kıyasla onu daha sıkı bağlamış gibi görünüyordu. Yağız'ın bağlandığı ipler vücuduna öyle oturmuştu ki nefes aldığında ipler zorlanıyordu.

BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin