4.2

275 26 53
                                    

"Hanımefendi içeri giremezsiniz! Burası yoğun bakım ünitesi!"

"Doktor bey lütfen. Ender'i biraz da olsa görmek istiyorum..."
Her ne kadar zorlasam da doktor içeri girip Ender'i görmeme izin vermemişti. Sinirle kolumu doktorun elinden kurtarıp Kerim'in yanına gittim. Hemen beni kolları arasına alıp sıkıca sarıldı. Gözlerim yine dolmaya başladığında bu sefer kendimi zorlamadım ve akmalarına izin verdim.

Ender benim için çok önemliydi. Yaşadığımız onca olaydan sonra kader, düşmanlığımızın sonlanıp arkadaşlığa dönüşmesine sebep olmuştu. Aslında o benim arkadaştan öte kız kardeşim gibiydi artık...

Hiç beklenmedik bir anda yaşanan bu trafik kazası sonucu hemen hastaneye koşmuştuk. Kaya birkaç saat sonra zor da olsa kendine gelmişti. Ama Ender hâlâ yoğun bakımdaydı. Durumu ağırdı...

Ona bir şey olacak diye çok korkuyordum...
Daha yaşayacağımız onca güzel anı varken bir anda bizi bırakıp gitmesine dayanamazdım...

Kaya da kendi tedavisini bırakıp Ender'i görmek istiyordu. O da bizim gibi çok korkuyordu...
Caner desen bir sandalyeye oturmuş öylece karşısındaki duvarı izliyordu. Elinden bir şey gelmeyeceğini biliyordu, o yüzden oturup beklemekten başka çaresi yoktu.

"Merak etme güzelim. Ender'in ne kadar inatçı ve güçlü bir kadın olduğunu çok iyi biliyorsun. O kolay kolay bizi bırakmaz. Ama şu an bırakalım da doktorlar ona yardım etsin. Eminim yarın uyanıp, ona sürpriz parti yaptığımız için bizi azarlayacaktır." beni güldürmeye çalışıyordu. Başarılı olmuştu da. Bir elimle göz yaşlarımı silerken bir yandan da hafifçe güldüm. Umarım Kerim'in söylediği gibi olurdu...

"Seni eve kadar götüreyim de üzerini değiştir. Hava soğuk, bu elbise ile üşüteceksin."

***
(4 saat sonra)

"Doktor geliyor!"
Emir'in sözleri ile hepimiz ayaklandık. Doktor sonunda yanımıza ulaştığında saatler sonra Caner'in sesini duyduk.
"Ablam nasıl?"
Sesi öylesine yorgun ve kırıktı ki...

"Yoğun uğraşlar sonucu hastamız zorlu süreci atlattı. Az önce uyandı ve durumu stabil. En fazla iki kişi olmak şartıyla kendisini görebilirsiniz. Ama lütfen hastamızı yormayın."
Ender yarım saat önce yoğun bakımdan normal odaya alınmıştı. Ama bize net bir şey söylemeden önce Ender'in durumunun iyi olduğundan emin olmak için birkaç test yapmışlardı.

"Teşekkürler." Caner hızla Ender'in kaldığı odaya doğru ilerlemeye başladı. Biz ise yerlerimize oturup rahatça nefes aldık. Ender'den iyi haberler almamız hepimizin içini rahatlatmıştı. Hepimizin yüzünde ufak bir tebessüm vardı.

Doktor ise Kaya'nın kan tahlillerine bakmak için onun kaldığı odasına gitti.

"Demiştim sana Ender iyi olacak diye."
Yanımda oturan Kerim'e dönüp gülümsedim, "Demiştin..."
Gülümsediğimi görünce bir elini yanağıma koyup hafifçe okşamaya başladı.
"Uykun var mı? Biraz uyu istersen. Merak etme ben Ender'in durumunda değişiklik olursa seni uyandırırım."

Başımı olumsuz olarak iki yana salladım, "Yok, uykum yok. Özür dilerim, seni de arkamdan sürükledim. Saatlerdir buradasın..."

"Böyle şeyler söyleme. Ender ve Kaya benim de arkadaşlarım. Ben de onlar için endişeleniyorum. Hem siz burada saatlerce beklerken benim evime gidip rahatça uyumamı mı bekliyorsun? Daha çok beklersin sarı kafa." sözlerine hafifçe güldüm.

O sırada Caner odadan çıktı.
"Yıldız, hadi sen de gel içeriye. Ender'in iyi olduğunu kendi gözlerinle görüp rahatla. Çünkü hâlâ diken üstündesin, farkındayız. Hem Ender seni görünce çok mutlu olacaktır..."

Caner'in sözlerine itiraz edemedim çünkü haklıydı. İçimdeki kötü ses hiç durmadan daha yeni düzelen moralimi bozuyordu. O yüzden en iyisi Ender'i görmekti...

Hemen yanı başımdaki odaya girdiğimde Ender'in gözleri beni buldu.
Çok yorgun görünüyordu...
Solmuş yüzü masmavi gözlerinin daha da ortaya çıkmasına neden olmuştu. Gerçi o Ender'di. Böyle bile güzeldi.

"Ender..."
Hızla yanına gidip ayaklarının ucuna oturdum.
"İyi misin?"

Ender sadece tebessüm etti. Hâlâ konuşamayacak kadar acı içindeydi...
Tebessümüne karşılık elimi elinin üzerine koydum.
"Sizin için çok endişelendik. Çok şükür ki hem sen, hem Kaya gayet iyisiniz. Eminim ki en kısa zamanda daha da iyi olacaksınız."

Caner de sandalyesini Ender'in diğer yanına uzaklaştırdı ve oturdu.
Sözlerime devam ettim, "Ama şimdi dinlenmen gerekecek. Entrikalardan uzaklaşıp birazcık kendine zaman ayırman gerek. Tabii entrika kraliçemizi ne kadar uzak tutabilirsek!"

***

Omuzlarıma bırakılan ceket ile gözlerimi hastane kapısından çevirdim. Benim için sıcacık ceketinden vazgeçen Kerim'e tebessüm ettim.
Saate en son baktığımda gece yarısıydı. Hâlâ hastanedeydik. Bundan şikayetçi değildik çünkü Kaya ve Ender iyileşene kadar içimiz rahatlamayacaktı.

Geçirdikleri kazada, Ender başına da darbe almıştı. O yüzden her ihtimale karşı bu gece uyanık kalması gerekiyordu. Biz de ikişer saatlik nöbetler halinde Ender ile sohbet ediyor, onu uyanık tutmaya çalışıyorduk.
İlk nöbet bendeydi. Kerim de benimle gelmek istediğini söyledi ve iki saat boyunca Ender ile vakit geçirdik. Ender çok fazla konuşamasa da güzel vakit geçirmiştik. Şimdi sıra Caner'de idi.
Biz de Kerim ile hava almak için hastaneden çıkmıştık. Ama eve gidip üzerimi değiştirdiğimde yanıma aldığım ceketim şu anda hastanenin ikinci katında, Emir ve Caner'in yanındaydı. Hava o kadar soğuk değildir diye düşünüp yanıma almamıştım. Ama belli ki yanılmışım.

"Yıldız, sabahın erken saatlerinden beri koşuşturuyorsun. Çok yorulduğunun farkındayım. Biraz arabada uyumak ister misin?"

Hayır diyecek halim yoktu. Ender'e doğum günü partisi yapacağız diye sabahtan beri mağazadan mağazaya, mekandan mekana dolaşmıştık.
Çok uykum vardı, her yerim ağrıyordu.

Bu yüzden başımı salladım ve Kerim ile arabaya gittik. Arabaya bindiğimizde Kerim klimayı açıp arabanın ısınmasını sağladı. Başını koltuğa yasladı, kollarını bağladı ve gözlerini kapattı.
Ben hiç orada yokmuşum gibi davranmasına gözlerimi devirdim ve güldüm.

Başımı onun omzuna yaslayıp gözlerimi kapattım. Kesinlikle uykuya ihtiyacım vardı. Kerim anında başını başımın üzerine yerleştirdi. Dudaklarıma hafif bir tebessüm yayılırken Kerim'in kokusunu soludum.
İşte şimdi huzurlu bir uyku çekebilirdim...

Bölüm Sonu

Selam! Bölüm çok geciktiği için çok özür dilerim. Bu aralar çok yoğunum o yüzden yazmaya hiç zamanım kalmıyor :(
Bölüm sonu da içime sinmedi ama diğer bölümlerde telafi etmeye çalışacağım söz❤️

𝑺𝒆𝒓𝒆𝒏𝒅𝒊𝒑𝒊𝒕𝒚 | ʏɪʟᴋᴇʀ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin