"Bir sürü fotoğraflarını çekmiş. Özellikle de sen ve Kerim... Çok yakınken..."
"A-Ama ben Halit'ten boşandım. Bu onun ne işine yarayabilir ki?"
Kaya elindeki dosyayı masaya bıraktı.
"Biliyorsun ki velayet davalarında en önemli şeylerden birisi velayeti alan kişinin, çocuğun sağlığına ve bakımına özen göstermesi, ona zaman ayırması. Senin Halit Can'ı ne kadar çok sevdiğini, onunla ne kadar ilgilendiğini gayet iyi biliyorum."Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti,"Ama davada Halit Can ile ilgilenmediğini, onun yerine Kerim ile görüşüp gezilere gittiğini savunacaklar. Bunu da fotoğraflar ile kanıtlayacaklarını düşünüyorlar."
"Ne? Saçmalık bu!"
"Ayrıca Halit, Argun Holding'in başında olduğu için onu daha iyi şartlar altında yetiştireceğini belirtmeden de geçmeyecek tabii."
Bakışlarımı Ender'e çevirdim. O da benim gibi mutsuz gözüküyordu."Kaya, siz beni çok iyi tanıyorsunuz. Ben oğlum için her şeyi yaparım. O geziye de gitmeyecektim, son anda kararım değişti. Ayrıca... Kerim ile aramızda hiçbir şey yok. O gece olan şey tamamen benim salaklığım yüzündendi. Yine bir yalana inandım..."
"Tamamdır, savunmalarının yalan olduğunu ispatlamak için elimden geleni yapacağım. Ama bu süreçte tekrar böyle bir olayın gerçekleşmemesine dikkat et. Eğer yine böyle bir şey yaşanırsa davayı kazanmamız çok zorlaşır. Bu yüzden Halit Can ile daha fazla vakit geçirmeye çalış. Ben, Halit'in davayı kaybetmesi için yeterli delilleri toplayana kadar dikkatli ol lütfen."
Başımı sallayarak onu onayladım.
"Ayrıca tekrar gizli fotoğraflarının çekilmesini engellemek için bir şeyler yapacağım."
"Tamam. Sana ne kadar teşekkür etsem az Kaya. İyi ki varsın." tebessüm ettim.
**
"Sonra Şahika gelince ben de direkt içeri daldım."
"İstemediğin ot burnunun dibinde bitermiş."
Ender'in sözüne hak verdim.Kaya ile durum değerlendirmesi yaptıktan sonra Ender ile kahve içmeye çıkmıştık. Ben de odaya girmeden önce Kerim ile karşılaşmamızı anlatıyordum.
"Ben hâlâ Şahika'nın Kerim'i tehdit ettiğini düşünüyorum. Bu işte bir terslik var. Kerim asla Şahika'nın yanında duracak biri değil."
"Ben de öyle düşünüyordum. Ama artık Kerim'i düşünmeyi bıraktım. O gece beni öpmesi hiçbir şeyi değiştirmedi. Şahika hâlâ Kerim'in peşinde dolanıyor. Kerim'in itiraz ettiği de söylenemez."
"Neyse, er ya da geç çıkar kokusu."
Biz kahvelerimizi içmeye devam ederken, Ender holdingin düzenlediği partiyi anlatıyordu.
"Sen de gel lütfen. Kaya çok yoğun olduğu için gelemeyecekmiş.""Hiç gelemem vallahi. Oradaki herkes itici."
"Beni kıracak mısın yani?"
"Seni tanımasam bu sözüne inanırdım da maalesef be Endo."
O sırada Kerim'in bize doğru geldiğini gördüm. Boğazımı temizleyip Ender'in bakışlarını Kerim'e çevirmesini sağladım.
"Selam kızlar.""Hello Kerim. Nasılsın?"
"İyiyim Ender, sen nasılsın?"
Ender tek kaşını kaldırıp Kerim'e sahte gülüşünü sergiledi.
"İyiyim.""Yıldız, biraz konuşabilir miyiz?"
"Hayır."
Başımı diğer tarafa çevirdim.
"Yıldız yapma böyle. Olanları açıklamak istiyorum lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒆𝒓𝒆𝒏𝒅𝒊𝒑𝒊𝒕𝒚 | ʏɪʟᴋᴇʀ
Fanfictionꜱᴇʀᴇɴᴅɪᴘɪᴛʏ: "ᴛʜᴇ ᴏᴄᴄᴜʀʀᴇɴᴄᴇ ᴀɴᴅ ᴅᴇᴠᴇʟᴏᴘᴍᴇɴᴛ ᴏꜰ ᴇᴠᴇɴᴛꜱ ʙʏ ᴄʜᴀɴᴄᴇ ɪɴ ᴀ ʜᴀᴘᴘʏ ᴏʀ ʙᴇɴᴇꜰɪᴄɪᴀʟ ᴡᴀʏ." (Olayların mutlu veya faydalı bir şekilde tesadüfen meydana gelmesi ve gelişmesi.) [Eğer Yasak Elma dizisinden tanıdığımız Yıldız ve Kerim bambaşka bir ş...