"Çünkü sen benim hiçbir şeyim değilsin!"
Tüm sinirimi çıkartmıştım. Belki söylediklerim çok ağırdı ama umrumda değildi. Hak etmişti!
Bal gözlerinin göz bebekleri yine büyümüştü. Hâlâ sinirliydi ama bana daha fazla bağırmak istemiyordu. İkimiz de bağırdığımız için hızla nefes alıyorduk. Bu beni rahatsız etmişti.
Kerim'in cevabını beklerken hiç beklemediğim bir şey oldu.
Kerim ellerini yanaklarıma yerleştirip beni kendisine çekti ve dudaklarımızı birleştirdi...
Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken hareket edemedim. Vücudum heykel gibi hareketsiz kalmıştı. Kalbim maraton koşmuşcasına atıyordu.
Kerim yavaşça benden uzaklaştı ve gözlerime baktı. Yanağımdaki elinin titrediğini hissettiğimde elini çekti.
Karşılık vermediğim için üzülmüştü...
O anda benden uzaklaştığı için kendimi boşlukta hissetmiştim...Karanlıkta yıldızlar gibi parlayan bal gözlerine bakarken tebessüm ettim ve ona yaklaştım. Bunu fark ettiğinde gülüp tekrar dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Öpüşüne karşılık verirken elimi omzuna koydum. O anda dün gece beni öpmediğinde üzüldüğümü fark ettim. Beni öpmesini içten içe istemiş ama inkâr etmiştim. Bu yüzden tüm gece düşünüp uyuyamamıştım...
Uzun sürmeden biraz uzaklaştı. Saçımı kulağımın arkasına çekip güldü.
"Tokat atmadın..."Bu sözüne gülüp omzuna hafifçe vurdum, "Kaşınma istersen."
Gülüp yanağımı öptü ve bir adım uzaklaştı.Birbirimize gülümseyerek bakarken güzel sessizliği bozdu, "Göl kenarına gidelim mi?"
"Olur."
**
Göl kenarına geldiğimizde Kerim giydiği ceketini çıkardı ve oturmamız için yere serdi. Yan yana oturup yıldızları izlemeye başladık. Sanki bu gece yıldızlar bizim için daha da parlak görünüyordu. Belki de bana öyle geliyordu.
"Sana şarkı söylememi ister misin?"
Kerim'in sorusuyla heyecanla başımı salladım. Ayaklarımı hafifçe toplayıp ona doğru döndüm. Şimdiye kadar kimse benim için şarkı söylememişti.Bu heyecanıma güldü. Başını gökyüzüne çevirdi ve şarkının melodisini mırıldanmaya başladı.
"Gökyüzünde ne çok yıldız var
Biri parlak, biri ürkek, biri yalnız,
diğeri sanki burda"Son sözlerinde bana bakıp gülümsedi.
"İçimizde ne çok hırsız var
Biri aldı beni götürdü,
sonra sattı, hem de yok pahasınaAh şu hırsızlar
Her gece rüyamda senin kılığında dolaşırlarAh karanlıklar
Seni benden, seni dünden,
seni gerçeklerden korurlar"Başını ritme göre hafifçe sallarken gülümseyerek onu izledim. Ona baktıkça insanın içini gıdıklanıyordu. Gözleri gecenin karanlığında bile yıldızlar gibi parlıyordu. Yüzündeki her santim ünlü bir ressamın fırça darbeleriydi sanki.
Şarkıyı az da olsa söyledi. Keşke biraz daha söyleseydi diye geçirdim içimden. Sesi öylesine güzeldi ki, anlatamazdım...
"Çok güzeldi..." dedim kısık sesle. Sanki biraz daha yüksek sesle konuşsam bu güzel rüyadan uyanacak gibiydim.
"Hadi sen de bir şeyler söyle." dedi çocuksu bir heyecanla.
Gülüp başımı iki yana salladım, "Hayır asla söyleyemem. Benim sesim iğrençtir!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒆𝒓𝒆𝒏𝒅𝒊𝒑𝒊𝒕𝒚 | ʏɪʟᴋᴇʀ
Fanfictionꜱᴇʀᴇɴᴅɪᴘɪᴛʏ: "ᴛʜᴇ ᴏᴄᴄᴜʀʀᴇɴᴄᴇ ᴀɴᴅ ᴅᴇᴠᴇʟᴏᴘᴍᴇɴᴛ ᴏꜰ ᴇᴠᴇɴᴛꜱ ʙʏ ᴄʜᴀɴᴄᴇ ɪɴ ᴀ ʜᴀᴘᴘʏ ᴏʀ ʙᴇɴᴇꜰɪᴄɪᴀʟ ᴡᴀʏ." (Olayların mutlu veya faydalı bir şekilde tesadüfen meydana gelmesi ve gelişmesi.) [Eğer Yasak Elma dizisinden tanıdığımız Yıldız ve Kerim bambaşka bir ş...