"Aşk maşk yok artık. Aşk bana, ben aşka küstüm. Bundan sonra böyle."
Kahvemden bir yudum alıp fincanı masaya bıraktım.Kerim ile sahilde tartışalı bir hafta olmuştu. O bir hafta içinde sadece bir kez karşılaşmıştık. O karşılaşmada da o benimle konuşmaya çalışırken ona fırsat vermeyerek laf sokup kaçmıştım. Panik olduğumda saçma sapan şeyler söylemekten nefret ediyordum!
"Kendini bu kadar yorma Yıldız. Akışına bırak her şey düzelecektir. Bak, ben ve Kaya yıllar boyunca ayrı kaldık. Ama kader bizi tekrar bir araya getirdi."
Ender'in sözlerine güldüm, "İyi güzel de, şu yaşıma kadar kader bana hiç gülmedi. Bundan sonra da güleceğini sanmıyorum. Sen ve Kaya birbirinizi bulduğunuz için çok şanslısınız. Keşke ben de sizin gibi bir aşk yaşayabilsem... "
Bebek telefonundan Halit Can'ın ağladığını duyduğumda hemen yukarı çıktım. Uyanan oğlumu kucağıma alıp arkasını sıvazlayarak sakinleşmesini sağladım. Başına öpücük bırakıp hafifçe sağa-sola sallanırken, o da ağlamayı kesmişti.
Uykusunu iyi alamadığı için onu tekrar yatağına yatırdım. 15 dakika boyunca onu uyutmaya çalışsam da bir türlü uyumamıştı. Sonunda boş verip tekrar kucağıma aldım. Biraz oyun oynadıktan sonra kesinlikle uykusu gelecekti zaten.
Üzerini değiştirip hemen Ender'in daha fazla yalnız bırakmamak için yanına indik.
"Biz geldik!"Ender anında Halit Can'ı kucağına alıp onunla oynamaya başladığında gülerek koltuğa oturdum. Normalde insanlara yumuşak yanını göstermeyen Ender, Halit Can'ı gördüğünde birden pamuk şekere dönüşüyordu. Onları böyle izlemek beni çok mutlu ediyordu...
**
"Yarın mahkeme günü... Nasılsın?"
Kaya'nın sorusu beni mahkeme konusunda daha da germeye yetmişti bile, "O kadar korkuyorum ki anlatamam..."
Ender ile evde kahve içtikten sonra Kaya'nın araması ile holdinge gelmiştik. Ona bazı dosyaları getirmem gerekiyordu.
"Biz elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Tamam mı? Korkma."
"Tamam. Teşekkür ederim..."
Gülümseyerek Kaya'ya sarıldım. Bu süreçte en büyük destekçilerimden birisi olmuştu. Onun ne kadar iyi bir avukat olduğunu çok iyi biliyordum. Ama söz konusu oğlum olduğu için korkuyordum...Kaya'ya belgeleri verdikten sonra vakit kaybetmeden Argun Holding'ten çıkış yaptım. Bugün Halit ya da Kerim ile karşılaşmak istemiyordum. Hele ki yarının büyük gün olduğunu hepimiz bildiğimiz için karşılaştığımız ortamlar daha da geriliyordu...
Eve geldiğimde annemin Halit Can ile oyun gününe gittiğini hatırladım ve rahat bir nefes verdim.
"Aysel bana bir papatya çayı yapar mısın lütfen? Bahçeye getir."Şu mahkeme günü bitmeden bana rahat yoktu. Vücudumun stresten dolayı şişmesi de eklenince dokunsalar ağlayacak duruma gelmiştim. Elimden gelen tek şey dua edip en iyisini ummaktı...
**
Ertesi günEllerim heyecandan titrerken mahkeme salonuna girdim. Büyük gün sonunda gelip çatmıştı!
Halit'in çoktan geldiğini gördüğümde gözlerimi devirip Kaya'nın yanına gittim. Hemen yanımdaki Ender sırtımı sıvazlayıp arkadaki sandalyelerin birine oturdu.Derin bir nefes verip mahkemenin başlayacağı anı beklemeye başladım. O sırada Emir ve Caner bizim tarafımıza, Şahika da Halit'in tarafına gitmişti.
Herkes toplandığında hakim bey konuşma önceliğini davayı açan Halit'in tarafına vermişti. Savundukları şeylerin çoğunun yalan olması sinirden gülmeme neden olmuştu. Delirmeme az kalmıştı artık!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒆𝒓𝒆𝒏𝒅𝒊𝒑𝒊𝒕𝒚 | ʏɪʟᴋᴇʀ
Fanfictionꜱᴇʀᴇɴᴅɪᴘɪᴛʏ: "ᴛʜᴇ ᴏᴄᴄᴜʀʀᴇɴᴄᴇ ᴀɴᴅ ᴅᴇᴠᴇʟᴏᴘᴍᴇɴᴛ ᴏꜰ ᴇᴠᴇɴᴛꜱ ʙʏ ᴄʜᴀɴᴄᴇ ɪɴ ᴀ ʜᴀᴘᴘʏ ᴏʀ ʙᴇɴᴇꜰɪᴄɪᴀʟ ᴡᴀʏ." (Olayların mutlu veya faydalı bir şekilde tesadüfen meydana gelmesi ve gelişmesi.) [Eğer Yasak Elma dizisinden tanıdığımız Yıldız ve Kerim bambaşka bir ş...