2.4

437 37 80
                                    

"Günaydın!"
Gülümseyerek Kerim'in yanına ilerledim.
"Günaydın."
Gülümsemesi yüzüne yayılırken gamzeleri belirdi. Bugün çok enerjik ve mutluydu. Bunu görmek beni de mutlu ediyordu.
Arabaya binmem için arabanın kapısını açtı, "Önden buyur külkedisi."

"Külkedisi deme bana." dedim arabaya binerken. Gülerek sürücü koltuğuna geçti.
"O zaman başka bir lakap bulmamı bekleyeceksin."
Arabayı çalıştırdı ve diğer çalışanlar ile buluşacağımız yere doğru sürmeye başladı.
"Farkında mısın bilmiyorum ama benim bir adım var. Adım Yıldız. Herkes bana Yıldız diyor, sen de öyle de."

Başını iki yana salladı, "Senin de söylediğin gibi, herkes sana Yıldız diyor. Ben herkes olmak istemiyorum."

Bu da neydi şimdi?
Ne demek istediğini anlamadığım için susup yolu izlemeye başladım.
Kısa süre sonra aklıma gelen şey ile başımı Kerim'e çevirdim.
"Şahika bu geziyi duyunca ne dedi? Merak ettim doğrusu."

"Bir şey demedi. Demesi mi gerekiyordu?"

"Bilmem ki, sevgilin sonuçta. O da gelmek isteyebilir ya da senin gitmeni istemeyebilir? "

Güldü, "O böyle ortamları sevmez. Ona haber verdiğimde sen git eğlen, keyfine bak dedi. Sevgilim çok anlayışlı biridir."

"Hıı, öyledir bilmez miyim..." gözlerimi devirdim.

Arabada hafif müzik sesi dolanırken ufak yolculuğumuz çalışanlar ile buluşacağımız yere geldiğimizde sona erdi. Kerim orada bizi bekleyen kişiye arabasının anahtarlarını verdi. Sanırım Kerim'in yardımcısı falandı.
"Hoş geldiniz. Siz de geldiğinize göre artık gidebiliriz."

Bülent Bey'in sözleriyle herkesin bizi beklediğinin farkına varmıştım. Onca insanı beklettiğim için utanmıştım.
Yavaş yavaş eşyalarımızı otobüse taşırken Caner ve Emir'in yanına ilerledim.
"Selam canlarım!"

"Selam Yıldo'm!" Emir'in gülerek bana sarılmasıyla sarılışına karşılık verdim.
Caner kaşlarını çatıp ellerini omuzlarımıza yerleştirdi, "Çok mutluyuz kesin kötü bir şeyler olacak!"

"Caner saçmalama! Hadi bin şu otobüse."

**

Yanımda fısıltılar duyduğumda başımı sola çevirdim. Caner gözlerini kapatmış, ellerini semaya açmış dua ediyordu.
"Caner iyi misin? Korkuyorum bak."

"Hepimiz gülüyoruz, eğleniyoruz. Ben buna alışık değilim. Otobüs bir uçurumdan yuvarlanacak kesin. Son dualarımı ediyorum."

"Ben neden seninle oturdum ki? Emir! Yer değiştirelim n'olur ya! Bu Caner yine keçilerini otlamaya salmış!"

Emir şirketten hoşlandığı kızın yanına oturduğu için Caner bana kalmıştı. Emir gülerek beni reddettiğinde Caner'e döndüm. Ellerini alıp zorla yüzüne sildirdim.
"Tamam kırk yılın başı dua ettin amin diyelim. Ama abartma ya, biraz rahatla, bak al şunları biraz müzik dinle, kafanı dağıt." kulaklıklarımı ona uzattım.

**

Felaket tellalı Caner'in yanında moral dolu (!) bir yolculuk geçirmiştim. Otobüs sonunda durduğunda yerimden kalktım.
"Çok şükür! Çekil çekil!"
Caner'in ayaklarını ittirerek oradan çıktım. Tam önümde, otobüsten inmek için sıra bekleyen Kerim gülerek bana yol açtı. Caner'den çektiklerime şahit olmuştu ve benimle dalga geçiyordu resmen!

Otobüsten indiğimde temiz havayı soludum. Bu yolculuktan çıkardığım sonuç, bir daha Caner ile asla yan yana oturmayacağımdı. Resmen ruhumu sömürmüştü!

"Kesin şimdi araba çarpacak bize."
Kerim'in yanıma gelip dalga geçmesi ile gözlerimi devirdim.
"Ha ha ha ne kadar komik! Önceki hayatında komedyen miydin sen? Aferin."

Hızla diğer kızların yanına gittim. Durmadan aynı iki kişi ile muhattap olmaktan artık dışlanma derecesine gelmiştim. Biraz aralarına girip kaynaşmam gerekiyordu.
Kızların söylediklerine göre yarım saatlik moladan sonra bir saat daha yolculuğa devam edecektik. Ondan sonra bungalov tarzı bir yerde kalacaktık. Hep bir bungalovda kalmak istemişimdir!

Orada bulduğumuz makineden kahve alıp sohbet ettik. Kızların çoğu egoist ve iticiydi. Ama ne yalan söyleyeyim aralarında iyi olanlar da vardı. Ama sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.

Otobüse tekrar doluştuğumuzda, bu sefer Emir'in hoşlandığı kızın yanına oturdum. Nihayet Emir'i Caner'in yanına postalamıştım. Emir bana katil bakışlarını atsa da umursamayıp kız ile sohbet etmeye başladım.

"Pşt sarı kafa. Aç mısın?"
Hemen önümde oturan Kerim başını iki koltuğun arasına sokmuş sırıtıyordu.
"Külkedisi bitti, şimdi de sarı kafa mı başladı? Allah'ım sen bana sabır ver."

Hiçbir şey söylemeyip sırıtmaya devam ettiğinde ofladım, "Of tamam. Evet açım!"
Bu sözlerime gülüp bize iki paket kraker uzattı. Yanımdaki kızı yok saymamış olması hoşuma gitmişti açıkçası.
"Sarı kafa lakabını beğenmedim değiştir. Neyse, kraker için teşekkürler."

**

"Bacımsu haklıymışsın ya. Geldiğime geleceğime lanet ettim, yeter! Caner bir sus artık! Bir sus da mutlu olalım azıcık!"
Emir arkamdan otobüsten inerken söyleniyordu. Bu haliyle dalga geçtikten sonra bavulumu alıp diğerlerini takip ettim.

Görevli beyefendi bize bungalov anahtarlarını verirken bölge hakkında ufak bilgiler de veriyordu.
"Ay boya posa bak! Bayılacağım şimdi..."
Yanımdaki kızların fısıldayarak görevliye sulanması kıkırdamama neden olmuştu. O sırada bana anahtarı uzatan görevli bu kıkırdamamın üzerine bana gülüp göz kırptı. Utanıp hızla anahtarı aldım ve gözlerimi kaçırdım.

Yanımdaki iki kız bana imalı imalı bakarken diğer kızlar bana kötü bakışlar atmaya başlamıştı. Galiba kıskanmışlardı...

Ellerimi yanaklarıma koyup kızaran yüzümü serinletmeye çalıştım. Ama bu hiçbir işe yaramıyordu! En iyisi boşverip başka şeyler ile ilgilenmekti..

Bungalovlarda üçer kişi kalacaktık. Caner ve Emir zorla Kerim'i yanlarına almıştılar. Ben ise yanımdaki iki kız ile kalacaktım. Bungalovlarımızın karşılıklı olması beni mutlu etmişti. Caner ve Emir'den uzakta kalmak istemiyordum, onlar benim en yakın arkadaşlarımdı sonuçta.

Ben bungalovun içine hayranlıkla bakarken kızlar heyecanla yataklara zıpladılar.
"Burası çok güzel!"

"Ben burada ömür boyu yaşayabilirim!"
Mavi gözlü kumral kızın sözlerine güldüm. Bavulumu boşaltmaya üşenip yatağımın yanına koydum.

Gönderen: Bilinmeyen
Keyifli geziler gönlümün çiçeği.

Gönderen: Yıldız
İçimden bir ses senin de burada olduğunu söylüyor...

Gönderen: Bilinmeyen
İçindeki ses de olmasa biz bitmişiz.

Gönderen: Bilinmeyen
Neyse,

Gönderen: Bilinmeyen
Evet ben de geldim, bu fırsatı hiç kaçırır mıyım?

Gönderen: Yıldız
Şapşal *gülen emoji*

Kendi kendime gülüp yatağa uzandım. Salak salak mesajlar atıp beni güldürüyordu. Karşıma çıktığında kesin gülmekten konuşamazdık.
Sahi, acaba ne zaman karşıma çıkacaktı?

Acaba nasıl biriydi?

Umarım bu kişi Barış gibi biri değildir...

Bölüm Sonu

𝑺𝒆𝒓𝒆𝒏𝒅𝒊𝒑𝒊𝒕𝒚 | ʏɪʟᴋᴇʀ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin