"Kızım neyin var senin? Kahvaltıda da bir şeyler yemedin. İyi misim kuzum?"
Annemin konuşmasıyla başımı ona doğru çevirdim. Haklıydı, ne gözüme uyku girmişti, ne de boğazımdan bir lokma geçmişti...
Sabaha kadar Bilinmeyen kişinin sözlerini düşünmüştüm...
Gerçekten kalbime kilit vurmaya mı çalışıyordum?
Söyledikleri bende çok ağır bir etki bırakmıştı. Hala etkisinden çıkamamıştım doğrusu.Gök ağarana kadar bu sözlere kafa yormam sonucunda ne yaptığımı anlamıştım; bir daha kırılmaktan korktuğum için herkesten uzaklaşmıştım...
Kazandığım onca para ile beraber güçlendiğimi düşünürken aslında kendimi herkesten soyutlayarak daha da güçsüzleşmiş, zayıflamıştım...Kendi halime defalarca kez güldüm. Bu durumu fark edemeyecek kadar güçsüzdüm işte. Korktuğum gerçeğin tanımadığım biri tarafından yüzüme çarpılmasıyla şok yaşamıştım sanki.
Bir anda tüm parçalar yerli yerine oturmuştu, zayıflıklarım, korkularım gün yüzüne çıkmıştı.
Yüzünü görüp görmediğimi bile bilmediğim biri tarafından, duygularımı gömdüğüm engin denizlerin dibinden çekip alınmıştılar...Bu sayede de eğer yeniden gücüne kavuşmak istiyorsan, korkularının üzerine gitmen gerektiğini fark ettim...
"İyiyim annecim. Uykumu iyi alamadım da, o yüzden iştahım yoktu."
Halit Can'ın uzağa fırlattığı oyuncağını ona geri verip çayımdan bir yudum aldım. Bugün işe gitmek istemiyordum. Daha doğrusu gidecek halim yoktu.
Telefonumu elime alıp Bülent Bey'e işe gelemeyeceğime dair bir mesaj gönderdim. Uygulamadan çıkacakken dün akşam görüldü atıp bıraktığım Bilinmeyen'den mesaj geldiğini gördüm. Kendimi iyi hissetmesem de mesaja tıkladım.
Gönderen: Bilinmeyen
Günaydın güzel yüzlüm.Gönderen: Bilinmeyen
Dün gece söylediklerim yüzünden gözüne uyku girmediğini biliyorum.Gönderen: Bilinmeyen
Seni kırmayacağım, üzmeyeceğim derken tüm gece uykusuz kalmanı sağladığım için kendimden nefret ediyorum...Gönderen: Bilinmeyen
Ne kadar özür dilesem de az kalacak ama yine de özür dilerim.Gönderen: Bilinmeyen
Çok çok çok özür dilerim...Yutkunum biraz düşündüm. Daha sonra parmaklarımı ekranın üzerinde gezdirmeye başladım.
Gönderen: Yıldız
Günaydın.Gönderen: Yıldız
Öncelikle seni Halit ile karşılaştırdığım için özür dilerim.Gönderen: Yıldız
Bir an, sen dahil tüm erkeklerin onun gibi olduğunu sandım...Gönderen: Yıldız
Ayrıca evet, sabaha kadar söylediklerini düşündüm.Gönderen: Yıldız
Bunun için de teşekkür ederim.Gönderen: Yıldız
Çünkü bu sayede sevmekten ve sevilmekten korktuğumu fark etmiş oldum...Mesajımı görüp cevap yazmadığında telefonu kapatıp oğlumla ilgilenmeye devam ettim.
Aradan geçen birkaç dakika sonrasında bildirim sesi kulaklarıma geldi.Gönderen: Bilinmeyen
Kesin yine hayır diyeceksin.Gönderen: Bilinmeyen
Ama yine de söylemek istiyorum.Gönderen: Bilinmeyen
Sana korkunu yenmende yardım edebilirim.Gönderen: Bilinmeyen
Tekrardan aşka inanmana yardım edebilirim.Gönderen: Bilinmeyen
Aslında ne var biliyor musun?Gönderen: Bilinmeyen
Sen hayır desen de yardım edeceğim.Gönderen: Bilinmeyen
Yeniden sevmeyi ve sevilmeyi hissetmende yardım edeceğim sana.Gönderen: Bilinmeyen
Sonra da karşına dikilip o güzel gözlerinin içine baka baka seni seviyorum diyeceğim...Gönderen: Bilinmeyen
Ve belki bir umut, o anda senden duyduğum sözler ben de seni olur...Bölüm Sonu
![](https://img.wattpad.com/cover/226811501-288-k565288.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒆𝒓𝒆𝒏𝒅𝒊𝒑𝒊𝒕𝒚 | ʏɪʟᴋᴇʀ
Fanfictionꜱᴇʀᴇɴᴅɪᴘɪᴛʏ: "ᴛʜᴇ ᴏᴄᴄᴜʀʀᴇɴᴄᴇ ᴀɴᴅ ᴅᴇᴠᴇʟᴏᴘᴍᴇɴᴛ ᴏꜰ ᴇᴠᴇɴᴛꜱ ʙʏ ᴄʜᴀɴᴄᴇ ɪɴ ᴀ ʜᴀᴘᴘʏ ᴏʀ ʙᴇɴᴇꜰɪᴄɪᴀʟ ᴡᴀʏ." (Olayların mutlu veya faydalı bir şekilde tesadüfen meydana gelmesi ve gelişmesi.) [Eğer Yasak Elma dizisinden tanıdığımız Yıldız ve Kerim bambaşka bir ş...