3.

11K 263 108
                                    

Masumluk neydi sizce?

Bir genç kızın bekareti miydi masumluk? Ya da hayal dünyasında bütün renkleri sığdırabilecek kadar koca yürekli çocuk muydu? Belki de sadece laf olsun diye söylenen ve hiç var olmamış bir şeydi.

Peki siz en son ne zaman masum oldunuz? 

Yeni doğan kardeşinizi kıskanıp onun doğmamasını isterken ya da hazırlandığınız bir yarışmada rakibiniz gelemediği için sevinirken masum muydunuz? İstediklerinizi yapması için size değer veren birini türlü oyunlarla kandırırken, başınız belaya girmesin diye haksızlıklara susarken, sırf eğlence için çevreyi umursamadan ortalığı birbirine katarak eğlenirken masum muydunuz?

Hiç hayatınızda gerçekten masum oldunuz mu?

Ben olmadım. Kalbini kırdığım insanlar olmuştu; sonunu düşünmeden söylediğim ağır sözlerim, tutamayacağımı bile bile verdiğim yeminlerim vardı. Belki kötü biri değildim fakat hayatımda hiç gerçekten masum olmamıştım. 

Ben, Deniz. Deniz Atalay. 

İyiyle kötü arasında yalpalayan, hayalle gerçeği ayırt edemeyen, içtiği anti-depresanlarla ve yediği sakinleştirici iğnelerle ayakta kalan kadın. 

Bu seferkinin dozu yüksek.

Öyleydi. Zihnim yavaş yavaş kendine gelirken hayata dair düşünceler cirit atmaya başlamıştı yine. 

Hayatı sikeyim.

Gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeye çalışırken başıma saplanan ağrıyla inledim. Odanın perdeleri sonuna kadar çekilmiş, kış ayında değilmişiz gibi tüm gücüyle parlayan güneş içeriye hücum etmişti. Bir elimi başıma götürerek alnımı ovalarken yerimden doğrulmaya çalıştım. Dün gecenin silik parçaları yavaş yavaş yerine otururken bej rengi odaya baktım. Çift kişilik yatağın yanındaki komodinin üstünde dün gece hışmıma uğrayarak tuzla buz olmuş eski sürahi ve bardağın yerinde yenileri duruyordu. 

Susuzlukla kavrulan bedenim ihtiyaç içinde sürahiye uzandı. Büyük bir açlıkla suyu içime çekerken bir farklılık sezdim. 

Yok artık.

İçinde bir kaç damla su bulunan bardağı dudaklarımdan uzaklaştırarak avcumun içinde sıkıştırdım. Bardak ufak bir direnç gösterse de hafifçe içeri doğru bükülürken öfkeli bir kıkırtıya engel olamamıştım. 

Dün geceki katliamdan sonra cama benzeyen plastik bir takım yerleştirmişti.

Düşüncelerimin yönü dün geceye kayınca belimden aşağı inen ürpertiyi kovalamak istercesine silkelendim. Ciğerlerim nikotin için yanıp tutuşuyordu. Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi derli toplu duran ferah odada sendeleyerek makyaj masasının üzerindeki pakete uzandım. Titreyen ellerimle ancak bir kaç denemeden sonra yakabildiğim sigaradan derin bir nefes çekerken baş ağrımın hafiflediğini, zihnimin açıldığını hissediyordum. 

Defalarca kırdığım halde her seferinde tekrar takılan aynaya bakmadan geniş pencereye yürüdüm. 

Aynalardan nefret ediyorum.

Pencerenin odaya bakan dar bölmesine zayıflayan bedenimle kolaylıkla tünerken yemyeşil geniş bahçede kışın bile daima temiz tutulan büyük havuza diktim gözlerimi. Liseyi başarıyla tamamladığım için verilen büyük partinin favori adresi olmuştu bu havuz. O günün anısı gömüldüğü yerden kaçıp zihnimin bomboş odalarında dolanırken derin bir nefes daha çektim sigaramdan. 

SİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin