26.

2.5K 93 74
                                    

Dünya dönüyordu. 

Ya da dönen alkollü zihniydi. 

Gözlerini kapatıp kendini ritme bırakırken içinde bulunduğu andan daha fazlası yoktu kadın için. Ne aklına gelen elaları düşündü ne de kırık kalbini. Sadece dans etti. Bir ara gözlerini araladığında karşısında cehennemin derinlerinden gelen bir ateş parçasına benzeyen güzel kadını ve kalçalarından onu kavrayarak arkasında ölüm meleği gibi kaskatı dikilen adamı gördüğünde gözlerini devirdi. 

Abisi ve Deniz arasındaki ateş yüklü gerilimi izlemek istemiyordu. 

Ufak bir küfür mırıldanıp arkasını döndü. İnsanlara çarpa çarpa ilerliyordu. Kendisi sarhoştu, etrafındakiler sarhoştu ve kimsenin umurunda olmuyordu kimin kime temas ettiği. En sonunda dans eden kalabalıktan kurtulduğunda yüksek topuklularının üzerinde dengede durmaya çalışıp dönen başına elini götürdü. 

Son kadehi içememeliydim, diye düşünürken kendini toparlamayı bekliyordu. Derken sıcak parmaklar koluna sarıldı. Gözleri hızla açılırken karşısında günlerce kaçtığı kişiyi görmek şok etkisi yaratmıştı. Gözleri şaşkınca irileşti. 

"Konuşacağız." dedi adam. Sesi sertti, ela gözlerinde öfkeli pırıltılar vardı. İrem kolunu çekiştirerek kurtarmaya çalıştı kendini. 

"Seninle bir halt konuşmayacağım ben." diye tısladı. Kelimeleri ne kadar düzgün çıkmıştı emin değildi zira sarhoş olunca dili dolananlardandı. Adam zarif bedenini çekiştirerek kalabalıktan uzağa götürürken direnmeye çalıştı fakat nafile. 

"Uygar bırak beni." 

"Konuşacağız." 

İrem öfkeyle kolunu bir kez daha kurtarmaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Karşı karşıya kaldıklarında renkli parti ışıklarının altında adamın yüzünü inceledi. Yakışıklıydı ve bu canını çok yakıyordu.

Karşısındaki adamın hali ondan daha farklı değildi. Genç kadının üzerindeki askılı elbisenin açıkta bıraktığı narin omuzları dikkatini dağıtıyor, saf güzellik karşısında gardının düştüğünü hissediyordu. 

"Ben seninle konuşmak istemiyorum." deyince genç kadın, Uygar sinirlendiğini hissetti. 

"Günlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum İrem ama plazanın kapısından içeri girmeme bile izin vermediler. Ama bu kadar yeter. İstesen de istemesen de konuşacağız bu gece." 

Kadının zihni ayılmıştı artık. Karşısındaki adama öfkeyle bakarken dudaklarını birbirine bastırdı. Günlerdir evden çıkmadığı gibi Uygar'ın plazanın kapısından içeri bile girmemesi için güvenliği tembihlemişti. Yüzleşmek hazır olmadığı bir olaydı. 

Cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki yanlarına ateş kırmızı elbisesiyle Deniz geldi. İkisini kollarından tuttuğu gibi sürükleyerek götürürken konuşmalarına bile izin vermemişti. Sonrasında Özgür'ü partiden uzaklaştıracağını söyleyip aralarındaki meseleyi halletmeleri gerektiğini söylemişti. İrem dudaklarından çıkan bir itiraz cümlesine engel olamadı. 

"Ben hiçbir şey konuşmayacağım onunla!" 

Karşısındaki kadın başını iki yana sallarken "İrem inan bana hiç kan temizleyecek havamda değilim. Biz gittikten sonra istediğiniz haltı yapın ama şimdi kavga istemiyorum." demişti. 

SİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin