33.

2.4K 122 156
                                    

"En çok da bu dirayetine bayılıyorum, bebeğim." diyor elinin tersiyle yanağımı okşarken. Başımı çevirip uzaklaşmaya çalışıyorum ondan ama kelepçelerin soğuk demiri engel oluyor. Serumun iğnesinin bıraktığı morluk sızlıyor. "Ama yemek yememek direndiğin her an canını daha çok yakacağım. Zarar gören sadece sen olmayacaksın." 

Gözlerimi kapatıp onu görmemek istiyorum ama varlığı öylesine ezici ki göz kapaklarımın altından bile buz mavi gözlerinin parladığını hissediyorum. "Siktir git!" diye tıslıyorum. 

Dudaklarından çıkan onaylamayan bir ses kulaklarıma ulaşıyor. "Bana küfür etmemen konusunda anlaşmıştık sanıyordum." 

Cevap vermek için dudaklarımı aralıyorum ama buzdan parmakları sertçe çenemden kavrıyor, gözlerim açılıyor. Bir yırtıcının güzelliği olan keskin çehresine bakıyorum. "Sabrımı daha fazla zorlamak istemezsin." dediğinde dudaklarımdan bir kıkırtı dökülüyor. Yüzüne bakarken ağzımda biriktirdiğim tükürüğü yüzüne atıyorum. Gözleri öfkeyle parlıyor. 

"Orospu çocuğu." 

Karanlık. 

Görüntü bir anda gitti zihnimden. Sadece karanlık vardı şimdi. Kulaklarıma bir ses geldi, gözlerimi açmak istedim. Yapamadım. "Hadi denizyıldızım. Beni bırakıp gidemezsin." diyen Uygar'ı duydum. Sesi öylesine acı doluydu ki gözlerimi açıp ona sarılmak istesem de vücudumu hissetmiyordum. "Daha İrem'le benim dedikodumu yapacaksınız. Beni her gördüğünde çileden çıkacaksın ama ben yanına gelmekten vazgeçmeyeceğim."

Gülümsemek istedim, yapamadım. 

Titreyen sesi sustu, derin bir nefes aldı. Sonrasında bir şeyler daha söylediğini duydum ama algılayamadım. Karanlık tekrardan sardı zihnimi. Direnmek istesem de yapamadım. 

Karanlık.

Kalçamda keskin bir sızı var. Canım yanıyor. 

Yatağın soğuk nevresimini hissediyorum. Kaç gün, kaç gece geçmiş bilmiyorum. Kalçamdaki sargıya dokunarak inliyorum. Canım yanıyor. 

Yerimde doğrulduğumda sargının kanlandığını fark ediyorum. Birazı yatağın beyaz çarşaflarına da bulaşmış. Yataktan kalkmak istiyorum ama kasıklarımdaki acı kalçamdaki acıyla bir olup nefesimi kesiyor. Ağlıyorum. 

Karanlık. 

Zihnim bir kez daha kendine gelirken makinenin düzenli sesini duydum, kendimden başka birinin düzenli nefeslerini. Gözlerimi açmak istedim, yapamadım.

Karanlık. 

Ağırlaşmış bedenimle yavaş yavaş ilerleyerek benim için hazırlanmış masaya oturuyorum. Buz mavisi gözleri bir atmaca gibi her hareketimi takip ediyor. Dudaklarında tatmin olmuş bir gülümseme var. 

"Su'yun seni ikna edeceğini en başından tahmin etmeliydim." diyor alayla. Bakışlarımı öfkeyle yüzüne dikerken ellerimi yumruk yapıyorum, tırnaklarım avcuma batıyor. 

"Ondan uzak duracaksın." diyorum sertçe. Gözlerinden bir pırıltı geçerken yavaş adımlarla gelip tam karşıma oturuyor.

"Bu sana bağlı, biliyorsun." 

"Ondan uzak dur."

Alaycı bir gülümseme bahşederken güne, arkasına rahatça yaslanıyor. "Su..." Dudaklarını yaladı. "Pek tipim değil. Ben esmerleri severim ama böyle devam edersen bir istisna yaparım." 

SİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin