55.

2K 95 33
                                    

21 Mart 2021 / Saat: 22.36

Ben, Deniz.

Ölümle yaşam arasına sıkışmış kadın.

Yaşayacak gücü olmayan, ölümün bile kabul etmediği kadın.

Ben, Deniz Atalay.

Yırtıcısının buz mavilerinde her gün ölen, tüm benliği acıyla kavrulan Deniz.

Yaşamın içinde, eski bir plaktaki çizilmiş bozuk kısım gibi duruyordum. Tüm güzelliklerin içinde sinir bozucu çirkin nokta.

Bir ressam olsaydım şüphesiz kendimi yok ederdim.

Teninin sıcaklığını özlemiştim. Karanlığının tadını almayı, sert kaslarını parmaklarımın altında hissetmeyi, nefeslerimizin birbirine karışmasını özlemiştim.

Ufak bir şaşkınlıktan sonra tutkuma karşılık vererek bir kolunu belime dolayıp beni kendine bastırdı. Arzuyla karışık bir acıyla öptük birbirimizi.

Ablasının yasının tadını aldım, kendi yasımın tadını aldı.

Ellerimin arasına yüzünü aldığımda içimi gıdıklayan sakallarını özlemiştim.

Nefes nefese geri çekilip alnını dayadı alnıma. Gözlerinde yanan ateşler benimkinde de vardı. "Seni özledim." diye fısıldadı burnunu burnuma sürterken. O anda kafasının hafiften gittiğini fark ettim. İçeride de alışkın olduğum lezzetli bir ot kokusu vardı.

Ben de.

Sesimi çıkarmaya korkuyordum. Konuşmaktan çekiniyordum belki de, bu yüzden gülümseyerek dudaklarına hızlı bir öpücük bıraktım. Harlanan alevlerle bir kez daha öpmeye başladı beni.

Ah, Özgür...

Öpücükleri benliğimi talan ederken bir anda belimden tutup kaldırdı. Bacaklarımı beline doladığımda bir kez olsun öpmeyi bırakmamıştı.

Bırakırsa nefessiz kalacaktı sanki.

Hareket ettiğimizin farkına varmadım. Ancak hafifçe eğilerek yatağa bıraktığında fark edebildim yatak odasına geldiğimizi. Üzerimdeki cropu çıkardı önce, sonra sert omzuna tutunarak pantolonumdan kurtuldum. Hafifçe geriye çekilerek iç çamaşırlarıyla bezenmiş vücudumu süzdü.

Ah.

Siyahlarının yoğunluğu karşısında dizlerim titrerken bir kolunu başımın yanından sarsılmaz bir duvar gibi dayayıp üstüme eğildi. "Çok güzelsin."

Yutkundum. Büyülenmiş gibiydi, büyülenmiştim.

Cevabımı beklemeden dudaklarıma hırsla asıldığında karşılık vermeye çabaladım. Öylesine hırslıydı ki büyük bir açıkla abanmıştı üzerime iri bedeni. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp çeneme, oradan da kendine öpücüklerden bir yol yaparak göğüslerimin arasına indi. İki dolgunluğun arasına uzunca bir öpücük bıraktığında kesik bir nefes alarak gözlerimi kapattım.

Keşke... Keşke seninle çok daha önce karşılaşsaydık.

İç çamaşırımın açıkta bıraktığı memelerimi öptü, çıkartma zahmetine bile girmedi. Sütyenimi çekiştirerek memelerimi açığa çıkardı, birini emerken diğeriyle oynamaya başladı. İnledim.

"Ah!"

Asi tutamları parmaklarımın arasında dağılırken bacaklarımı aralayıp daha rahat yerleşmesine izin verdim. Sertliği bacaklarımın arasında, kadınlığımın üzerindeydi. İniltili ufak bir nefes alırken "Doyamıyorum." diye mırıldandı tenime.

SİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin