4.

8.2K 226 126
                                    

Genç adam sıkıntıyla içini çekti. Her zamanki gibi eli boş dönecekti, belliydi. Aylardır çevresinde dolandığı koca konağın devasa taştan duvarları aşılmaz bir set gibi duruyordu bugün de. Uyuşan bacaklarını açmak için son model arabasından inerek gerinirken son bir kez daha konağın demir kapısına baktı.

Dışarı çıkmayacağını biliyordu.

Kafasını iki yana sallayarak pes etti. Gidip duş almalıydı.

Arabayı sessizce çalıştırarak ilerlerken konağın kapısına kaçamak bir bakış attı. İki koruma camları karartılmış arabaya ifadesizce bakarken gaza yüklendi.

Sikeyim, diye düşündü genç adam. Siyah gözleri uykusuzluktan sızlıyordu.

Konağın yanındaki geniş koruyu geçerek son hız giderken uzakta iki büklüm birini fark etti. Siyahlara bürülenmiş sıska bir çocuk kendinden geçercesine öksürüyordu. Genç adam önce geçip gidecekse de sonra bu cılız bedendeki çocuğa yardım etmesini haykıran iç sesine boyun eğerek yavaşça durdu. Camı indirerek ciğerlerini sökercesine öksüren çocuğa baktı. "İyi misin, dostum?"

Çocuk öksürüklerini en sonunda dizginleyebildiğinde yavaşça doğruldu. Elleri boğuluyormuş gibi boğazına sarılmıştı. Hayalete dönmüş güzel yüzü gördüğünde genç adam kalbinin sıkıştığını hissetti. Dudaklarının ucuna kadar gelen şaşkın bir küfrü zorlukla dizginlemişti.

Kader diye bir şey varsa, tam da şu an olmalıydı.

----

Dumandan yaptığım halkaları yavaşça parmaklarımla dağıtırken sigaramdan derin bir nefes daha aldım. Dağılıp gitmiş eskilerinin yerine büzdüğüm dudaklarımın arasından yeni duman halkaları genişleyerek ilerledi. Küf kokan ve üzerinden kaç çiftin geçtiğini bilmediğim yatağın üzerinde iç çamaşırlarımla yatıyordum.

Şehrin kuzeyine -varoşlara- yakın bir yerde tek günlük ilişkilerin, fahişelerin ve pezevenklerin favori yeri olan eski bir motele yerleşmiştim. Böyle yerlerin en güzel yanı ne kamera vardı ne de kim olduğunu soran. Paran varsa her kapı açılırdı. Yediğim ucuz dönerin tadını bastırmak istercesine bir nefes daha aldım sigaramdan.

Uygar Atalay çoktan yokluğumu fark etmiş ve ortalığı birbirine katmış olmalıydı. Öfkeyle yanan ela gözleri geldi gözlerimin önüne. Kendimi bildim bileli yanımda o olmuştu. Okumayı söktüğüm zaman ilk kitabımı ona okumuştum. Yaptığım ilk dans gösterisini ona sergilemiş, ilk alkışımı ondan almıştım. Karne günlerime, sevgililerimi tehdit etmeye, kendi çapımda açtığım sergilere hep o gelmişti. Yetim kalan ruhlarımızı birbirimize sımsıkı sarılarak teselli etmiştik.

Burnumun sızladığını hissettim.

Sikeyim.

Son bir nefes daha çekerken küllerin karnıma dökülmesine izin verdim. İzmariti kırılmış yatak başlığında söndürüp odanın içine rastgele fırlattım. Biraz uyumalıydım.

İncelmiş yorganı üzerime çektim. Göz kapaklarım isyan edercesine acıyarak kapandığında oluşan karanlık aklıma tuhaf araba yolculuğunu getirirken benimkiler gibi simsiyah gözlerini düşündüm. Ne demişti adına?

Özgür.

Güzel bir ismi vardı. Daha önce tanışmadığımıza emindim fakat kısa bir an tanıdık biri gibi gelmişti. Hafızamı yokladım. Dikkat çekecek kadar yakışıklı biriydi, eğer görseydim unutmazdım. Hatıralarımda gezinerek nereden tanıdığımı düşündüm.

SİS (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin