16 "Cheng:!!!"

541 62 12
                                    

1 hafta öylece geçti.

Limma'nın da yardımını alarak görev 42. Seviyeye ulaştı.

[Görev/43: Oluşan bütün metni uygun eşleşecek şekilde birleştir.]

Uzun bir yazı yığınıydı ve nereden baksan bir kitap çıkacak yazı vardı. Görevi tamamlamak uzun süreceğinden şimdilik kapatarak hoşça yatakta durdu.

İş dışında boş bir insan olduğunu keşfetti.

Buraya geleli 50 gün olacaktı, hala neden yaşadığını kavrayamadı.

Tek umudu...

Duraksadı ve ilk defa minik bir tebessüm düştü dudaklarına.

Bir süredir karamsar olan tuh hali iyileşirken yavaştan, kafeye gitmek adına hazırlandı.

***

[Yun]

"Hmm?"

[Hani bana ismini verdiğin karakter var ya, onun çizgi filmini bulamadım.]

Sesi 'bana yalan söyledin' dermişcesine kırgındı.

"Aptal" kıkırdayarak devam etti.

"Bu senaryoyu yazan annemdi. Babam da her fırsatta benim için çizgi film olarak canlandırırdı"

Aklında babasının oyuncaklarıyla yaptığı çizgi film geldi.

"Televizyonumuz o dönemler yoktu. Yani ne zaman çizgi film izlemek istediğimi söylesem babam benim için yapardı"

Dudaklarındaki acı tebessüme nazaran ıssız siyah gözler yüzünü çarpıtılmış hale getirdi. Bir anlık duygu kontrolsüzlüğünden sonra hızla dengeyi sağlamış, gözler de 'duygu' kırıntısına sahip olmuştu sonunda.

Ne kadar yalan olsa da, bu ifadeyi gören herhangi biri yalanlayamazdı.

Ve sistem de, en ufak bir tuhaflığı sezmedi haliyle.

Mutlu bir şekilde şarkı mırıldanırken Cheng, Yun da barı teftiş etti.

Bazen selam veriliyordu. Bir sürenin ardından barın tanıdık kişisi oluvermişti.

Beyaz gömleğindeki sarı yaka kartına bakmadan, isimini bilenlerin sayısı her an arttı.

Ve bugün de, tuhaf bir sessizlik mevcuttu.

***

13/04/652
43. Görevin tamamlanma yüzdesi %28 olmuştu. Cidden zordu.

14/04/652
Görev yüzdesi %32

15/04/652
%47

16/04/652
%54

17/04/652
%69

18/04/652

Hava yavaşça soğuğu yok etmeye başladı.

Rüzgâr bile yüreğe kadar ısıtan ılık bir meltemdi. Lâkin Yun'un ruh hali için aynı şey söylenemezdi.

19/04/652

Gece yarısı.

Telefonun başında duran, çökmekte olan sessiz bir yüz var.

Hafif duraksamadan sonra düzenlenen metni kaydetti.

"Bitti"

[Görev/43: Tamamlandı]

Sistemin sesinde belirsiz bir neşe sesi duyuldu.

Bir bardak su alıp içtiğinde, sonunda kendine gelerek bütün vücudunun ekşimiş gibi rahatsız olduğunu fark etti.

Sarhoş gibi bilinçsiz geçirdiği şu birkaç gün, ölüden farksız hissetti.

Zaman algısını tamamiyle yitirmişti.

*gümm*
O sırada Limma koşarak kapıyı açtı.

Eliyle göğsünü tutarak nefessizce yere diz çöktü.

Zaman yavaşlar gibi oldu.

Kapalı camlara rağmen içeride olan anormal esinti fark edildi.

Yavaşça yoğunlaşan vücuda bir çift siyah göz bakıyordu.

[Görev saçmalığı sona erdi]

Sesindeki örtülemez kibir hissini zerre saklama gereği görmediği gibi, daha da ileri gitti.

[Hehehehe, sonunda! Cidden sonunda!] Neşeyle yeniden yoğunlaşan vücudunu hissetmeye başladı.

Limma hızla soluklanarak duvara yaslandı, olup biteni sessizce izleyen Yun'un aksine epey telaşlıydı.

"Ne oluyor ?!" diye kükremek  istedi Limma.

Şeffaf ama yine de hacimli vücudu kontrol ederek, memnun bir ses tonuyla [artık size gerek kalmadı] dedi.

Yavaşça ayakta duran Yun'a ilerledi.

[Seni burada daha fazla tutmayayım] kıkırdadıktan sonra [ailen bekliyor] diye boğazına sarıldı.

Her şey o kadar hızlı ilerledi ki, Limma idrak dahi edemiyordu.

Nefessiz kalarak kızaran yüzü haricinde en ufak bir tepkisi olmadı. Gözler sanki biraz daha karardı.

En ufak bir direniş belirtisi göstermeyince, Cheng onu bir dakika sonra da öldürebileceğini düşünerek iyi bir ruh haliyle bıraktı. Sormadan edemedi.

[Direnmiyorsun?]

Yun'un ifadesiz halleri onu gittikçe tuhaf kılıyordu.

"Ben zaten bir defa öldüm"

"Şimdi de bir ölüden farksız hayat sürüyorum"

"Varlığım ya da yokluğum hiçbir şey değiştirmiyor"

Yani, yaşamak da, ölmek de umrunda değildi.

Ona düşen görev, ölene kadar nefes almaktı.

Cheng "..."

[O zaman ölebilirsin]

Eliyle boynunu tekrar sıkacakken Yun konuşmaya tekrar başladı.

"10"

"9"

"8"

"7"

"6"

Cheng, içinde iyi hisler olmasa da merakla geri sayımı bekletti. Yazık, galiba en sonunda kafayı yedi, düşüncesiyle güldü.

"5"

"4"

"3"

"2"

"1"

"0"

Süre doldu ama beklendiği gibi hiçbir şey olmadı.

İnce ve sivri, şeffaf eller boğaza ulaştı, yavaşça kana bulandı.

O an, bütün vücud cızırtı sesleri çıkarmaya ve hemen ardından parçalanmaya başladı.

Her şey, 2 dakika içerisinde gerçekleşti ve sistemin varlığı sadece 120 saniyeydi.

Limma donmuştu.

Aklı hala şu iki dakikada ne yaşandığını idrak edemiyor. Bu kısa süre içinde ne olabilirdi ki ?

Nefesi daraldı, Yun'un odasına koştu, ama geldiğinde insan dışı bir yaratık gördü. Sonra Yun ölecekti ama en sonunda ortadan kaybolan yaratık oldu.

Ne oluyor be ?!!

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin