2》60 "Hazırlıklar"

206 25 10
                                    

"Olmuşla ölmüşe çare yok. Gin, Lin ailesine şöyle yine de evliliğe devam etmeye razıyız. Yaptığın işin sorumluluğunu alman gerektiği gibi bu evlilik zaten anlaşma için yapılmayacaktı. Iki aile arasında işbirliği kurmak iyi olsa da... Her neyse ben de dolandırıcıyı araştıracağım" diyerek baktı Hofan.
"Tamam dede" Gin kararla başını sallar sallamaz telefon ile odadan ayrıldı.

"Pekala haber verildi" bir süre sonra geri dönerek konuştu Gin. Konu şimdi daha iyiye gidiyor gibiydi.

"Öyleyse gerginliği de atmak adına bir şeyler yiyelim" Elena ağzına kadar dolu poşetleri havaya kaldırdı.

Poşeti masaya döker dökmez çeşitli aburcuburlar masaya yığıldı. Hatta yurtdışından getirilen bile vardı.

Gün yavaşça sakinliğine geri kavuşuyordu.
Elena film seçmişti ve aburcuburlar ile iyi de gitmişti.

***

Ertesi gün Lin Fenya ziyarete gelmişti.

Elena Gin ve Yun, salonda sessizce oturuyordu. Lin Fenya gergindi.

"Rahatla"
Fenya ona söyleyen kişiye baktı, ah...gelecekteki kaynanası. Büyük bir gülümseme ve parıldayan gözlerle ona bakıyordu. Telaşlı mıydı? Elbette. Özellikle de dün dolandırılmanın ardından, ne paraları kaldı ne gücü. Gin ile olmak istiyordu ama artık bu nitelikte değildi.

Büyük ailelerde konum önemliydi.

"Sorun yok, parayı umursamıyoruz" konuşan, diğer iki kişiyi de şaşırttı. Yun idi.

"Paradan bol bir şey yok" rahatlatıyor muydu yoksa baskı mı kuruyordu ? Ama bu kesinlikle beklenmedikti. Fenya bu aileyle frekanslarının farklı olduğunu hissedebiliyordu.

"Öyleyse nişan ne zamana yapılmalı ? " Elena ona danışıyordu. Gördüğü ilgi onu biraz daha gerdi.

"Ben, bilmiyorum..."

Yun bir sürenin ardından ayrılmıştı.

Elena ise oldukça yumuşak ve cana yakındı. Bu nedenle Fenya kolayca adapte olabilmeyi başardı.

Nişan oldukça erkene alındı. Özellikle Gin, sanki vazgeçeceğinden korkarcasına. Fenya'nın para gibi önrmsiz bir sebeple geri dönmesi düşüncesi korkutucuydu.

***

"Patron geldi!" Her zamanki gibi anons edilirken Yun da alışmış olduğu bu ritüeli görmezden gelerek ilerledi.

Sınıfına girerek sıraya oturdu. Bu sefer hemen uyumak yerine eline başını dayayarak düşünüyordu.

Gözleri odaksızdı. Aklında hep bir planlar ve düşünceler uçuşur dururdu. Bir sonraki an, hep bir sonraki hedef ve adımlarını planlamaya çalışır dururdu.

Pencere açıktı, saçları savrulurken rüzgarın hafif esintisi biraz olsun rahatlatıyordu. Bildiği çok şey vardı, söyleyemediği. Işler daha nasıl ilerleyecekti? Belirsizdi.

Kötü olmaya zorlanıyordu, aynı şekilde ana karakterler de rolünü oynamaya.

Sahnedeydiler. İzleyiciler cellatları, en ufak bir hatada eleştiri yer ve 'müşteri Tanrıdır' felsefesi misali yok edilebilirlerdi. Sonuçta yerlerine geçecek daha niceleri vardı.

Sistem...

Sistem alanı üzerinde bir dahiydi. Bilgisi kapsamlı ve genişti. Ama bir çocuk mantığı ve zihniyetiyle hiçbir şeyi fark edemezdi.

Patronu kimdi ? Umrunda mı, o sadece emirleri takip edip hayallerine ulaşmayı hedefliyordu.

Ama patron işi bitince onu bir köşeye fırlayabilir ve etkisisleştirebilirdi. Bunu hiç mi düşünmedi?

Neyse ki sisteme sürekli sıkı dersler ve tembihlerle telkinler veriyordu.

Ve elbette programında böyle bir şey olmasa bile, onun öğrenemediğini anladı. Program kendi kendine öğrenmeye karşıydı.

Sıkı tedbir alınmıştı ama Yun'un da pes etmeye niyeti yoktu. Gizliden gizliye yazılımıyla oynamaya ve değiştirmeye uğraşıyordu.

Bir defa daha esti rüzgar, saçları darmadağın olmuştu. Uzun kıllar alnını ve gözünü kapattığında saçının uzadığı farkına varmıştı.

***

9 Nisan.

Nişan 17 Nisan yapılacaktı.

Ve 22 Nisan ise son sınavlar olacaktı.

Bu nedenle Yun, baskı kurmak adına sırada uyumak yerine iki okulda da devriye gezince öğrencilerin rahatlığı ellerinden alınmıştı. İşin kötü yanı Yun kız erkek dinlemeden ders çalışanlar harici herkese çatıyordu.

"Tam da acımasız bir iblise yakışacak derecede!"
Öğrenciler söylenmeye cesaret ediniyorken hızla başlarını geri eğdiler.

Yun'un aksine Nanren epey dalgındı. Az da olsa hareketlerinin farkındaydı ve epey tuhaf hissediyordu. Ne denli tuhaf?

Söyleyemese de bu tür bir duygu hala mevcuttu. Silip atamadığı gibi görmezden de gelemiyordu. Yine de odak noktasında her zaman Yun oluyordu.

Anlamlandıramıyordu.

Hayranlık mıydı?

Yoksa ilk defa bir kardeşi ve uzun zamandan beri iyi bir ailesi olması nedeniyle miydi ? Nasıl davranacağını mı unutmuştu? Yoksa çok mu takıntılı idi?

Belki de uzun zamandır kötü geçen günlerin ardından gelen huzurun tuhaflığıydı. Belki de bunu fırtına öncesi sessizlik olarak algıladığındandı.

Yine de söyleyemiyordu.

Ama varlığından emindi.

Yun çok değişik bir insandı. Onun yanında gerilmesi, sözcüklerini seçmesi ve o garip tuhaflık hissi belki de korkusundandı? Sonuçta bir yeraltı patronu...

Belki de gidip direkt ona sormalıydı. Yun bilebilirdi ?

Dalgın ve odaksızca çevresine bakındı.

***

Zaman hızlı ilerliyordu, Gin her zaman sevgilisine eşlik ederek destekçi olmaya çalışırken nişan hazırlıkları da beraberinde sürüyordu.

Düğün, nişandan iki hafta kadar sonra yapılacaktı.

Ve Fenya ise, zaten göbeği çıkmaya başlamış bir kadındı. 3 aylık gebeydi ve kadın kendisi bile bundan daha bir hafta kadar önce haberdar olmuştu. Vücudunun getirdiği değişiklik hafifti ve çocuk da sessiz bir yapıdaydı ki hiç kendini hissettirmemişti.

Bu nedenle olabildiğince çabuk düğün erkene getirilmeye çalışıldı.

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin