3》36 "Karaktere Bürünmek"

156 20 5
                                    

Nanren gözlerinin kapanması ile kendi karanlık dünyasına hapsedilmiş gibiydi.

Hiçbir şey hissedemiyordu.

Belki de son anlarda öyle yoğun duygular içerisindeydi ki, artık tükenmişti?

O an içeriye polis baskın düzenlendiğinde ve kurtarıldığında bile. Ne kurtulmanın sevinci ne de rahatlığına sahipti. Bu normal değildi biliyordu ama aslında o korku bile bir anda yok olmuş gibiydi.

Gerçekten, her şey yok oldu o kısacık saniyede. Korkuları, ümitleri, düşünceleri.

Hepsi değerini yitirdi.

Hissizlik demek böyle bir şeydi?

Otele nasıl geldiğini bile bilmiyordu. Tek bildiği yönetmenin haberdar olması ve yaşadığı şok nedeniyle bir süreliğine ara verileceğiydi çekimlere. Bunu patronları emretmiş. Ah, yani Yun ona 10 gün kadar izin vermişti.

Karanlık bir odaya çekildi Nanren. Böylece dinlenmesine verilen zaman, bu ışıksız odayla başlamıştı.

***

10 gün.

Yıllar geçmiş gibi. Sanki odada bir büyü vardı. Zamanı durduran. İlerlemiyordu. Sadece nefes sesleri, perdeler çekili ve sesten izole.

Ara sıra yaşamak için iştahsızlığa rağmen kendini zorlayarak dışarı çıktığını biliyordu.

On gün son bulduğunda, telefondaki alarm ötmüştü. Doğru, zamanda kaybolur diye kurduğu alarm.

Duş aldı, suyun altındaki bedeninin kilo kaybettiği göz görülür bir şekilde. Görünüşü bile, değişti.

On gün kadar önce nasıldı ? Düşünmekte zorlanıyordu. Sanki dünya görüşü yeniden yazılıyordu.

Elbette, kurgudaki bir diğer kötü olarak.

Hazırladığı kıyafetleri giyerek saçlarını kurutmadan dışarı çıktı.

Telefonunu masadan aldı.

Telefonu ve hattı değiştirilmişti. Dahası Ji ailesindeki herkes engellendi. Hiç değilse kafasını toplayana kadar kimseyle görüşmek istemiyordu.

Bu süre içinde onu meşgul eden ve bir nebze kafasını dağıtan tek şey olan çekimlere odaklandı.

Sete girdiğinde tüm mürettebat ona odaklandı. Özellikle Ahamon, şok ile gözleri genişledi. Görünümü...sanki gerçekten karşısındaki kurgudan fırlamış Thaini'ydi.

10 günde kurguya mı çalışmıştı? Bu ilerlemeye sadece mükemmel denilemezdi, bildiğin karakteri yaşatıyor gibiydi.

Bu hissizlik, bu tepkisizlik...

Ama hayır. Thaini sadece bu değildi. O, kurgunun kötü karakteri. Dünya görüşü çarpıtılmış bir deha. Herkesten farklı bir düşünce yapısına sahip. Bu nedenle Thaini gibi görünmek, onun gibi düşünebileceği anlamına gelmiyordu.

Senaryoyu ellerine tutuşturarak çalışabilmesi adına süre tanıdı.

***

-----

-Thaini: Garipsiniz. Arzularınız oldukça saçma. Geçiçi ve bir daha elinize geçmeyecek o aptalca duygularınızı tatmin etmek adına bu hayallerde vakit kaybetmeye razısınız. Tatmin olduğunuzda aldığınız doz size az geliyor. Böylece daha da aşırısını istiyorsunuz zamanla. Lânet bir döngüye giriyorsunuz ve arzularınız tarafından tüketilinceye kadar esir alınarak.
------

Önceden oldukça saçma ve uzak gelen cümle şuan oldukça mantıklıydı. Bunu Yun yazmıştı ? Ama düşünce yapısı haklıcaydı.

Yun bu düşünce yapısına sahip olmasa bile. Böyle bir karaktere can verebilecek empatiye, hayır empati değil, analize sahipti. Tuhaftırki, psikoloji okuyanların hep psikolojisi bozuk bir yakını olması gibi.

Biraz ilgileniyordu aslında şu rolünü oynadığı karakterle.

Daha sonraki sonuçlarından habersizce.

------
-Funtranz: Öyleyse ? Sen ne yapıyordun arzulardan hür kaldıysan ?
____

Alt satıra indi gözleri.

------
-Thaini: Arzuları kullanıyorum.
___

Düşünce yapısı, tamamiyle kabul etmemek üzere şuanki Thaini ile eşleşiyordu. Yavaşça...

Oldukça hızlı bir yıkımın sonucu yenilenen zihin yapısı, yavaş ama bir o kadar da sağlam zift ile yapılandırılıyordu.

"Çekimler başlayacak" denildiği sırada Nanren bu satırların üzerinden sayısız kez geçmiş ve sayısız düşüncelerin de seline maruz kalmıştı.

Herkes hazır olduğunda Nanren sahneye ilerledi. Her hareketi ve havası sanki daha değişmişti.

Ren olarak rol yapıyorsa, artık Thaini olarak yaşıyordu.

"Çekimler başlasın!"
Kameraman oranlandığında gözleri genişledi.

Ve aynı zamanda Ahamon da. Mürettebat da şok geçiriyordu.

"Hepiniz" öylesine sakin söylenen cümleler ki. Halbuki senaryoda bu hırsla söylenen intikam cümleleriydi.

"Doğaçlama yapıyor!" Karakteri kendisi baştan yazıyordu!

"Gebereceksiniz"
Ses tonu yumuşaktı, ama bu yumuşaklık bedenlerinde sürtünen soğuk yılanlar gibi. Kısırca, yumuşak ses hiç bu kadar ölümcül olmamıştı.

Bakışları zehirli, kameraya yansıdığında tuhafça patlamıştı.

Ve o an, onu kaçırarak bunlara sebep olma sonucu mürettebattaki kovulan, ama inatla şuanda gizlice sızarak hırs ile intikamı amaçlayan birkaç kişi baştan ayağa ürpermişti.

Bedenleri kirlenerek hareket edemediler.

Gizlenmişlerdi ve oldukça gerideydiler. Önlerinde kalabalık vardı,  öyleyse o kısır irisin neden onları hedef aldığını ve aralarındaki bu uzun mesafenin bakışlarıyla mantıksızca kısaldığını onlara kim söyleyebilirdi ?

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin