52 "Mecha Savaşı"

388 51 3
                                    

- Mecha Savaşı

İnterneti kısa sürede kasıp kavuran iki kelime.

Sadece 1 uzun bölüm yayımlanmış, 5000 kelimelik kısa bir giriş yapılmıştı kurguya.

Ana karakter Karl Light,  aşırı derecede umursamaz, düzensiz ve takıntılı bir üniversite çalışanıydı.

Tanındık bir profesör, kötü bir öğretmen lâkin iyi bir araştırmacı.

Takıntılı olduğu konuya gelirsek, mecha.

Filmlerde, animelerde ve hatta romanlarda sıkça bahsedilen bir kelimeydi ve elbette Karl Light hepsini baştan sona tekrar tekrar okuyup tüketti.

En sonunda hayalinin, hayır hayatının dersek yeridir, peşinden koşmak adına üniversitede makine mühendisliği bölümü seçti.

Lâkin istediği, hayalindeki gibi özelleştirilmiş kusursuz mechalardı. Yüksek yapay zeka teknolojisine sahip, nükleer enerjiyle çalışan bir tasarım harikası!

Karl düşüncesiyle bile kanı kaynayan bir insandı. Çoğu uykusuz geceler sonucu tanındık ve bilgili bir profesör haline gelmesi kısa sürmedi.

Lâkin her şeyi kendisinin yapmayı istemesi, mükemmeliyetçilik takıntısı, bu işi oksijenle eşdeğer gören Karl, arasız geçen uzun çalışmalar sonucunda sorunsuzca ilerledi.

Her şey mükemmeldi, istediği gibi.

Lâkin hesaba katmadığı şey onu vurdu, vücudu uzun çalışmaları kaldıramadı. Sağlıksız bedeni nedeniyle doktor şiddetle ara vermesi gerektiğini söyledi. Huysuz Karl ise zerre umursamadan mutlu bir şekilde aşkının peşinden koştu.

Hastalığı yayıldı, tüm üniversitede kaçık dahi olarak adlandırılması kısa sürmedi.

Hastalığından dolayı yatakta bitkin düştü, kan kusarak bayıldı.

Bölüm burada son buldu.

Netizenler çıldırıyordu.

Nerede bunun devamı ?!

Yazar gerçekten en endişeli yerinde kesmiş, merak duygusunu başarıyla körüklemeyi başarmıştı.

  Netizen 1: aslında.. fena değil

  Netizen 2: İyi denebilir

  Netizen 3: Gideri var...

  Netizen 4: Yeni bölüm ne zaman ?

  Netizen 5: Karl ölecek mi ໒( ಥ Ĺ̯ ಥ )७

  Netizen 6:  Yeni bölüm isteriz!!

  Netizen7: Karl çok üzücü...

  Netizen8: Ama ya, burada bırakılır mı ya!

   ...

Yorumlar uzayıp gitti. Tabii ki Yun okuyucularını çatlatarak merakta bıraktığından habersizdi.

Gece.

Birkaç paket cips poşeti masaya yığıldı. Bilgisayarda oynayan video, yere devrilmiş boş içecek tenekesi ve...

Masaya başını yaslayıp uyuyakalmış Yun.

Kapı sakince açıldı.

Karanlık odada bilgisayarın ışığı odayı loş bir şekilde aydınlattı.

"Tak, tak, tak" hafif terlik sesi duyuldu.

Bir el uzandı...

Ve tutuldu.

Eli hızla çekerek yere yatırdı ve hareket etmesini engellemek adına baskı uyguladı.
Gözler karanlıkta parıldadı. Mavi titrek ve keskin parıltı ava barakcasına kısılan gözlerden fışkırdı.

Ani ve tetikteki hareketi arkasındaki kişinin şaşırmasına sebep oldu.

Yun altına bastırdığı kişiyi görünce bıraktı.

Gin.

"Kapıyı çalamaz mısın ?" Agresifçe konuştu.

Kapı çalınmadan girildi, aksi takdirde bu kadar şiddetli davranmazdı.

Gin elbette askeri ailenin bir üyesi, nasıl bu hareketi fark edemez ? Lâkin savunmadı. Onu fark edince bırakacağını biliyordu.

Öyle de oldu.

"Ne oldu?" Yun esneyerek ilgisizce sordu.

"Büyükbabam  yarın okul işlemleri için yanına gelmeni iletmemi istedi"

Masaya ilerledi, Gin'e bir şey fırlatarak "Tamam" dedi.

Gin sorunsuzca yakaladı, elindeki paket abur cuburu görünce dudakları seğirdi.

Yun'a baktı ve ilgiyle kaşını kaldırdı.

Özür mü diliyor?

Kabul ederek tuttu ve "iyi geceler" diyerek çıktı.

"Iyi geceler"

***

Hâlâ gece.

Pencereyi açtı. İkinci kattalardı, ses çıkarmamaya çalışarak karşıdaki ağaca atladı. Ağacın dalına otururken sigara paketini çıkardı.

Kaşları hafif çatık, ifadesiz bir yüz...

Beyaz cilt ay ışığında parıldadı.

"Çat" akıcı bir hareketle sigarayı yakıp ağaca yaslandı.

Dalda oturmak fena değil.

Atlama zıplama işleri akrobasi eğitiminden sonra daha kolaydı.

"Hhaaah" nefes vererek gözünü kapattı.

Bu dünya hakkında bilgiler araştırmaya başladı. Kültüre ağırlık verdi.

Çünkü diğer eğitimleri sistem ile yapması daha iyiydi, sonuçta vakti kısaltarak en iyi eğitimle verimli hale getiriyordu. Sistemin ona veremeyeceği şeylere yoğunlaşmayı mantıklı buldu.

Elinde döndürüp durduğu karta baktı.

5000 civarı para bulunan, işinden kazandığı paraydı.

O gün o yaşlı tilki dedesi tarafından yakalandığını hatırlayarak gözlerini kıstı.

Gerçekten ona değer veriyorlar.

Kendisi uzak durduğu için, yalnızlığa ihtiyacı olduğunu düşünerek rahat bıraktılar. Ama yine de onunla özenle ilgilendiler.

Ne yazık...

Onların çocuğu değil.

Yani onlara ıstediği sevgiyi veremez, en başından umudu kesmek daha iyi düşüncesiyle hep uzak durdu.

Hafif rüzgar esti, saçları savurdu.

-Devam Edecek-

 

Eternity: Universe of the Dead (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin