3》15 "Müzakere"

188 25 12
                                    

Eve döndükten sonra Yun kitabı eline alarak açtı.

-Yeni şeyler denemek: parkur, buz pateni...

Cümlenin üzerine bir tik işareti atarak kitabı kapattı.

Kapağında 'Duyguları Hissetmek' yazıyordu.

Kitabı masaya kaldırarak kan torbasına uzandı. Cebine koyduktan sonra odasından dışarı çıkarak Nanren'i bulmaya, odasına gitti.

Nanren'in iyi olmadığını bu aralar yaptığı gözlemler nedeniyle söyleyebilirdi.

Yun fark ettirmese de oldukça gözlemci ve dikkatli biriydi. Ve elbette...

Duyguları anlamlandırmak belki de tek sorunuydu.

Nanren'in onunla iken çekingen olduğunu, yüzünün kızardığını ya da kaçtığını gördü. Ama hepsini onun 'utangaç' kişiliğine yormuştu. Sistem sürekli Nanren için imalarda bulunmasa, Yun böyle bir şeyi hiç aklına bile getirmezdi.

Odanın önünde durarak bir süre kapıyı çaldı.

Kapıyı çalmasına rağmen duymamıştı. Sabri kalmayan Yun kapıyı açarak içeri girdi.

Bir koltukta oturan Nanren elindeki kitaba odaklanmıştı. Adım adım yaklaştı. Hafifçe eğildi, o kadar ki Nanren'in yumuşak duş jeli kokusu burnuna geliyordu.

Ve Nanren o kadar dalmıştı ki kitaba, bu yakınlıktan bile varlığını fark etmemişti.

'Bu kadar ilgisini çeken neydi ?' Yun odağını kitaba çevirdi.

'Hep pozitif düşün! İstediğini elde edeceksin!'

Kişisel gelişim kitabı?

"Aptalca"

"Ahh!" Nanren yerinden sıçrayarak geriye çekilince yerinden düşmüştü. Kulağını tutuyor ve kızarmış/şok olmuş bir şekilde (?) bakıyordu.

"Ah, üzgünüm" Yun korkacağını o an düşünmemişti. Ne oluyordu ona ? Aslında bu tür şeylerde dikkatli biriydi de...

"S-sorun değil" yerden kalkarak toparlandı. Gergindi, bu nedenle dikkatini dağıtmak için en kolay seçeneği seçti.
"Neden aptalca olduğunu düşünüyorsun ?"

Yun soruyla duraksadı, ardından kısa bir şekilde yanıt vermeye çalıştı.
"İnsanlar oturduğu yerde iyi düşünerek kazanacak olsaydı kaybeden olmazdı"

Nanren :...

Mantıklı.

"Öyleyse pozitif olmanın aptalca mı olduğunu düşünüyorsun?"
Nanren tekrar soru yöneltince Yun cevapladı.

"Hayır."

"Açıklamam gerekirse, hayatta yapman gereken şeyler vardır değil mi ? Pozitif düşünmek sadece sana bu yapman gereken şeyleri daha verimli yapmanda, ve o işi gerçekleştirebilme enerjisi sağlamakta fayda verir. Pozitiflik bir enerji ise, amaç uğrunda kullanılmayacak enerji ne işe yarar ?"

Nanren başını salladı. Mantıklı bir çıkarımdı...
"Öyleyse sence nasıl olmalı?" Bu konu ilgisini çekmişti. Kitaplarda yazan 'polyanna' ya da 'azize ol' saçmalıkları gerçekçi olamayacak kadar hayattan uzaktı.

"Kabullenmek."
Yavaşça devam etti Yun. Belki de ilk defa kendi görüşünü biri ile tartışıyordu.
"Hayatta iyi ve kötü olan şeyler vardır ve olacaktır. Bunları kafaya takmak sadece sorun yaratır. Ağlamak ve mızmızlanmak sadece sorunu arttırır"

"Ama insanlar makina da değildir"

Nanren şaşırdı, bu sözün Yun'dan çıkacağını düşünmek...

"Gerekli yerde ağlamalı ve kendini rahatlamalı, tüm o yükü atmalısın."

"Ve zamanı geldiğinde ise mutlu, pozitif olabilmeyi başarmalı."

"Aslında her şey dengede yatıyor"

Nanren konuşmasını sevmişti, hep sessiz kalan onun düşüncelerini merak ediyordu. Bu nedenle sormayı kesmedi.
"Biraz daha açabilir misin ?"

Yun iç çekti, ama onu bu kadar hevesli görünce taş gibi olan iradesi ile bile reddedemiyordu. Sonunda iç geçirerek kabullendi.

"Benim hatam bu dengeyi kuramamakta. Her şeye mantıksal bakıyorum istemsizce, halbuki insanlar duygularıyla hareket ediyor.

Bunun gibi"

Nanren aşırı şaşırdı, yani kendinden haberdardı?!

Rahatlamalı mı ?

Devam etti Yun.
"Pozitif olmak işin baharatıdır. Halbuki tek başına baharat boğaz yakar."

"Yemeğe sahip olmak için emek gerekiyorsa, insanlar emeği atlamaya daha meyilli. Kolay yoldan para kazanma, kolay yoldan dil öğrenme...

Şuan yürüyebiliyorsun ve bunu öğrenmen için kaç defa düştüğünü biliyor musun ? Ama usta olana kadar önce emekliyordun...bunun gibi.

Bu nedenle insanlar kolay yolun cazibesine kapılıyor, aslında bu yoldan iyi dolandırıcılık da yapılıyor" Yun ilgileniyormuş gibi gözlerini kıstı, milleti dolandırmayacaktı değil mi ?!

"Kısaca, kısa yol seni daima uçuruma çıkarır.

Elbette işlerini kolaylaştırmamak da aptallık"

"Lâkin insanlar emeği görmezden gelmek, acı çekmek istememeleri ve tembelliğin ağır basmasıyla hazır yemeği hayal ederken, yemeğin sadece baharatına takılıyorlar. Barbekü gibi, baharat tadını mükemmel yapsa da et olmadan neye yarar ?

Kısa yol o kadar büyülü ve süslü gözükür ki, insanlar bu baharata odaklanır. Yani sadece 'düşünerek' hiçbir şey yapmadan her şeyin hallolacağına."

"Buna tam olarak katılmıyorum" dedi Nanren. "Bence inanç da önemli"
Yun sessizce konuşmasını bekledi.

"Sadece et de tat vermez, baharatı ve tuzu olmadan tatsız bir yemek..."
Aynı örnek üzerinden ilerledi.

"Psikolojinin varlığı da bir gerçek. Düşünce gücüyle kendini öldüren insanlar da var tarihte" bu noktaya değinmeden geçememişti.

"Ayrıca kendi kendini gerçekleştiren kehanet diye bir şey duymuştum. İnanılan şeylerin gerçekleştiğine dair...biraz araştırdığımda Nlp'ye ulaştım. Beyni hedef amacında programlama, ve beyin bütün seçeneklerini bilinçli ya da bilinçsiz o amaca ulaşmak doğrultusunda seçtiğini. Bu mantıksız değil"
Nanren de sakince açıkladı.

Yun da kendi görüşünü söyledi.
"Elbette, ama tek başına ortada yemek olmadan baharat olması gibi"

"Harekete geçmeden değersiz."

Nanren başını salladı, bu konuda hemfikirdi. Bir an şaşırdı, Yun ile bu denli akıcı bir sohbet ? Ve ayrıca kesinlikle hoş bir tartışmaydı...

Ama şimdi dikkatini dağıtacak bir konu olmadığında o 'garip' düşünceleri tekrar aklına doluşuyordu. İşin kötüsü, konuştuğu konu, beyninde fena bir düşünce doğurtmuştu.

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin