3》22 "Uzayda ilk gün"

168 23 25
                                    

Uzayda ilk gün.

Yun gözlerini açtığında, alıştığı sıcaklık ve kokuyu fark etti. Her zamanki gibi, Ren yine ahtapot gibi ona sarılarak uyukluyordu.

Yun :...

Gerçekten...

Artık alışmıştı.

Reddetmekten yoruldu ama o bunu yapmaktan yorulmamıştı.

Sonuçta pes etti.

Karnındaki boşluk artık acıktığını fark ettirdi. Hareketlendi ve kalkmak için hamle yaptığında Ren de gözlerini açtı.

Esneyerek kalktı ve "Günaydın!" Diyerek boynuna atılıp sarıldı.

"Sabah hediyesi!" Yanağında bir sıcaklık hissettiğindeyse çok geçti.

Yanağını silerek "açım" dedi, bunun üzerine Ren enerjik bir şekilde yataktan fırlayarak "Mutfağın yerini söyle!" demişti.

Önce elini yüzünü yıkamak için ayrıldı, ardından hızla mutfağa gitmişti. Yun onu enerjik gördükçe tembelleştiğini hissetti, hatta yatağa geri yattı. Yemek hazır olunca onu uyandırıldı sonuçta.

[Iyice evli çifte döndünüz]

Yun :...

"Bu aralar fazla mı gay içerikleri okuyorsun?"

[Evet, neden ?]

"Sistem ben erkek değilim"

Ve onu erkek haliyle sürekli başkalarıyla eşleştiriyordu.

[...]

Yatağa yattığında göz kapakları tekrar ağırlaştı. Bu normal değildi. Iyi bir uyku da çekmişti. Bu yorgunluğu üzerinden atması gerekmez miydi ?

Düşüncelere dalamadan tekrar uykuya dalmıştı.

***

Nanren mutfağa gittiğinde, Elena teyzesine evde yardımcı olduğu için şükrediyordu. Şimdi bu işine yarıyordu da.

Yemek yapmada bu kadar yetenekli olduğunu kim bilebilirdi ? Her neyse bu cidden işine yaramıştı!

"Gerçekten uzayda mıyız ?" Mırıldandı. Yolculuk aşırı akıcı ve pürüzsüz. Konfor üst düzeydi. Dahası bu dünyada olmayan bir teknoloji! Hala inanamıyordu.

Her neyse, telefonu açarak mesajlara girdi.

-"Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeden az önceki zamandır."

Ona gönderilen ilk mesajdı. Ne demek istediğini o an anlamamıştı. Sonra bir başka mesaj, bunu unuttuğu anda gelmişti.

-Sevdiğin uçup gidecek, onu takip etmeyecek misin ?

Ve altında bir konum...

Sevdiğin? Yun ? Ha, demek bilen birisi ?!

Nanren ilk başta korktu, ama sonra mesajın içeriğine odaklandı. Ilk gün kandırma olduğu düşüncesiyle görmezden gelmeye çalışsa da iyi içini yiyordu. Sonunda mesajda olan konuma gitmeye karar kıldı.

Ama bu...

Bir yeraltı labaratuarı? Ve gemi mi ?! Uzay gemisi ?!

Nanren'in aklına hemen şu filmlerdeki mafya babalarının savaş üssü gelmişti. Tanrım nereye geldi öyle?! Ve dahası ona mesaj atan kişi, kapıları bir bir ona açan kişi miydi ?

Doğrusu tek başına olsa bırak ulaşmayı, ilk kapıdan geçemezdi. Ama sanki birileri onu bekler gibi kapıları açarak yol gösteriyordu!

Nanren kaçıp gitme içgüdüsünü bastırarak ve dişlerini sıkarak ilerledi.

Bu yeri incelediğinde masanın üzerindeki dağınık kağıtları gördü. Merakına engel olamayarak yaklaştı, bu merağın onu öldürebileceğini bile bile.

"Bu ? Yun'un el yazısı..." nerede görse tanırdı. Sonra gözleri büyüdü.

"Uzaya çıkmak?" Pekala, kıyamet için hazırlık yapıldığını biliyordu ama buradaki gezi hemen birkaç güneydi!

Ne yani, gerçekten terkediliyordu!

Böylelikle hırs yapan Nanren, eve homurdanarak dönmüştü. Tabii ki dönmeden önce tüm o 'planlarını' kurcalamayı unutmadan.

Eve dönerken morali bozukça ilerledi.

Kapıyı anahtarı açtığında Yun'u koltukta telefonla gördü.

Kapıyı dudaklarını bastırarak kapattı. Sonra kendine mani olamayarak sordu.

"Bu hafta, 2-3 güne yapacak bir şeyim var mı?"
Sakince, sanki konuşma başlatmaya çalışıyormuş gibi.

"Hayır" gözlerini telefondan ayırmadan direk yanıtladı.

Nanren gözlerini yumdu, bu kadar basitçe yalan söyleyebilmesi... derin nefes alarak tekrar gözlerini açtı ve kırgınlığını gizledi.

"Öyle mi ? O zama  benimle dışarı çıkar mısın?"

"Hayır"

En azından tutmayacağı sözü vererek onu umutlandırmamıştı.

"Neden ? Boşmuşsun işte" ısrar edince Yun bakışlarını telefondan çekip ona baktı.
"Tembelim"

Nanren :...

Busraz'da olduğundan beri iyice tembel yanının ortaya çıktığını görebiliyordu.

"Pekala" kısık bir sesle konuştuktan sonra Nanren ayrıldı. Dahası, modelinin bozuk olduğunu saklamamasına rağmen Yun onu görmezden gelmişti!

Nanren homurdandı.

Odasına girip kapıyı kapatır kapatmaz derince nefes verdi.
"Açgözlü olma...Bu kadarı bile iyi..." hafifçe kendini ikna etmeye çalıştı. Gerçekten, Nanren olarak onunla bu kadar yakınlaşamazdı.

"Ama..."
Onun istediği basit bir zaman geçirme değildi. Bu işte ciddi olmak istiyordu.

O gün, sabaha kadar gözüne uyku girmediğine karar kıldı! O da gidiyor!

Ertesi gün, seçimler vardı. Son bir defa daha seçimlere katıldı. Sonuçta çekimler 1 aya başlayacaktı. 1 hafta uzayda kalmak, herhangi bir hata çıksa bile 2 haftayı geçmezdi...umuyordu.

Her neyse!

Ne olursa olsun gidecek!

Böylece, Yun'dan önce binerek gemide durdu.

Ama ne yapacaktı? Yun onu fark eder etmez postalardı!

En azından araç uzaya kalkana kadar fark edilmemeliydi.

Böylece Nanren saklanacak bir yer aramaya koyuldu.

İlk olarak lavaboya gitmeyi düşündü. Ama saatlerce tuvalette beklemek? Hayır, hayır...

Dahası görmemesi gereken bir sahne görebilirdi.

Düşüncesiyle yüzü kıpkırmızı kesildi.

Eliyle yüzüne hava gelmesi için salladı. Sonra lavabodan çıkarak gemide bir süre boşca bakındı.

"En iyisi banyo" sonuçta direk duş almaya gelmezdi değil mi ?

Ama ya uyuyakalırsa? Yun onu fark ettiğinde ne olacak? Sapık damgası yemek istemiyor!

Böylece, yatak odasında kararlaştırdı.

Seçimlerden döndükten sonraki gün Yun'dan önce çıkmıştı evden. Gemideki yeri ayarladığı için hemen yatak odasına ilerledi. Sonra...

Beklemekten sıkılarak yatağa girdi.

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin