3》29 "Yifan ile Nanren"

178 25 33
                                    

O sırada kapı hafifçe aralanarak küçük çocuk başını hafifçe uzatmıştı.

"Anne?"

[Aaa! Yun bak yeğenin yeğenin!] Sistem sürekli yeğeni hakkında konuşuyordu.

Neden ?

O sırada merağı tatmin olacak bir cevap aldı.

[Sen de böyle şirin bir çocuğun olsun istemez miydin?]

Yun :...

"Yine başladı" Yun derince nefes vererek gözlerini devirdi, ardından yeğenine bir bakış attıktan sonra gözlerini Shura'ya geri çevirdi.

"Dönüyorum"

"Abla dur" Shura devam etti "Sana buraları gösterebilirim. Dünya dışı yaşam düşmanına karşı yardımcı olabilir?" Ve oltayla yemi attı.

Yun düşündü, buraya varmanın 3 gün sürebileceğini ve bir hata çıkarsa 2 katı süre harcanarak 6 gün olabileceğini, geri kalan 1 günü de sadece Shura ile görüşmesine ayıracağını. İşi bittiği anda ise geri dönmeyi planlamıştı.

Ama aksaklık çıkmadığına göre daha 3 günü vardı. Bilgi için...

Neden olmasın?

"Pekala"

Kabul etmesiyle Shura şeytani bir çekiciliğe yakışır gülümseme ortaya çıkardı, 'balık ağa atladı' derken, ablasından onu terk etmenin ve nice hareketlerinin intikamını alacağı düşüncesiyle.

***

Nanren ve Yifan yan yana sessizce oturuyordu. Yifan bir başka mendili uzatırken Nanren mendili alarak burnunu sildi. Gözaltları kızarmıştı.

"Üzülme, ben de imkansız sandığım birine tutuşmuştum, ama şimdi evliyim ve çocuğum bile var"

"Ama sevdiğim kişi erkek!" Nanren isyan edercesine burnunu çekti.

Yifan suskundu.

Bu kısa hikayeden şunu çıkarabilirdi ki, eşiyle görüşen adam, bir zamanlar rol yaptığı halinden daha odunsu. Bu durumda endişelenecek ne vardı?

Dahası Shura'nın yanında onun ne düşüneceğini bilecek kadar uzun kalmıştı. Yakaladığı ipucu ve çıkarımları sonucu, ufak bir tahminde bulundu. Aile ya üyesi ya da daha yakınıydı ya da o kadar yol gelmek büyük bir iş anlaşması içindi. Nanren'in dedikleri ile, beyaz saçlı 'hergelenin' değil birine aşık olmak, insan ilişkilerinde bile batırmış biri olduğu gerçeği...

Içine su serpilmişti dese?

Yanındaki kişinin sırtını sıvazlayarak büyük rahatlıkla teselli etti.
"Her şey olacağına varır"

Nanren, bu rahatlığa rahatsız olunca kızdı "Eşini elinden almaya çalışsalar böyle mi tepki verirdin!" Haliyle atağa geçti.

Yifan kaskatı kesildi.

Sonra da basit bir kanunu açıklarcasına "O kişiyi Tanrıyla buluştururdum" dedi büyük bir hayırseverlermiş gibi.

Nanren :...

O sırada Anastasia "hehe, yeni bir heyecan!" diyerek gözleri parlamış bir şekilde bakıyordu. Uzun zamandır sıkıntıdan parlıyordu, öyle ki ırklar arası savaş başlatılmasında destek olacaktı.

***

"Abla burada istediğin kadar kalabilirsin" Shura şatoyu gösterdi.

Yun onu düzeltti "Abi"

O an Shura dış görünüşüne iyice dikkat kesilmişti. Çenesini kaşıyarak "Benden yakışıklı hergele..." diye mırıldandı.

Sonra sinsice sırıttı.

Pekala, önceki hayatında bile, ablası evden dışarı çıkmayan, kitaplarına gömülen ve sevgili işlerini umursamayan bir saptı.

Belki de ona birini musallat etmeliydi ha ?

Düşüncelerini gizleyerek normal bir şekilde "Abi" dedi. Konu çıkarıysa, basitçe kabullenirdi.

Tıpkı ablası gibi.

Bu sırada kucağındaki Min Lin "anne" dedi süt gibi yumuşak sesiyle. Shura oğluna döndüğünde "Bu kim ?" diye sormuştu masum bir şekilde.

Shura Yun'un yüzüne bakış attıktan sonra, intikam alırcasına "Amcan o senin" demişti.

"Amcam ?"
Min Lin tekrar etti. Sonra Yun'a dönerek "Amca" dedi gülümseyerek.

Yun : ...

[AHAHAHHA...]

***

"Abi, yani bu bedenle uyandın ha..." Shura gözlerini nasıl açtığını sorduğunda, neler yaşadığını sistemden ve diğer önemli şeylerden bahsetmeden anlattı.

Gözlerini yazdığı kurguda açtığı gerçeği de dahili, bunları sır olarak kendine sakladı. Shura eli ayağı belli olmayan biri olarak kesinlikle bunlara da burnunu sokardı.

"Ben... senin gibi ölmedim aslında..." Shura konuştuğunda Yun kaşlarını çattı. Sistem ona öldüklerini söylemişti.

"Ama öldü gösterilerek yıllarca hayalet gibi yaşadım...bu arada şeytan dışında yeni bir ırk kurdum, oğlum bunun lideri, 'Hayalet' ırkı. Benim hayalet gibi yaşadığım yılların acısına, her yere yayılarak yaşayacaklar..."

"Böyle işte..."

Kısaca yaşadıklarını anlattı.

***

"Gin'den ne haber ?" diye sordu Shura. Konuyu ona çekmezse olmazdı.

"O hatırlamıyor" bu yanıt ile tıkandı Shura. Soracak pek fazla sorusu kalmamıştı.

"En azından mutlu"

"Bu arada abl-abi, senin mürüvvetini ne zaman görürüz?" Shura'nın sorusu ile de Yun tıkanmıştı.

[Ben bu kardeşi tuttum!]

Yun :...

Ağzını açtı, şimdi ne dese bu kalleş kardeşi onun yakasından düşmezdi. Hatalı bir sözünü de ona musallat eder dururdu.

"Ben burada canımın derdindeyim"

Bu sözler Shura'yı susturmaya yetmişti. Ama bakışları 'bekle sen, bir dahaki sefere..pes edecek adam değilim!' dermişcesine.

Ama Shura yine de hayatını tehdit eden olayı sormadı. Aldığı şiddetli uyarı ona yetmişti.

Ama ona sormayacağı, kendisi araştırmayacağı anlamına gelmiyordu !

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin