2》39 "Xx..."

269 30 14
                                    

Hofan:...

Öğretmenler:...

Müdür:...

Hofan hayatında bu kadar madur olduğu bir başka an yaşamamıştı. Sinirleri zıplıyordu ve ciddi ciddi çocuğu bulup kavga edesi vardı.

Utanç verici sessizlik anı neyse ki diğer velilerin gelmesiyle sonlanmıştı.

Öğretmenler de seviniyordu, ağır bir atmosfere sahip ortam aniden yumuşamıştı.

"Bu arada hepiniz Ji Yun'dan şikayetçi olmak sitediğinizi belirtmişsiniz, hazır herkes buradayken bu işi halledelim" müdür umutsuzca konuştu.

Hofan:...
Yun beni bekle seni yaramaz veled!

O sırada herkes arkadaki Yun'a imalı bakışlar atıyordu. Birisi kışkırtırcasına "İşin bitti" diye alay etti. Bunun ardından ardı sıra alaylar gelmeye başladı.

Tüm okul Yun'dan şikayetçi, okuldan atılacak! Ji ailesinin yüz karası ahahah!

Bütün öğrenciler intikamın verdiği hazla tatmin olamadan ailelerinin sertçe reddedişini işittiler.

"Hayır!"

"Ne şikâyeti!"

"Bizim oğlan yaramazdı! Birine çatıyorsa elbet dayak yemesi normal."

"Doğru, bu sadece çocuklar arasında bir kavga. Biz büyüklerin karışması uygun olmaz"

"Çocuk haklıydı, bizim oğlan başlatmış sorunu."

Gittikçe yükselen reddediş haykırışlarında bir grup insan afallayarak öylece kaldı.

Özellikle öğrenciler.

Hofan da dahili her şüpheli göz Yun'a düşüyordu.

Yoksa bu velet kayıp kardeşleri mi ? Niye aileleri onu savunuyor!

"Anne ben evlatlık mıyım? Asıl çocuğun bu mu yoksa!" Öğrencilerden biri haykırdı.

Bunun üzerine domino taşı etkisi yaratan olay sonucu sesler karmaşaya dönüştü.

Tüm aileler çocuklarına sertçe fırça çektikten sonra dayak dahi yeseler Yun'a karşı gelmemelerini söyledi.

Ebeveynler: Yun sizin büyük abiniz!

Yun: hehe...

Öğenciler:...

Öğretmenler dahi şok olmuş bir ifadeyle ne olduğunu anlamayarak durdu. Kimse anlamıyordu lâkin ebeveynler Yun'a karşı özel bir hevesliydi. Hatta sanki kendi çocuklarını dövsün diye ikna eder gibilerdi...

Hofan: Ne yaptın bunlara veled ?!

Öğrenci kalabalığının içindeki Limma sessizdi. Sadece büyük bir iç çekişle başını sallayabilmek ile yetinebilirdi.

Büyük kötü harekete geçti!

Elbette kötünün olduğu yer sakin olamazdı. Sürekli belayı kendisine çekecekti ve daha da çok kendisi bela yayacaktı.

Limma önceki hayatında bu bela çekme meselesi nedeniyle kıyameti çektiğini bilseydi kalp krizinden giderdi.

Gökyüzüne baktı ve içten bir şekilde dua etti.
"Tanrı herkesi kötüden korusun"

Veli toplantısı böylelikle son bulmuştu. Yun fırsattan istifade diğer okulun velilerinin de aklını çelmeye gitti.

Akşama doğru eve döndüğünde şaşkındı.
Dedesi onu direk engelleyerek ensesinden yakalayıp bir köşeye geçti.

"Açıkla bakalım veled!" Yun'un gözleri seğirdi.
Bu yasa geldi hala veled diye anılıyordu!

"Bilmiyorum" gözlerini kaçırıp ilgisizce çevreyi süzerken yanıtladı.

Hofan bu kadar çabuk açıklamasını zaten beklemiyordu. Büyükce bir iç çekişin ardından sinirlerini yatıştırmaya çalışarak konuştu.
"Her ders uyumak için okula çarşaf yastık götürüyormuşsun"

"Tahta sert sonuçta, yatağı sınıfa taşıyabilsem zaten bunu yapmazdım" Yun itiraz etti.

Hofan:...

Kulağını çekerek sertçe "Lan velet benimle dalga mı geçiyorsun sen ?!" diye sordu.

Canını yakmıyordu. Yine de kulakları kızardı. Kulağını ovuşturarak " Tamam tamam, söyle dede" dedi çaresizce.

"Dersleri ciddiye almıyorsun. Bu durumda daha ne diyebilirim ?"
Homurdandı.

"Dede bak zaten lisedeki tüm bilgileri biliyorum, niye dersi dinleyeyim? Bu bir akademisyeni zorla ilkokul okutturmayla aynı şey!"

Hofan:...

"Öyleyse niye okula gidiyorsun?"

"Tatil için" omuz silkerek kısaca yanıtladı.

Hofan:...

"Ahh, ne istiyorsan yap!" Alnına sertçe masaj yaptıktan sonra kesin bir şekilde "sadece sınav notların berbat gelirse bu keyfini bozarım!" dedikten sonra ayrıldı.

Yun:...

***

"Anne Yun ile ne konuştunuz?" Çocuk ihtiyatla sordu.

Annesinin ağzını bıçak açmaz görünce sinirlendi ve öfkeyle önden ayrıldı.

Çocuğunun tavrını gören kadın bir defa daha yaptığı şeye emin oldu, bu çocuk adam edilmeliydi! Neydi bu tavır anneye karşı?

Geleceği dört gözle bekliyor!

Benzer olaylar çeşitli ailelerde de yaşandı.

***

O günün aksamı Yun Gin'in odasına gitti.

"Merhaba Gin" tembelce kardeşinin yatağına uzandı ve masadaki belgelerle uğraşan kardeşine baktı.

"Şehir dışına çıkacağını duydum ?" konuştu.

"Doğru, Jidian'ı daha da geliştirmek istiyorum. İş anlaşması için Zhumumir'den bir süre ayrılacağım"
Sakince yanıtladı.

Kardeşi gerçekten yetenekli, halef seçiminden beri bu zamana iki hafta civarı süre geçmişti ve bu sürede halef olmak adına eğitiliyordu. Şimdiden iş ile alakalı harekete başlamıştı bile.

Eline telefon alarak mesaj atıp atlamada kararsız kaldı.

Gin'e yardım etmeli mi ? Ama Ji ile ilgili her şey aşırı bu aileyle ilişkisi olduğunu kanıtlıyordu. Yine de en gizli yardımcısına mesaj atmaya karar verdi.

Xx..

Xx sağ kolu olan Kara Ejderin liderine vermeyi düşündüğü telefon numarasıydı. Bir süre verdikten sonra sahibini değiştirdi. Bu Kara Ejder liderinin işini kötü yapması sebebiyle değildi, lâkin işini kusursuz yapacak ve onu tüm tehlikelerden uzak tutacak biri varken o kişiye vermemesi garip olurdu.

Şimdi bir grup...

Her neyse, dediklerini eksiksiz yerine getirecekler ve asla sorgulamayacaklar. Bu nedenle tehlikeli değildi ve herhangi bir emri vermekte kendini geri tutmadı.

Şimdiden bu numaraya gönderilmiş birçok mesaj vardı.

Numara sahibi değiştiğinden beri ilk mesaj şuydu:

- Ji ailesinin her bireyine birer koruma sağlayın, fark edilmeyin.

Elbette kendisinin de bir koruyucusu vardı.

Lâkin şuan onu korumak yerine şirketi koruyordu.

- Devam Edecek-
 

Eternity: Universe of the Dead (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin