35.BÖLÜM-İNKAR

46 5 4
                                    

"O haklı yanlış duymuş olmalısın." Cevabım İvanaydı oysa sözlerim daha çok Levına hitabet ediyordu. O haklıydı ben onun kadını olamazdım!

Kalbimde Levının sözlerinden sonra öyle bir yangın başlamıştı ki değil şimdiyi geçmişimi bile yakardı. Levın kalbi kötü bir insandı benim kalbim ona asla bağlanamazdı ne bugün ne yarın asla öyle bir şey olmayacaktı ve olmamıştı! Kalbimdeki ateş canımı öyle bir yakıyordu ki o ateşin altında Levını da yakmak istiyordum.

"Hayır eminim. Ben ne duyduğumu gayet iyi biliyorum!"

"İvan sana yanılıyorsun diyorum öyle bir şey olamaz!" Levın ve İvan amansız bir kavgaya tutuşurken İvanın dediklerinin doğru olmamasını diledim. Ruhumun bu adama bağlı olmasını kabullenemezdim. Gözlerimdeki yaşlar akmak için beklerken onları geri ittim bu adamın karşısında ağlayıp ona bu zevki yaşatamazdım.

"O haklı..." bakışlarımız bu sefer Adayı buldu. Ne diyeceğini bilmez gibi bir tavrı vardı önce yere sonra İvana baktı cesaretini toplamış gibiydi.
"İvan haklı. Onunla aramda bir bağ olduğunu onu ilk gördüğüm anda anlamıştım. Belki onu, geçmişimi hatırlamıyor olabilirim ama kalbim ona asla kayıtsız kalmadı." Bakışları bize döndü. "Sizin kalpleriniz de birbirine karşı kayıtsız kalmadı bunun farkındasınız ama buna inanmak istemediğiniz için siz kalplerinizi susturuyorsunuz fakat bu bir şeyi değiştirmez ruhlarınız birbirine bağlı kabul edin bunu." Bakışlarım Levını buldu. Evet doğruydu kalbim ona kayıtsız kalmamıştı lakin biraz önce öyle bir konuşmuştu ki ortada kalp de kalmamıştı. Gözümden bir damla yaş firar edeceği zaman kafamı çevirdim ve ses tonumu ayarlamaya çalıştım.
"Belki sizin için öyle evet ama bizim için öyle değil ve asla da öyle olmayacak!"

Ayaklarımı hareket ettirip odama yöneldiğimde arkamda Adanın mırıldanışları vardı fakat onu dinlemedim. Odaya girdim ve yatağın üzerine kıvrıldım. Gözlerimde akmak için bekleyen damlalara izin verirken sessizce ağlamaya başladım. Kalbim çok kırılmıştı.

İvanın dedikleri Levının da dediği gibi doğru olamazdı ki olsa bile bu saatten sonra hiçbirşeyi değiştirmezdi. O benim için her daim bir cellattı ve öyle kalacaktı. Burnumu çektim ve doğruldum. Ben bu değildim güçsüz olamazdım! Olmamalıydım!

Üzerimi çıkardım ve kenara fırlattım eminim ki soğuk bir su bana iyi gelecekti. Boynumdaki kolye soğukluğunu bedenime yaydığında avucumun arasına alıp sıkıca tuttum. Gözlerimi kapattım ve olduğum mekandan soyutlanmaya çalıştım. Keşke yanımda olsaydı ailem, babamın bana cesaret veren sözlerine çok ihtiyacım vardı şuan. Onları çok özlemiştim, kalbim çok kırılmıştı, ben çok yorulmuştum...

Gözlerimden yaşlar tekrar firar ederken birden kapı açıldı  hızla gözlerimi silerken sadece südyenle olduğumu hatırlayıp ellerimi önümde kavuşturup önümü kapattım ve gelenin kim olduğuna baktım. Ada hayran hayran dövmeme bakarken göz devirdim. Ardından parmak boğumlarımı dövmenin üzerinde gezdirdim. İhtişamlı bir dövmeydi bebekliğimden beri vardı insan olmadığım en başından belliydi demek ki...

Sonra parmak boğumlarımı kürek kemiğimin üzerindeki yarık da gezdirdim ve diğer yarığa da dokundum. Buralara neler olmuştu hiçbir fikrim yoktu sonra saçma düşüncelere dalıp Adayı ihmal ettiğim geldi aklıma ve bakışlarımı ona yönelttim.

"Dövmen çok güzel." Dudaklarımla yalancı bir tebessüm gönderdim ona. Zira gerçeğini gönderemeyecek kadar çok yorgundum.
"Kalbin çok kırıldı öyle değil mi?"bakışları hala dövmemdeydi.
"Öyle dediği için onu inkar ediyorsun aslında. Yoksa dediklerimiz doğru biliyorsun değil mi?" Bakışlarını bu sefer gözlerime çıkardı. Ona doğru dediğini söylememi bekliyordu ama ben öyle bir şey söylemeyecektim.

MERİDA~AY'IN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin