26.BÖLÜM-HABER

39 5 9
                                    

Tarifimi bitirdiğimde gözlerimi açtım ve Levının siluetinin paramparça olmasını sağladım. Polis memurları odadan çıkarken kafamı yastığa koydum ve kalbimdeki ağrıyı hissettim. Gözlerimi yumup geçmesini beklerken bunun kolay olmayacağını anladım.

İçeriye şenşakrak neşesiyle annem ve babam girdi annem elindeki poşeti kıyafet dolabına koyarken babamsa elindeki poşeti kenarda duran masanın üzerine koydu. Kenardan aldığı tabağa her bir tatlıdan bir tane koyduktan sonra benim önüme iteledi. Anneme inanmaz gözlerle bakarken önümdeki tabaktaki enfes tatlıları yemekle meşguldüm. Tatları enfesti! Gerçi annem her daim enfes yemek ve tatlılar yapardı. O mutfakların kadınıydı!

Önümdeki tabakta ne var ne yoksa silip süpürürken kalbime bir çift siyah göz oturdu. Ağzımdakiler boğazıma kaçarken öksürmeye başladım. Babam sırtımdan eliyle vurarak yardımcı olmaya çalıştığında kendime geldim ama artık iştahım kaçmıştı. Bir bardak suyu miğdeme indirdikten sonra önümdeki tabağı kenara iteledim ve yatağa uzandım. Ah Levın hep böyle ani anlarda kor gözlerin kalbimin ortasında belirip beni yakacak mıydı?

"Uyumak ister misin?" Sorusuyla bakışlarımı babama çıkardım ve ona baktım. Hayır, kesinlikle istemiyordum.
"Sanırım bu üç günlük uyku bana yetti daha fazla uyumak istemiyorum." Anlayışla kafasını salladı babam.
"Peki yapmak istediğin bir şey var mı?"

"Hayır. Ama şeyy buldular mı?" Babam kaşlarını çattı ve bana baktı.
"Neyi buldular mı?" Derin bir nefes verdim ve onları diye yanıtladım. Olumsuz anlamda kafasını sağladığında bakışlarımı tavana çıkardım. Bu iyi bir şey miydi? Yoksa kötü mü? Sahi ben onların yakalanmasını istiyor muydum?

"Korkuyor musun?" Kulaklarımdan içeri naif bir ses girdiğinde babama baktım. "Neyden korkuyor muyum?"
"Onlardan. Hala seni kaçıracaklarını düşünüp korkuyor musun?" Önce düşündüm ben onlardan korkuyor muydum? Evet! Özellikle bir çift siyah gözden korkuyordum. İvansa şimdiye dair arkadaşım olmaya aday olan tek sıfattı ondan korkmuyordum.

Dudaklarım benden habersiz hayır cevabını ortaya koyduğunda kalbimde bir yumuşama meydana geldi. Bu saçmaydı!
"Sana bir şey yaptılar mı?"

"Hayır."

"Peki seni neden kaçırmışlar?" Öldürüp dünyalarını kurtarmak için demek istesem de demedim. Zaten inanmazlardı ki. Onlara inanacağı bir yalan söyledim. Bu kaçık damgası yemektense iyiydi. Ne kadar da yalan söyler olmuştum bu ara!

"Bilmem belki de benim karşılığımda sizden para isteyeceklerdi."dudaklarımı büktüm ve düşünürmüş gibi hareket yaptım.

"O halde diğer kızı neden öldürdüler." Gözlerim buğulanmaya başladığında bir damla yaş firar etti. Ava...

"Özür dilerim tatlım bu konuları açmamalıydım." Gelip saçlarıma öpücükler kondurdu. Annemde ortamdaki gergin havayı hissetmiş olacak ki banyo bahanesiyle babamı odadan çıkardı ardından beni banyoya doğru çekiştirdi.

Üzerimdeki fazlalıkları çıkarırken hala ağlıyordum. O gecenin karanlık yüzü kalbime çöreklenmişti. Her ne kadar kabul etmek istemesem de bundan sonraki hayatıma sürekli şekil vericekti ve bu his ben ölmediğim sürece peşimi bırakmayacaktı...

Omuzlarımdan aşşağıya ılık su inmeye başladığında bu bile ruhumu gevşetememişti. Babamın dudaklarından Avanın ölümü bir tokat gibi suratıma çarparken ölü bedeni gözlerimin önünden gitmiyordu. Onu biz öldürmüştük. Onu kurtarmayarak biz öldürmüştük...

Kulaklarıma bir hıçkırık yerleştiğinde annemin ağladığını farkettim.
"Çok korktum. Seni bulamayacağız diye çok korktum." Yumuşak elleri saçlarımın arasında gezinirken dudaklarından bir hıçkırık daha koptu. Islak bedenime aldırmayıp annem sımsıkı sarıldığında bana gözlerimden dinmeyen yaşlar tekrar akmaya başlamıştı. Arkamdaki iri beden sarsılarak ağlamaya başladığında kendimi kötü hissettim. Onunla birlikten bende ağladım.

MERİDA~AY'IN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin