16.BÖLÜM-ATEŞ

35 6 6
                                    

Sahil boşalınca bizi arabanın dışına çıkarmışlardı. Yardım isteme gibi planlarım suya düşerken bu sefer başka  çözüm yolları bulmaya çalışıyordum. Hepimizi arabadan indirdikten sonra denize doğru yürüttüler. Denize yakın bir noktada bizi durdurduklarında Liam Avayı alıp ilerlemeye başladı. İlk başta Avayı tuttum ve çekmeye çalıştım lakin bu cellatların karşısında hiçbir şansım yoktu. Liam onu ellerimin arasından söküp sürükleyerek götürdü. Her ne kadar peşlerinden gitmek için çabalasam,hatta çabalasak da iri kollar bedenimizi tutuyordu. Ellerinden kurtulmak gibi en ufak bir ihtimal dahi olmazken, bizse genede şansımızı zorluyorduk.

Liam Avayı bir tekneye bindirdiğinde denize açılmaya başladı. Ava kaçmak için çabalıyordu. Karşısındaki adama onu bırakması için yalvarırken bir yandan da çırpınıyordu. Oysa bilmiyordu ki bu izdabutların karşısında hiçbir şansımız yoktu!

Liam birazdaha açılıp denizin ortasında durdu. Ayağa kalktı ve Avayı da kaldırdı olacakları dehşetle izlerken kalbim ağzımda atıyordu. Gökyüzü aniden kararıp ortalığı karanlığa bırakırken bir rüzgar ortaya çıktı ve uğultu çıkarmaya başladı. Liamın etrafında karanlık  bir tabaka oluşurken sanki onu kutsuyorlardı. Adeta ona tapıyorlardı. Bu karanlık bile bu adamlara tapıyordu!

Yer yer koyu kısımlar oluşurken gökyüzünde bana o günü anımsattı bu görüntü. Bu lanet heriflerin eline düştüğüm o günü! Hayatımın cehenneme dönüştüğü o günü! Tekrar bir uğultu çıkardı gökyüzü bu kjlaklarımı kapatma isteği oluştursa da kapatmadım.

Avaya bir şey olması düşüncesi beni derinden etkilerken nefes aldırmayacak kadar da boğazımı kesiyordu. Ona bir şey olmamalıydı! Ona bir şey olamazdı! O yaşamalıydı!

Liam Avayı sert bir şekilde denize ittiğinde. Ava dengesini sağlayamayıp denize düştü. İlk bir kaç dakika boyunca gözükmedi denizin yüzeyinde. Menevişlerim deniz yüzeyinde heryerde onu ararken nihayet gördüğümde derin bir nefesi koyverdim. Biranda içim rahatlamıştı oysa nedendi bu rahatlama eninde sonunda onu öldürmiyeceklermiydi sanki...

Sonrasında olanları gördüğümde boğazımdan acı dolu vaveylalar yükseldi. Bedenimi tutan elleri iterken öne doğru atılmaya çalışıyordum. Gök bir defa daha gürleyip sağanak yağışa bıraktı ortalığı. Gökyüzü bile onun haline ağlıyordu!

Bu kalpleri kara varlıklara ağlıyordu!

Bu hayattan yitip giden bir cana ağlıyordu!

Liam büyük iki kabloyu denize soktuğunda Ava tekneye tutunmuş binmeye çalışıyordu. Liam onu kafasından itip tekrar denize gömülmesini sağladı. Sonra istifini bozmadan işine devam etti. Boğazım artık bağırmaktan acımaya başlamıştı. Ciğerlerim bile ihtiyaç duyduğu oksijeni istemiyor sadece Avanın acısını paylaşıyordu. Onu anlamaya çalışıyordu.

"Liam sakın yapma."

"Liam nolur onu serbest bırak."

"Ona dokunma."

Avanın acı dolu vaveylaları ve yalvarışları artık can acıtmaya başlamıştı. İçindeki korkuyu ortaya koyarcasına haykırıyordu bu benim kalbimi parçalarken bende ona uyuyordum. Acısını paylaşıyordum.

Paylaşamadığım acısını paylaşıyordum!

Sesindeki acı bi bizim mi içimizi acıtıyordu? Bu varlıkları bir gram dahi olsun etkilemiyor muydu? Ondan mıydı bu ruhsuz tavırları?

Avayı birkez daha denize itti ve bize baktı. Ardından geri işine dönüp yanındaki bir alete dokundu. İşini soğukkanlılıkla yapıyordu. Olanlardan ve olacaklardan etkileneceğe benzemiyordu. Liam soğukkanlı bir katildi! Tek düşündüğü avını öldürmekti ve eminim ki bunu her koşulda yapacaktı bu keskin dişli sırtlan.....

MERİDA~AY'IN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin