15.BÖLÜM-DOLUNAY

36 6 3
                                    

Odada tek başıma kaldığımda kalkıp banyoya gittim. Soğuk suyun altı iyi geleceğini düşünüp suya girdim. Soğuk su bedenimden akıp giderken bu  soğuklukla algılarım biranönce açılıyordu. Artık ne yapmalıydım?

Bedenime yapışan saçlarımı kenara çekip üzerlerine şampuan döktüm. Hızlı bir durulamanın ardından çıktım. O günden kalma kıyafetler bir kenarda duruyordu rastgele elime geçenleri üzerime geçirdim. Saçımı kenardan örerken aynada kendimi süzüyordum. O kadar da kötü degildim tabi göz halkalarım hariç gene de iyi durumdaydım. Kötü durumda olansa bu adamların atmosferine sıkışmış ruhumdu.

Ruhumu öldürüyorlardı tıpkı bedenimi öldürecekleri gibi...

Banyodan ve odadan çıkıp merdivenin trabzanlarına geldim. Kafamı hafif aşşağı eyip sesleri dinledim. Artık geleceğimi ben şekillendirmeliydim!

"Sizce bu dövme bize gönderilen işaret mi?"

"Büyük bir ihtimal."

"Peki bu dövmelerden ne anlamalıyız."

"Birinde deniz birinde ise elektrik var."

"Peki ilk ölücek olan o kız mı yani sonuçta dövme onda çıktı."

"Eğer öyleyse kızı öldürecek kişi de Liam oluyor. Bizim aramızdan da dövme onda çıktı çünkü."

"Dolunayda öldürmemiz gerekiyor biliyorsunuz değil mi?"

"Biliyoruz Etham şimdi önemli olan bu dövmelerin anlamlarını çözmek."

"Basit aslında." Son ses Levına aitti. Çoktan bu bilinmeyen denklemi çözmüş gibiydi iyice kafamı eğip dinlemeye başladım.

"Denizde elektrik çarpmasıyla ölücek. Kurban Ava cellatsa Liam. Liam Avayı denizde elekrikle öldürecek bu kadar basit." Vücudumdaki kan beynime sıçrayınca algılarım kapandı. Ava onu...onu öldüreceklerdi.

Cani bir şekilde onu öldüreceklerdi!

Midem bulanmaya başladığında gözlerim de kararmıştı artık. Dengemi sağlayamadığımı farkettiğimde kendimi yere bıraktım. Biri tarafından son anda tutulmuştum ama kim olduğunu anlamaya çalışacak kadar bile gücüm yoktu. Yorgunlukla gözlerimi kapattım. Tıpkı Avanın da bu dünyaya gözlerini kapatacağı gibi.

Bir odaya taşınıp yatırıldığımda bir bardak su uzatıldı. Bana yardım eden kişinin İvan olduğunu gördüm. İçimde ona karşı da soğuma gelmişti. O benim arkadaşım falan değildi!

O benim hiçbir şeyim değildi!

O sadece bir ast'tı!

Beni ve bizleri ölrüecek olan bir ast!

Hemen kendimi toparlayıp ayağa kalktım. "Git buradan!"

"Sen iyi misin?" Endişeyle yüzümü süzdü hadi ama bu sefer bu oyununa gelecek kadar salak değilim.

"Sana git buradan dedim."

"Merida iyi misin sen neden böyle davranıyorsun?"

"Neden mi böyle davranıyorum?" Histerik bir kahkaha attım. Bu çocuk benimle dalga mı geçiyordu. Bu durumda iyi olabilir miydim? Hem iyi olmam onların umrunda mıydı sanki zaten amaçları öldürmek değil miydi?

"Artık oynamayı kes sanki kurbanına çok değer veriyosun, sonuçta bizi öldürmeyecek misiniz?"

"Üzgünüm öyle olması gerektiği için çok üzgünüm ama sana asla oynamadım. Asla sana yalandan iyilik yapmadım veya kendimi iyi göstermeye çalışmadım sana olduğum gibiydim her daim." Gözlerindeki samimiyeti anlamam için yalvarıyordu adeta ama ben o gözlerdeki samimiliğe güvenebilir miydim işte bunu bilmiyordum...

MERİDA~AY'IN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin