21.BÖLÜM-LEVIN

39 4 2
                                    

Aklıma gelen soruyla bunları bir kenara itekledim önce o soruya cevap bulmalıydım. Bu anlattıkları neden bizleri kaçırıp öldürdüklerini açıklamazdı öyle değil mi? Bunlar kesinlikle benim asıl merak ettiğim soruların cevapları değildi. Bu sorular benim merak ettiğim soruların yanından bile geçmiyordu lakin bir uyuşturucu gibi beynimi uyuşturmaya yetmişti!

Ögrendiğim bilgiler çoktan uyuşturucu gibi beni uyuşturmuştu....

"Bizleri neden kaçırdığınızı hala açıklamadın." Soru dolu bakışlarlarımı yüzüne yönlendirdim.

"Ah doğru ya." Dilini kurumuş dudaklarının üzerinde gezdirdi ve yutkundu ardından gözlerini gözlerime sabitleyip anlatmaya devam etti.
"Bu olay yani meleklerin birbiriyle olması ardından cennetten kovulması asırlardır devam ediyordu bunun üzerine melekler bizim yerimizi yani cehennemi lanetledi." Tekrar gözlerime baktı. Anlayıp anlamadığımı tartmaya çalışıyordu sanki ardından konuşmasına geri devam etti.
"Lanet  yani olduğumuz bölgeden dışarıya çıkamıyoruz hımm nasıl desem. Kafes! Evet bu yeterince açıklar. Cehennemden dışarıya çıkamıyoruz bu lanet yüzünden. Kapanakısılı şekilde olduğumuz yerde kaldık Merida."

"Hala bizimle ne ilgisi olduğunu açıklamadın."hızlıca bir el hareketiyle lafımı bölüp kendisi konuşmaya devam etti.
"Bekle o yere de geliyorum. İşte bizim bu laneti kaldırmamız yani cehennemden dışarıya çıkmamız için bu büyüyü bozmamız gerekiyordu. Aylarca süren araştırmadan sonra bir yol bulundu."

"Bu yol neydi peki?" Konuşmamız iyice başka bir boyuta geçiyordu. Gerçek bildiklerim birer yalandan ibaret çıkarken yalan dediklerimse birer gerçekten ibaret oluyordu. Hayatımı daha neler bekliyordu kim bilir....

"İşte tam burada işi biz devraldık. Dünyadan dört meleği bulmamız ve öldürmemiz gerekiyordu. Ölümlerinden çıkan köz parçalarını toplayacaktık ve geri cehenneme dönecektik. Burada Annayla aramızdan biri evlenip kanlarını köz parçalarına damlatıcaklardı ardından beraber bunları cehennemin dört bir köşesine koyacaklar ve bu lanet ortadan kalkacaktı." İvan tekrar beni süzmeye başladı. Anlattıklarının ağır olduğunun o da farkındaydı bana zaman tanımak istiyordu. Belkide kaldırıp kaldıramadığımı ölçmeye çalışıyordu ki kaldırdığımdan ben bile emin değildim.

Gerçi İvan da haksız sayılmazdı. Her ne kadar umursamaz gibi görünsemde içimde fırtınalar kopmaya başlamıştı. Bu fırtına öyle yakınımda gerçekleşiyordu ki ben istemesem de sürekli benden bir parçamı alıp koparıyordu, kopardığı parçaların içinde o kadar çok şeyim vardı ki! Hatta daha yeni öğrendiğim çok şeyim...

İçimdeki fırtınayı ve kalbimdeki korkuyu bir kenara itekledim ve bir kaç soru daha sordum. Korkmam için epeyce vaktim vardı zaten öncesinde enazından ne için öldüğümü öğrenmeliydim. Vücudumdaki adrenalin yerini korkuya bırakmadan hemen önce kendimden emin şekilde  sorularımı sordum. İçimdeki fırtınayla daha sonra yüzleşmeliydim. Hele hele melek olduğum gerçeğiyle daha sonra yüzleşmeliydim...

"Peki bu Anna denen kişi kim oluyor?"

"Anna Marselin kız kardeşi. Bizim dünyamızda kararları Marsel verir o ne derse o olur. Anlayacağın bizim başımız diğer bir deyişle yazgı.Oradaki düzeni sağlamak, kararlar vermek Marselin elinde Anna da kız kardeşi. Her zaman olmasa da genelde Annanın kararları da bizim için emirdir. Onların dediğini yapmazsak cezalandırılırız ama melek olmaya çalışırsak öldürülürüz ruhumuz arafta kaybolur İşte o zaman. Ve bu düzen meleklerde de var. Onların da başı var. Oradaki baş ise Dennis." Bilmediğim bir aleme aittim ve oradaki düzeni dinliyordum içimden gülmek gelse de deli gibi görünmemek için içimdeki gülme isteğini bastırdım. Sanırım deliriyordum!

MERİDA~AY'IN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin