Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman
Ayşegül bakışlarını gelinliğinin eteklerinden çekip yukarı kaldırdığında yedi çift gözün kendisine baktığını gördü. Annesi zaten makyajını otuz kere yenilemek zorunda kalmıştı ağlamaktan. "Anne rica ederim dur artık lütfen Duru yoruldu bıktı senin makyajını düzeltmekten, sen ağlamaktan bıkmadın."
"Ama bebeğim... Çok güzelsin. Çok çok çok güzelsin..." derken bir kez daha inleyerek ağlamaya başlayınca Duru gözlerini devirerek "Of anne!" diye söylendi. Ayşegül buruk bir şekilde gülümsüyordu, annesini anlıyordu. O da çok tuhaf hissediyordu. Çok değişik hissediyordu. On yedi yaşından beri ailesiyle yaşamıyordu ama sanki bu gece ilk defa aile evini bırakıyormuş gibiydi. Evlenmek sahiden de başka bir şeydi.
Ne var ki kötü değildi. Aksine o kadar çok mutluydu ki, mutluluğu içine sığmıyor adeta taşıyordu. Bugün hayatının en güzel günüydü. Hayatının en mükemmel yıllarının başlangıcının ilk günüydü. Geçen sene bu zamanlarda bırak mayoyu şortu, elbise bile giymeye utanan Ayşegül, bu gece üzerine doğa harikası bir gelinlik giyerek, sevdiği adamla evlenecekti. Sonra Maldivlere gidip bikiniden başka hiçbir şey giymeye ihtiyaç duymadan sahilde salına salına gezinecekti, denizde yüzecekti. Tabii otel odasında tamamen çıplak olacağı kesindi...
Bambaşka bir kadındı artık. Eski mutsuz, ezilen, hırpalanan, kadınların dalga geçtiği, erkeklerin bakmadığı, yalnız Ayşegül tarihe karışmıştı. Boğazın kenarında kendi düğünü için hazırlanmış olan beş bin kişilik yerde bir sürü insan onu bekliyordu. Onun gelmesini... Kolunda Emre ile beraber...
"Ayşegül bence biz teyzemi kaçıralım, bu böyle olmayacak... Hadi Duru!" Ayşegül'ün kuzeni Esra, Ayşegül'ün diğer kuzeni Cansu'yu ve Duru'yu örgütleyerek Nihal Hanım'ı zorla odadan çıkardı. Camile, Patrice ve Isabel ile yalnız kalan Ayşegül; birkaç saniye muzip muzip onlarla bakıştıktan sonra, kızların dördü de çığlıklar atarak birbirlerine sarıldılar. Geri çekilip birbirlerine baktıktan sonra Camile "Bana bak, buketini kesinlikle ben alacağım!" diyerek tavrını koydu ortaya. Patrice hemen surat yaparak "Ben?!" dedi soru sorarcasına. Ayşegül Camile'e dönüp başını yana yatırarak gözlerinin içine baktı.
"Isabel'in düğününde sen almıştın zaten. Sıra Patrice'de bence..." dedi. Camile anında surat asarken Patrice sevinçle havalara zıpladı. Tam o sırada kapı iki kez tıklatıldı. Ayşegül kapıdan tarafa bakıp "Gelin!" diye seslendi. Jean Paul gülümseyerek kapının arkasından başını uzattı. Sonra Ayşegül'ü gelinliğinin içinde ilk defa görmesiyle gülümsemesi dudaklarında dondu ve Ayşegül'e bakakaldı. Kızlar yapmaları gerekenin ne olduğunu biliyormuş gibi sözleşerek ufak adımlarla odadan kaçtılar. Jean Paul kapının önünde birkaç adım atıp içeri girdikten sonra kızlar kapıyı arkalarından kapatıp gittiler. Düğün için giyinmemişti Jean Paul. Kot pantolon ve tişörtleydi.
"Vay canına... Kelimeler kifayetsiz kaldı." Ağır adımlarla Ayşegül'e yaklaştı. Tam karşısında durup, onu aşağıdan yukarı bir kez daha süzdükten sonra Ayşegül'ün mavi-yeşil gözlerinin içine bakarak gülümsedi.
Ayşegül biraz kötü hissediyordu kendini şu an. Üzerinde gelinlikle, karşısında durduğu adam ilk aşkıydı neticesinde. Ne kadar doğru ne kadar yanlıştı bilmiyordu ama tuhaf hissettiğine göre bir şeyler ters gidiyor olmalıydı.
"Hala kalmakta kararlı mısın? Başta sorunumuz farklıydı ama sanırım gerçekten burada olman iyi bir fikir değildi Jean. Bunun bu şekilde olmaması gerekiyordu. Böyle hissetmemeliydik." dedi bakışlarını Jean Paul'dan kaçırarak. Jean Paul hemen teselli etmek ve Ayşegül'ün kötü hissetmesine engel olmak adına onun gelinliğinin eteklerine basmamaya çalışarak en yakınına kadar geldi. İki elini Ayşegül'ün çenesine doğru götürerek onun başını kaldırıp kendisine bakmasını sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3E: AŞK-I DÖNENCE
General Fiction"Bu Nurdan Keleş ve Sezgi Salman'ın ortak hikayesidir." Hayat tarzları farklı bu üç seksi kardeşin dünyasına girmeye hazır mısın? Kalbinde derin bir yara taşıyan Erdem, bunu kimseye yansıtmaksızın, tüm ciddiyetiyle diğer iki kardeşinden çok farklıdı...