46. Bölüm

33.2K 1.5K 88
                                    

Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman  

"İyisin değil mi?" diye sordu Duru ablasına. Ayşegül başını onaylarcasına aşağı yukarı salladı. Derin bir nefes verdikten sonra "Kalan üç beş konuk da gitmiştir inşallah." Diye mırıldanarak tuvaletten çıktı. Neyse ki düz taban Toms'ları sayesinde ayakları ağrımıyordu. Fakat ayakları dışında her yeri ağrıyordu. En çok da kalbi...

"Gitmiştir herhalde, Efe ve Erdem abi ilgileniyordu gidenlerle. Biz de gidelim artık istersen. Eşyalarını bırakalım, yarın alırız."

Duru'nun sözlerinden sonra Ayşegül bitkin halinden ani bir şekilde sıyrıldı. Gözlerini iri iri açarak direkt kardeşine baktı.

"Ben kendi evime gideceğim Duru. Yeni aldığımıza... O evi o kadar çok istedim, benim evim orası. Bundan sonra gayet de orada yaşayacağım!" dedi sert bir ses tonuyla. Duru'nun kaşları hayretle havalandı.

"Emin misin? O o*ospu çocuğu sıkıntı yaratmasın? Daha fazla gerilme bu gece, gel güzel bir uyku çek."

"Hayır! O ev benim! Boşanma davası açtığımda o evi Emre'nin elinden çatır çatır alacağım. Tapuda yarısı benim üstüme."

Duru da o kadar yorgun, kızgın ve bitkindi ki, ablasıyla tartışacak hali kalmamıştı. Kendini tükenmiş bir şekilde koltuklardan birinin üzerine bıraktıktan sonra "İyi peki sen bilirsin." Dedi. Ayşegül sağına soluna bakınıp özel eşyalarını toparlayıp aldıktan sonra, masada duran altın kesesi gözüne ilişti. Bir anda heyecanla "Allah!" diye bağırdı. Sanki biriyle yarış içerisindeymiş gibi koşuşturarak altın kesesini yakalayıp göğsüne bastırdı. "Canlarım... Bugüne dair tek başarım." Deyip keseyi öptü.

"Gelin arabasının anahtarları nerede? O arabayı geri vermeden bir kez de ben kullanayım. İçimde kalacak."

Düğün için kırmızı renkli 69 model bir Corvette Convertible kiralamışlardı. Araba sabahtan Emrelerdeydi. Güya düğün bitiminde yeni evlerine gitmeden evvel bu arabayla ufak çaplı bir İstanbul turu atacaklardı. Emre öyle demişti. Ama maalesef ki Emre Bey'in arabayla olan ilişiği şu andan itibaren kesilmişti. Bundan sonra o arabanın tadını Ayşegül çıkaracaktı.

"Efe kullanmış gelirken, ondadır herhalde anahtarlar. Ben anca burada bir tur atabildim. Çoook güzeldi..." diye mutsuzca inledi Duru. Ayşegül dudağının sadece bir tarafı kıvrılarak gülümsedi. Gidip, yorgun bir savaşçı olan kardeşini kafasından öpüp, "Her şey için teşekkürler bebeğim. Konuşuruz yarın." Dedi içten bir şekilde. Duru başını kaldırıp ağlak gözlerle ablasına baktı.

"Gerçekten evlenmiş olsaydın şu an hüngür hüngür ağlardım. Ama neyse ki gene bana kaldın."

Ayşegül kıkırdayarak Duru'ya şakadan vurdu. Sonra çantasını ve altınlarını alarak milleti uğurlayan Efe'yi aramaya koyuldu.

***

"Efe! Corvette'i alıyorum ben!" Ayşegül hem arabayı hem de Efe'yi binanın girişinde hazır halde bulunca sevinçten ölecekti. Çocukcağız Walking Dead setinden kaçmış gibi görünüyordu. Bitikti. Yanda, kendi arabasının kaputuna dayanmış olan Erdem de öyleydi. Gözleri kapanıyordu.

"Yarın ben teslim ederdim Ayşegül abla, sen zahmet etmeseydin." Dedi Efe Ayşegül'e doğru ilerlerken.

Ayşegül sırıtarak "Ben teslim ederim yarın sen faturası mı, nesi var ver bana, ben kullanmak istiyorum bunu. Bu deneyimi tatmadan geri vermeyelim." Dedi. Efe yorgunluğuna rağmen gülümsemeyi başararak ceketinin iç cebindeki cüzdanından makbuzunu çıkarırken "Valla ağzının tadını biliyorsun Ayşegül abla. Kaymak gibi araba bak çok seveceksin." Dedi.

3E: AŞK-I DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin