Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman
1 Ay Sonra
Sabırsızca birliğin bahçesinde dolanıp duruyordu. Binaya girip girmemek arasında tereddütlüydü. Cesaret edemiyordu bir türlü. Fakat mart ayının soğukluğu da acımasızdı. Gündüz olmasına ve havanın açık olmasına rağmen hava buz gibiydi. Güneş biraz bile ısıtmıyordu. İzmir böyleyse, İstanbul'u düşünmek dahi istemiyordu.
Etrafta gezinen askerler de huzursuz etmiyor değildi. Duru normalde şantiyelerden erkeklerin arasında kalmaya alışkındı ama bu durum biraz daha farklıydı. Buradaki erkekler hep kendi yaşları civarındaydı ve sürekli Duru'ya uzaylı görmüş gibi bakıyorlardı.
Cebinden gelen bipleme sesiyle, dar pantolonunun cebinde duran telefonunu alıp ekrana baktı. Aybike; Erdem, Ayşegül, Emre, Efe, Metin, Duygu, Özgür ve Mina'nın da olduğu Whatsapp grubuna bebeklerin fotoğrafını atmıştı. Duru gülümseyerek fotoğrafa bakarken biraz içi kıpır kıpır oluyordu. Ablasının da hamile olduğunu öğrendiğinden ve Aybike'nin bebeklerini gördüğünden beri içinde bir duygular peyda olmaya başlamıştı. Hiç de daha önce yakınından kıyısından geçmediği duygulardı.
"Sevgilim! Neden gelmedin içeri?" Ali Efe'nin sesini işittiğinde hızla arkasını dönmüştü ki zaten dibine kadar gelmiş olan üniformalı sevgilisi aklını başından alıverdi. Duru'yu belinden sarıp eğilerek yanağına bir öpücük bıraktı. Geri çekildiğinde Duru alıcı gözle Ali Efe'yi süzdü.
"Seni ilk defa fotoğraflar dışında üniformalı görüyorum... Emre'nin kıskandığı kadar varsın ha... Çocuk haklıymış." Duru'nun tek kaşı havalanırken Ali Efe güldü. "Kıskançlığından kuduruyordu ya. Söz konusu çekememezlik oldu mu, hiç saklayamıyordu. Gözlerinden okunuyordu."
Ali Efe tam hareketlenecekken bir eksiklik olduğunu fark etti. "Aa! Cüzdanımı unutmuşum! Geliyorum şimdi hemen bir tanem." Ali Efe Duru'nun alnına hızlı bir öpücük bırakıp içeri geri koşturdu. Duru üniformalı sevgilisini baştan ayağa tekrar süzerken popo kısmında biraz oyalandı. Başını yana yatırıp uzun uzun sevdiği adamın arkasından baktı.
Ali Efe gittikten on-on beş saniye sonra, kulaklarına geçmişten kalma bir ses ilişti. Biri adını sesleniyordu. Ve bu ses hatırlamak istediği ya da duymak istediği bir ses değildi. Tüylerini ürperten, sadece geçmiş hatalarını ve kötü anılarını yüzüne vuran bir sesti.
"Duru!? Senin ne işin var burada?" Serkan'ın sesini gerçekten duyduğuna emin olunca yutkunarak arkasını döndü. Serkan'ı kafası kazılı, küpesiz, kamuflaj pantolonlu ve postallı görmek çok farklıydı. Tipi çok değişik görünüyordu. Ya da Duru beyninin içinde Serkan bulunan kısımlarına format attığı için böyle geliyordu ona.
Askere mi gitmişti o? Haberi bile yoktu... Ve düşe düşe buraya mı düşmüştü? Ali Efe'nin komutan olduğu birliğe?!?
Donmuş bir halde kendisine yaklaşmakta olan Serkan'a bakmaya devam ederken nefes bile alamıyordu korkudan. Gözünün önünden onu en son gördüğü akşam geçiyordu. Nasıl korkmuştu... Ah o Efe yüzünden ne saçmalamıştı... Aklına üşüşen kötü anıları yüzünden ürpererek titredi.
"B-ben... Şey... Gidiyorum şimdi," diye geveledi. Ali Efe gelmeden buradan gitse süper olurdu aslında. Serkan'a bir açıklama yapmak zorunda değildi. Ali Efe'yi bilmesini hiç istemiyordu. Tabii asıl Ali Efe'nin Serkan'ı bilmesini istemiyordu. Ali Efe onu sadece 'psikopat eski sevgili' olarak biliyordu. Duru'yla beraber geçmişi yâd ettikleri bir gün, Duru geçmişine dair sevmediği şeyleri ve hatalı olduğu olayları anlatırken ondan bu sıfatla bahsetmişti. Adını ve yaptıklarının detaylarını vermek istememişti. Zaten yeterince utanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3E: AŞK-I DÖNENCE
General Fiction"Bu Nurdan Keleş ve Sezgi Salman'ın ortak hikayesidir." Hayat tarzları farklı bu üç seksi kardeşin dünyasına girmeye hazır mısın? Kalbinde derin bir yara taşıyan Erdem, bunu kimseye yansıtmaksızın, tüm ciddiyetiyle diğer iki kardeşinden çok farklıdı...