9. Bölüm

38.8K 1.8K 46
                                    

Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman  

"Annecim, ne zaman o çikolatalı içecekten içeceğiz?" diye sordu Uğur Asya'nın trençkotunun eteğini çekiştirerek. Annesi uslu durursa ona sıcak çikolata alacağını söylemişti.

"Birazdan bebeğim." diye mırıldandı Asya. Gözleri vitrindeki çok şık çantadaydı. Oğlunun küçük eli, kendi elini sıkıp sıkıp gevşiyordu. Asya onun sıkıldığının farkındaydı. Ama yaptığı şey çok tatlıydı. Bir de kendi kendine bir şarkılar mırıldanıyordu önüne bakarak. Asya dikkat etmeye çalışsa da çok net duyamıyordu.

Yavaş adımlarla ilerlemeye devam etti. Tam Hugo Boss'un önünden geçerken içeride gördüğü kişi sayesinde kapı önünde kalakaldı. Davet gecesinden beri onu görmemişti. O gece yaşadıkları felaketten sonra zaten görmesi doğru olmayacaktı. Erdem tarafından o halde yarı yolda bırakılınca tamamen psikolojik olarak bitmişti. Belki bunu hak etmiş olabilirdi ama hiçbir şeyi tek başına yapmamıştı o anda. Erdem de istemişti. Asya da buna kanmıştı.

Gereğinden fazla orada dikildiğini fark ederek kıpırdamıştı ki kıyafetini aynada inceleyen Erdem sağına doğru dönünce bakışları bir anda Asya'yı buldu. Asya da kaldı. Gidemedi. Çünkü bir kez gözleri buluşmuştu artık. Erdem'in o mükemmel mavilerini bir kez görmüştü.

Erdem bir süre Asya'ya baktıktan sonra kendine gelmeye çalışır gibi silkindi. Üstünde durduğu yükseltiden inerek kapıya doğru geldi birkaç adımda. Önce Asya'ya baktı fazla bir ifade vermeden. Sonra bakışları Asya'nın yanındaki küçüğe gitti. İşte o zaman gülümsedi. Ayakları üzerinde bir ileri bir geri sallanıyordu ufaklık.

"Merhaba." dedi Uğur'a bakarak. Uğur başını kaldırıp kendisine selam veren adama baktı merakla. Hatırlamıştı. Dişlerini göstermeden gülümsedi.

"Merhaba." diye mırıldandı. Sonra annesine baktı doğru bir şey yapıp yapmadığını bilmediği için. Asya Uğur'un saçlarını okşayıp oğluna gülümsedi.

"Nasılsın bakalım?" diye sordu Erdem kapıya omzunu dayarken. Böylesi daha kolayına geliyordu. Asya ile iletişim kurmaktansa oğlu ile kurmak daha iyiydi. Daha az acı vericiydi. Eskiden her ne kadar ona baktığında canı yansa da-ki hala yanıyordu-artık sevebilmek istiyordu bu çocuğu. Hayatında yeni bir sayfa açıyordu. Ve buradan itibaren artık küçücük çocuklara bakarak acı çekmek yoktu planlarında.

"İyiyim, sen nasılsın? Sen de mi alışveriş yapıyorsun annem gibi?" diye sordu. Erdem gülümsedi.

"Ben de iyiyim. Sadece 10 dakikadır buradayım. Hemen bu kıyafeti alıp çıkacağım bence. Şimdiden sıkıldım." dedi Erdem gözlerini devirerek. Aklınca Uğur'u güldürmeye çalışıyordu. Başarmıştı da.

"Ben de sıkıldım. Daha yeni bir tane oyuncak aldık diye annem almıyor bugün. Çikolatalı içecek içeceğiz ama. Sen de gelsene bizle?"

Uğur'un son sorusu bomba gibi düşmüştü ortaya. Asya ve Erdem birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. Erdem hemen toparlanarak "Ben sizi rahatsız etmeyeyim istersen. Belki annen istemez-" derken Asya onun sözünü keserek "İster." Deyiverdi birden. Oğluna bakıp, ardından tekrar Erdem'e baktı.

"Çok isterim bizimle bir şeyler içmeni." dedi.

Erdem Uğur'un yalvaran bakışlarını görünce onu kırmak istemediğini anladı. Belki de Asya'yı kırmak istemiyordu... Son görüşmelerinden sonra Asya'nın kendisine kızgın olduğunu sanıyordu. Bu daveti sürpriz olmuştu.

"Ee... O zaman bana bir dakika verin üzerimi değiştirip geleyim."

Uğur uflayarak "tamaam" diye iç geçirdi. Asya da Erdem de onun tepkisine güldüler. Sonra Erdem içeri giderken Asya ile birbirlerine baktılar. Erdem kabinde üzerini değiştirdiği süre boyunca Asya'nın yüzünde gördüğü o gerçek gülümsemeyi düşünüp kendi kendine gülümsemişti. Zamanında bu gülümsemeyi her görüşünde bir kez daha aşık olmuştu ona. O kadar çok yakışıyordu ki böyle gözlerinin içine kadar mutlulukla gülümsemek Asya'ya...

3E: AŞK-I DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin