6. Bölüm

38.7K 1.9K 103
                                    

Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman  

"Seninle konuşmak istemiyorum! Git başımdan!"

"Aybike lütfen ama hep böyle kaçacak mıyız bir birimizden?"

"Kaçan sensin. Beni görmemek için başını çeviren de sensin. Hem ben seni öylesine öptüm. Yani yanımda olduğun için."

Efe onun gözlerine bakınca asıl demek istediklerini okuduğunu fark etti. Aslında bu duruma şaşırdı. Ama kalkıp da bunu kıza demeyecekti. Biraz Emre ve biraz Erdem kıvamına bürünmesi gerekiyordu. Nedense öyle hissetmişti.

"Senden kaçmıyordum Aybike... Sadece düşünmem gerekiyordu. Seni üzmemek için düşünmek..."

Aybike ona bakıp "Neyi düşünecekmişsin acaba? Alt tarafı-"

"Senden hoşlandığımı kendime itiraf etmem gerekliydi. Tabi sen kendini derslerine nasıl gömdüysen, bunları görmeyecek kadar uçmuştun! Öyle ki ağlak olmaya başladın."

Aybike homurdandı. "Ne salaksın sen ya! Ben o gün senin yüzünden ağladım! Sende bunu görmeyecek kadar salaksın işte!"

"Be... Beni... Benim yüzümden mi?" Şuanda hayatının şokunu yaşıyordu!

"Evet senin yüzünden! Beni görmezden gelip, arkadaşlarınla mutlu mesut kahkahalar atıyordun! Ben içimde sürekli seni düşünürken sen kim bilir hangi ablalarla neler yapıyordun!"

"NE! Ne? Ne... Ne ablası Aybike ya?"

"İşte senin takıldığın ablalar. Olgun kadınlar!"

Efe kahkaha atmak istedi. Şuanda gülme krizine girmek istiyordu. Kendini toparlayıp Aybike'ye yaklaştı. Bir eliyle onun yanağını okşadı. Yüzüne düşen birkaç teli kulağının arkasına attı. Tüm bunları yapmak istediği için yapıyordu. Lanet olası, çok güzeldi. Kızarmış burnuyla, gözleriyle, çok çok güzeldi.

Aybike burnunu çekip ona bakıyordu. Bu Allah'ın cezası çocuğun boyu çok uzundu ve ona bakmaktan ensesi ağrımıştı.

"Aybike ablalar ya da olgun kadınlar; onlardan yok bende. Aklımı kurcalayan başka biri var."

"Çok mu kurcalıyor?"

"Çoooook."

"Belki sende onun aklını kurcalıyorsundur?" Sesi öyle masum çıkmıştı Aybike'nin... Sanki az önce bağıran kendisi değilmiş gibi...

"Çok mu?"

"Çoooook."

Efe onun yüzüne eğilip dudaklarını ona bastırdı. Bir hareketlenme olmadan öylece duruyordu dudakları. Sonraki adımı düşünmeye başladı. Kızın dudaklarını aralaması lazımdı. Metin'in bir cümlesi aklına geldi "Lan kızın dudaklarını aralamak için öyle bir dil şovu yaptım ki..." Tamam dilini kullanacaktı. Dudaklarını aralayıp diliyle kızın dudaklarını araladı. Üst dudağını emmeye başlarken aklında biran önce bu işi öğrenmesi gerektiği dönüp duruyordu.

Aybike kendini ona bırakmıştı. Çok güzel öptüğü söylenemezdi ama verdiği his çok güzeldi. Kollarını onun boynuna dolayıp kendine daha çok çekti. Az çok bildiği şeyi uygulamaya koyuldu.

Boylarından dolayı ikisi de ızdırap çekiyordu aslında. Efe tek gözünü açıp geniş kenarlıkları gördü. Aybike'yi oraya iteleyip kucağına alıp oraya oturtturdu. Aybike sırtı demirliklere değince yerinden sıçradı. Buraya nasıl oturduğunu düşündü ve bulamadı. Dudakları birbirinden ayrılınca ilk konuşan Efe oldu.

"Böylesi daha uygun gibi?" dedi hala dudakları onun dudakları üzerindeydi.

Aybike kendini daha çok Efe'ye yapıştırdı. Kollarını ona daha da çok doladı. Kendine yenik düşüp arkasını döndü ve hızlıca Efe'ye dönüp ona sarıldı. "Yani evet manzara güzel ama... Burada; yani kenarda oturunca insan aşağıya düşecekmiş gibi oluyor."

3E: AŞK-I DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin