Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman
2014 Ocak
Erdem, Asya'nın yanına gelip sesini çıkartmadan oturdu. Asya umudu kırıla kırıla Erdem'in gelmesini bekliyordu ve işte gelmişti.
"Gitmişsindir diye düşündüm."
"Gelmezsin diye düşündüm."
Erdem'in katı sesine rağmen Asya'nın sesi öyle masum çıkmıştı ki... İkisi de birbirinin sesinin altında ezilmişti.
"Geldim çünkü bu saçmalığa son vermek istedim."
"Seni çağırdım çünkü artık bu acıya bir son vermek istiyorum."
Erdem ona baktı. Gözleri Boğaz'da, yanakları ıslak... Burnu kırmızı. Dudakları... Derin bir nefes aldı.
"Acıyı çeken sensin yani?"
Asya ona döndü. Yaptığı cahilliği ona ödetmişti. Ama kendisi de acı çekmişti hala çekiyordu.
"Ha-hayır tabi ki de... Biliyorum en büyük acıyı sen yaşadın. Ama ben de acı çektim ve hala çekiyorum. Yaptığım hatalarla boğuşup durdum hep. Hata üzerine hata yaptım. Gençtim ve saftım... O zamanlar gitmenin... Senin hayatından gitmenin daha doğru olacağını düşündüm. Sonra... Gittikten sonra... Sanırım gittikten sonra en büyük yanlışımı yaptım."
"Niye gittin Asya?"
Tek bir soruyla Asya'nın kalbi buz tutmuştu. Elindeki kırmızı şapkayı sıktı.
"Gittim çünkü senin hayatını mahvediyordum. Çünkü seni sinirli, hırçın bir adam yapmıştım. Sen annenle benim yüzümden kavga edip duruyordun. Bunu bana hiçbir zaman söylemedin. Ben o yükün altından kalkamazdım. Ben seni ailenden ayıran kişi olamazdım... Sen benim yüzümden bir adamı öldürüyordun neredeyse Erdem! Hapse girecektin... Benim yüzümden! Çok gençtik ikimiz de, birbirimizi hayatımızın tek merkezi sanıyorduk. İlk merkez bizdik belki ama tek değildik Erdem. Çevremizde olup bitene kulak vermiyorduk. Ben sana iyi gelmiyordum."
Erdem gözlerini kapatıp soğuk havayı içine çekti. İçine çektiği hava kadar soğuk bakışlarını kendi gözleriyle aynı renk olan sulara dikti.
"Dediklerinin hiçbirine inanmıyorum. Ailemle arama girmek istememiş olman falan çok saçma veya kurgulanmış bir yalan gibi... Evet söylemedim çünkü bunun bir önemi yoktu, üstesinden gelirdim... Ve evet, o adamı bıraksalardı öldürürdüm. Hapiste de yatardım. O adam..." dedi ve sustu. "Sen benim hayatımın tek merkeziydin. Ben senin için ailemle savaşırdım. Üstelikle seni istemeyen tek kişi annemdi. Kardeşlerimin seni nasıl sevdiğini benden daha iyi biliyordun. Babam zaten karışmazdı öyle şeylere... Bunların yanı sıra başka bir şey var."
"Annemin aptallıklarını ben ödemek zorunda kaldım! Annem beni yerin dibine soktu, bıraktı ve annen de gelip tüm gerçekleri, doğruları yüzüme çarptı." Sonunda söylemişti. Kaç yıldır içinde tuttuğu şeyi söylemişti. Gözünden akan yaşları tek eliyle silip Erdem'in gözlerine baktı. Ondan bir cevap gelmediğini görünce konuşmaya devam etmesi gerektiğini düşündü.
"Annem... Biz birlikte olmaya başladığımızdan beri sürekli sizin eve gidip sizinkilerden para istiyormuş. Şirket ortaklığı teklifleri yapıp, bilmem neredeki evin benim üzerime yapılması gerektiğini falan söyleyip duruyormuş." deyip derin bir nefes aldı. "Annen bunları bana anlattığında çok utandım Erdem. Çok, çok utandım. Ben kendimi seninle öyle kaybetmişim ki... Annemin o paraları nereden bulduğunu, birden bire şirketin durumunun nasıl iyiye gittiğini anlamadım. Zavallı baban bizim iyiliğimiz için bize hiçbir şey belli etmeden annemin tüm maddi isteklerini yerine getirmeye çalışmış. Üstelik bunu bir defa da yapmamış... Sonra o yaşananlar; senin neredeyse hapse girecek olman... Hepsi üst üste geldi. Ve Vuslat Hanım da gerçekleri görmemi sağladı. Ben senin yanında duramazdım Erdem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3E: AŞK-I DÖNENCE
General Fiction"Bu Nurdan Keleş ve Sezgi Salman'ın ortak hikayesidir." Hayat tarzları farklı bu üç seksi kardeşin dünyasına girmeye hazır mısın? Kalbinde derin bir yara taşıyan Erdem, bunu kimseye yansıtmaksızın, tüm ciddiyetiyle diğer iki kardeşinden çok farklıdı...