28. Bölüm

49.5K 1.5K 91
                                    

Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman  

"Yeter artık ya! Yeter!!! Lütfen!!! Ne istiyorsun benden? NE? NE? NE?"

"Benimle evlenmeni!" Efe oldukça yüksek sesle tüm kararlılığıyla Aybike'nin gözlerine bakıp söylemişti. Ne yaptığını bilmiyordu ama rahatlamış hissediyordu kendini...

Aybike kalas yutmuş gibi öylece yerinde duruyordu. Ne duyduğunu idrak edemiyordu. Kulaklarında birkaç gündür Duru yellozunun cümleleri gidip gelirken şimdi Efe'nin cümlesi sürekli yankılanıyordu. Arka fonda kalbinin sesi... Kalbi delirmiş gibi çarpıyordu. Evlen-Efe-evlenme-teklifi-etmişti. Nasıl böyle bir şey edebilmişti ki? Ne demesi gerekiyordu? Gözleri Efe'nin gözlerinde dalmış bir şekilde bakıyordu. Ne cevap verecekti? Neden bir işaret gönderilmiyordu?

"Anlamadım?" derken sesi Alice Harikalar Diyarı'na giriş yapmış kadar şaşkın ve heyecanlıydı. Ama Aybike Efe'yle Harikalar Diyarında'ydı. Bir eliyle hafifçe baldırını çimdikledi ama hala kendini toparlamamıştı. Biraz daha sert bir şekilde sıkmak istemişti fakat tüm bedeni uyuşmuş gibiydi. Bayılabilirdi!

Efe de Aybike kadar heyecanlanmıştı o sırada... Ne dediğini yeni yeni idrak etmeye başlamıştı. İlk seks macerasından bile daha heyecanlı hissetti kendini... Aybike'nin yüz ifadesine baktı. Hiçbir tepki beyan etmiyordu. Korkmuş muydu acaba? Korkmuştu! Büyük ihtimalle ne cevap vereceğini düşünüyordu. Yavaş yavaş yüzü düşerken Aybike'nin dediğini duymuştu ve aptallığına iyice yanmıştı. Bakışlarını ondan çekip yere dikti. İki elini de kotunun cebine soktu ve önündeki taşı hafifçe tekmeledi. Omuz silkip "Şey işte evlenelim dedim." deyip ona baktı. "Evlensek olmaz mı? Hiç ayrılmayız böylece... Sen gidersen ben yaşayamam ki... Kalbimi de alıp gitmiş olursun? O zaman nasıl yaşanır ki?"

Aybike şu anda ölmek istiyordu! Tüm bunları yaşıyordu değil mi? Tüm bedeni titriyordu! Çığlık atmak istiyordu. Gelinlik mi giyecekti şimdi? Hem de karşısındaki yakışıklı çocuğun koluna girip, evet mi diyecekti? Gözlerini kapadı ve açtı. Etrafına baktı. Saçını çekti. İnanamıyordu!

"Bana yumruk atsana..." dedi Aybike sonunda. İnanması için sağlam bir yumruğa ihtiyacı vardı.

Efe, onun garip hareketlerinden sonra duyduğu şeyle ellerini cebinden çıkartıp kollarını bağladı göğsünde...

"Ne? Neden yumruk atıyorum sana? Nasıl atayım ben sana yumruk kelebeğim?"

Aybike onu son kelimesini söylemesiyle başını iki yana sallayıp "Yumruğa ihtiyacım var Efe... N'olur bana yumruk at! Bir şey demeyeceğim. Bunu unutacağım, n'olur!" diye söylenmeye başladı. Fakat Efe'nin bakışlarında onaylamadığını belli eden ifadeyi görünce etrafına bakınmaya başladı. Yanlarından geçen iki kızı durdurup "Bana yumruk atar mısınız? Tokat da olur ama en Osmanlısından bir tokat olsun lütfen." diye yalvarmaya başladı.

Kızlar onun haline gülüp yanlarından uzaklaştı. Daha sonra parktan içeriye giren bir adam gördü ve onun yanına koşup "Bana yumruk atar mısınız? Şuradaki çocuk atmıyor!" diye ona yalvarmaya başladı. Hatta adamı yakasından tutup sarsmaya da başlamıştı.

Efe hızlıca onun yanına gidip "Aybike kendine gel güzelim. Tamam ben atacağım sana yumruk bıraksana adamın yakasını..." derken Aybike'nin ellerini adamın yakasından ayırmaya çalışıyordu. Adam zar zor yakasını kurtarmış ve geldiği gibi geri çıkmıştı parktan.

"Efe uyanmam lazım ama... Sen bana az önce-"

"Benimle evlenir misin dedim." derken tatlı bir şekilde gülümsüyordu Efe...

"Ama neden öyle dedin ki?"

"Çünkü gidiyordun Aybike... Hem artık hiç ayrılmayacağız. Hep yan yana olacağız."

"Gitmiyordum ki... Kendime de kızmıştım ben. Ben sana güveniyorum yemin ederim. Ama duyduk-"

"Şşşttt..." deyip parmağıyla onun dudaklarına dokundu Efe... "İnan bana Aybike... Hayatım boyunca kimseye yalan söylemedim ben. Dövüş olayını bizimkilerden gizledim bir tek ama konumuz bu değil. Ben yalan söyleyemem, elime yüzüme bulaştırırım. Sonra çapkınlık falan da yapamam onu da elime yüzüme bulaştırırım. Ama seni çok severim Aybike... Tüm beceriksizliğime rağmen seni sevmeyi başarabilirim. Evlenelim Aybike... Sen benim aşık olduğum tek kızsın. Senden başka kimseye aşık olmam ki ben. Artık aramıza kimse girmesin. Aybike... Annem girer aramıza... Ben izin vermem evet ama sen de gidersen ben yaşayamam. Kendi gözlerimle gördüm gitmenin ne demek olduğunu... Erdem abim mahvoldu. Ben böyle bir acıyı yaşamak istemiyorum. Ben seninle olan aşkımızı doya doya yaşamak istiyorum. Sonumuz onlar gibi olsun istemiyorum. Aybike... Ben her dakika nefesini nefesimde istiyorum. Benimle evlenmeni istiyorum. Hemen şimdi. Benimle evlenir misin?" derken yere çökmüş Aybike'nin elini tutuyordu Efe...

Aybike ağzına dolan gözyaşlarıyla "Evet. Evet. Eveeet!" diye çığlık atıp kollarını Efe'nin boynuna dolamıştı.

Efe düşmemek için ayağa kalkıp sevgilisini kucaklayıp etrafında döndürmeye başlamıştı. Biraz önceki konuşmaya şahitlik eden birkaç kişi de onları alkışlamaya başlamıştı. Aybike sevgilisinin kucağında dönerken hala deli gibi "Evet!" diye bağırıyordu. Efe mutlulukla gülümsüyordu. Artık hiç kimse bu aşkı yok edemezdi!

Efe yerinde durup yavaşça sevgilisini indirdi. Aybike ona bakıp "Seni seviyorum. Hayatım boyunca bir tek senin olmak istiyorum. Seninle hemen şimdi evlenmek istiyorum. Sana deli gibi aşığım. Herkese Efe Albayrak'ın kime ait olduğunu göstermek istiyorum! Bu çocuk benim demek istiyorum!" deyip tekrardan sarılmıştı Efe'ye...

Efe de hayatının tek aşkına sarılıp iyice kendine çekmişti. Aşkın ona yaptırdığı şeyleri düşündükçe gülümsüyordu. Yaşananların üzerine çekip gidebilirdi. Pes edebilirdi. Aybike'yi unutamazdı belki ama eninde sonunda onsuz yaşamaya alışabilirdi. Ama o hiçbirini yapmamıştı. O hayatın zalim olan acımasız ya da kara büyüsüne kapılmamıştı. Pes etmemişti. Çünkü aşk bir kere tüm bedenini ele geçirmişti. Aşk için ölebilirdi ama o aşkını kucakladığı gibi parktan çıkartıp ona göre; dünyanın en güzel dakikalarını yaşayacakları yere götürmeyi tercih etmişti.


3E: AŞK-I DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin