68. Bölüm

34.5K 1.6K 150
                                    

Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman  

Asansörün kapısı açılıp da odasının olduğu kata ayak basar basmaz, açık koridorun ucundaki masaların başında duran Caner'le göz geldi. Caner Erdem'i gördüğü an tüm binayı çınlatacak kadar gürültülü bir kahkaha patlattı. Patronlarına gülme konusunda Caner kadar şanslı olamayan diğer elemanlar, masalarını ayıran yarım duvarların arkasına saklanarak sessizce kıkırdadılar. Erdem'in baygın bakan gözleri, bir saniye içinde Caner'in arkasından sessizce yaklaşan Burçak'ı buldu. Bakışlarıyla adeta ateş saçan Burçak, elindeki şeffaf dosyalarla Caner'in kafasının arkasına hızlıca geçirerek Caner'in sendelemesine neden oldu. Bu kez gülen taraf Erdem'di. Masalardan gelen kıkırtılar da bir nebze daha yükselmişti.

"Bu, Canercim; Erdem'in yaptığını yaparsan başına gelecek olanların bir ön gösterimi, haberin olsun!" diye bağırdı Burçak kendinden emin adımlarla Erdem'e doğru yürürken. Onun karşısına gelip durunca kocaman gülümsedi.

"Sana projenin son halini göstermem lazım Asya'yla olan toplantından evvel. Bugün görüşmeniz varmış öğlen, Ceyda sabah haber verdi de," derken bir anda mod değiştirip, tuhaf neşeli bir hale büründü. "Bu Ceyda çok efsane kız Erdem ya! Hani burç delisi Şule iyi fal bakıyordu ama bu kızı ayrı bir sevdim ben. Kahve falı bakmayı öğrenemez mi acaba?"

Erdem Burçak'ın sözlerine gülerken ofisine doğru ilerledi. Burçak da hemen peşine takıldı. Yaptığı değişiklikleri anlatırken, Erdem odasına girmeden evvel başıyla Ceyda'ya selam verdi.

Üstünü başını çıkarırken iki dakika Burçak'ı susturdu. Bugün Asya'yla toplantısı vardı. Tek başlarına. Yalnız. Ve Erdem'in daha iki gün önce gazetelerde boy boy fotoğrafı çıkmıştı. Hem de hiç yakışık almayacak bir şekilde. Bu durum o hovarda kardeşlerinden beklenilecek bir şeydi bu, fakat haberin içeriği Erdem'in yapısına bile yakışmıyordu. Kendisi de utanıyordu zaten. O sümsük popçunun yanında, parayla tutulmuş gibi duran kadınlarla birlikte...

Oflamaktan kendini alamadı. Laptopunu açıp masasının önündeki koltuklara geldi. Burçak'ın yanına oturdu. Onunla beraber bu yardım projesi için çalışmaya koyuldu. Az kalmıştı davete. Reklam kampanyalarına başlanmıştı; dergilere ve billboardlara, posterler ve afişler verilmişti. Fakat internet ortamındaki reklamlar sürekli takipte kalınarak ve yenilenerek gidiyordu. Davet gecesine kadar yoğun bir şekilde bu internetteki videolarla ve reklamlarla ilgilenmeleri gerekiyordu.

***

Kafenin içine girdiğinde geç kaldığı için kendine sövüyordu. Bir erkek olarak, bir erkeğin buluşmaya geç giden taraf olmasına göz yumamazdı asla. Bir de bu bi iş toplantısıydı. Asya müşteri olan taraftı, Erdem'in erken gidip beklemesi gerekiyordu.

Hızlı adımlarla fazla kalabalık olmayan kafenin masalarının arasından sıyrılarak köşede oturmakta olan Asya'nın yanına gitti. Erdem'in geliyor olduğunu gören Asya gülümseyerek ayaklandı. Yılbaşı gecesinden beri araları iyiye gidiyordu. Arada sırada mesajlaşıyorlar, telefonda konuşuyorlar, iş toplantılarından sonra ya da önce beraber vakit geçiriyorlardı. En azından o seviyelere gelebilmişlerdi.

Erdem'in bugün için de niyeti oydu. Toplantıdan sonra biraz onunla vakit geçirmek istiyordu. "Kusura bakma, geciktim, çok özür dilerim... Hiç yapmam aslında, biliyorsun," dedikten sonra uzanıp Asya'yı öptü. Aceleyle üstündeki ceketi ve paltoyu çıkarıp masanın etrafından dolaşarak siyah deri köşe koltuğuna oturdu. Ellerini sarı saçlarının arasından geçirip rüzgârda dağılan kısımları düzeltmek istedi. Onun saçlarını kurcalayan ellerini takip eden Asya, hülyalı bir şekilde izliyordu Erdem'i. Oysaki ona kızgın olmalıydı. Fakat hala ama hala kendinde bu hakkı göremiyordu. Gazetede gördüğü fotoğraflar, onu aşırı derecede üzmüştü ve kızdırmıştı. Boşanalı aylar olmasına ve artık Erdem'le aralarında adını koymasalar bile, bir şeyler olmasına rağmen, hala Erdem'i sahiplenme hakkını kendisinde bulamıyordu. Kıskançlık canını yaksa da, Erdem'e gönül koyarsa vicdanen rahat olmayacağını hissediyordu. Bu yüzden ne hesap soruyordu, ne bir şey diyordu. Haberi gördüğünden beri yüz yüze görüşmemişlerdi gerçi ama telefonda da hiçbir şey dememişti.

3E: AŞK-I DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin