Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman
"Ayşegül'cüğüm! Seninle bir türlü konuşamadık. Nasılsın hayatım?" Vuslat hanımın neşeyle yanına gelmesiyle Ayşegül güç bela ayaklanmak zorunda kaldı oturduğu yerden. Korse nefes almasını gittikçe zorlaştırıyordu. Vuslat hanımı öpmek için eğilirken bir tane çıtçıtın açıldığını hissetmişti sanki...
"İyiyim Vuslat hanım, siz nasılsınız?" diye sordu gülümseyerek. Vuslat hanım da sadece yakın dostlarına ayırdığı samimi gülümsemesi ile baktı Ayşegül'e.
"İyiyim canım. Nasıl beğendin mi partiyi? Eğleniyor musun?"
"Evet, çok güzel organize etmişsiniz. Ellerinize sağlık." diye cevap verirken hala pasta yiyememiş olduğu gerçeğini düşünüyordu. Neyli pasta olduğunu bile görememişti!
"Teşekkür ederim hayatım. Ah keşke Emre de her zaman böyle ortadan kaybolmasa... Onunla da sohbet edemediniz henüz, değil mi?"
"Yok, daha konuşamadık. Tebrik edemedim doğum gününü."
Vuslat hanım üzülerek baktı Ayşegül'e. Sonra onun koluna girerek onu salondan başka bir yere yönlendirerek birlikte yürümelerini sağladı.
"Keşke benim bu 'akıllı' oğlum senin gibi mükemmel bir kızı böyle göz ardı etmese... Gel seninle gözlerden uzak baş başa biraz konuşalım canım."
Ayşegül şaşkınlıkla Vuslat hanıma uyuyordu. Nereye gittikleri hakkında bir fikri yoktu ama salondan uzaklaşmışlardı. Ne konuşacakları hakkında da bir fikri yoktu pek... Aslında biraz tahmin ediyordu galiba.
Vuslat hanım Ayşegül'ü kendi odasına getirdikten sonra kapıyı tamamen olmasa da kapadı. Odanın iç taraflarına doğru geldi ve yatağının ucundaki bordo kadife kumaş kaplı koltuğa oturdu. Ayşegül'ü de yanına çekti. Otururken korsesinin bir kopçasının daha açıldığına yemin edebilirdi!
"Bak Ayşegül, bunu daha önce çok denedim, kabul ediyorum yaptığım çok normal bir şey değil ama bu kez gerçekten çok hevesliydim. Aslında bu hevesim Emre'nin seninle olan buluşmasından sonra eve gelmesiyle arttı. E şey... Çünkü... Genelde Emre ona yemek ayarladığım kızlarla buluştuktan sonra pek eve gelmezdi." Vuslat hanım son cümlesini utanarak ve bakışlarını kaçırarak söylemişti. Ayşegül onun ne demek istediğini anlıyordu. Emre'yi tanımayan mı vardı?
"Bu sizi nasıl heveslendirdi anlamış değilim... O kızlarla cinsel manada ilgilenmiş olsa bile benimle hiç ilgilenmedi."
"Ah... Açıkçası... İlgilendi. Şöyle ki, eve geldikten sonra senden bahsetti. Bunu da yapmazdı çünkü. Hiç randevularının nasıl geçtiğinden, kız hakkındaki fikirlerinden bahsetmezdi, ama bu sefer bahsetti... Ayşegül'cüm, ben senden ona bir şans vermeni istiyorum. Eminim ki siz evlenseniz mükemmel çift olacaksınız. Bunu biliyorum."
Ayşegül kendine engel olamayarak güldü. Emre'nin kendisi hakkında neler dediğini tahmin edebiliyordu. Zavallı Vuslat hanım da son ataklarını yapmaya çalışıyordu burada.
"Bakın Vuslat Hanım ben Emre'yle bir gelecek düşünmüyorum. Emre evlilikten uzak biri. Üstelik beni istediğini de sanmıyorum!"
"Ama hayatım. Sen Emre için mükemmel bir eşsin. Emre vurdumduymaz, sorumluluk bilmez.... Ah... Hiçbir işe yaramaz! Ama sen aklı başında mükemmel bir insansın. Emre'yi sorumluluk sahibi yapabilir, ona gerçek aşkı hissettirebilirsin."
Ayşegül Vuslat hanımın kendi oğlu hakkında söylediği sözleri dinlerken gözleri istemeden olsa da kocaman açıldı. İşte buna şaşırmıştı! Bakışlarını hemen kaçırarak kendini toparlamaya çalıştı. Bu anlardan nefret ediyordu işte! İçine boş umutların serpildiği, sonunda hayal kırıklığına uğrayacağından emin olduğu bir konunun kendisine bu şekilde aşılanmasından nefret ediyordu! Artık kalp kırıklıklarından çok sıkılmıştı. Gerçekten çok sıkılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3E: AŞK-I DÖNENCE
General Fiction"Bu Nurdan Keleş ve Sezgi Salman'ın ortak hikayesidir." Hayat tarzları farklı bu üç seksi kardeşin dünyasına girmeye hazır mısın? Kalbinde derin bir yara taşıyan Erdem, bunu kimseye yansıtmaksızın, tüm ciddiyetiyle diğer iki kardeşinden çok farklıdı...