Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman
"Ya ne demek tatile gideceğiz? Ya ama... Ya nasıl ya?"
"E aşağı yukarı aynı tarihlerde sen de balayında olacaksın Erdem. Banu seni 1 haftalık kısa bir balayı tatili ile bırakmayacaktır."
Erdem Asya'nın ani çıkışı ile susup kaldı. Havuzun etrafında sinirli sinirli yürümeyi bırakıp beyaz minderli şezlonglardan birine oturdu. Sıkıntıyla boştaki elini saçlarından geçirirken dirseklerini dizlerine dayayarak oturduğu yerde iki büklüm oldu. Bunun bir şekilde çıkışı olmalıydı. Artık resmen can çekişiyordu. Kimse ona el uzatıp ayağa kaldırmıyordu. Kendisi zaten kalkamıyordu. Nefes almak gün geçtikçe zorlaşırken artık konuşmak da zorlaşmıştı...
"Bunun bir çıkış yolu yok Erdem." Asya bunu bu mecburi tatil meseleleri için söylerken aslında farkında olmadan ilişkilerinin gidişatlarını da kastetmişti. İstemsizce bir yaş Erdem'in gözünden akarken onu elinin tersi ile sildi ve oturduğu yerde dikleşip "Ben evlenmek istemiyorum." dedi kendinden emin, güçlü bir şekilde.
"Ama evleniyorsun... Gittikçe daha çok yaklaşıyorsun bu gerçeğe. Artık geri dönüşün yok Erdem. Çok az bir zamanın kaldı."
"Neden yaptın bunu bana? Neden daha önce konuşmadın benimle? Hiç bu yola girmezdim. Konuşurdum Banu ile, biterdi bu iş... Çok geç kaldın aşkım... Çok geç kaldım. Ama dayanamıyorum artık. Boğuluyorum. Etrafımdakilere rol yapacak gücüm kalmadı benim artık. Çevremdeki mutlu çehrelere bakıp gülümsemek içimden gelmezken, sahte mutluluklar yaratmaktan usandım artık. Herkes mutlu, herkes iyi, her şey yolunda... Ama biz değiliz. Bizim için hiçbir şey yolunda değil. Kapıldık bir fırtınaya, sürükleniyoruz öylece saçma sapan. Sen... Sen buna nasıl dayanıyorsun? Ben anlamıyorum, nasıl yapabiliyorsun-"
"Dayanabildiğimi mi sanıyorsun Erdem? Benim için daha kolay olduğunu mu düşünüyorsun? Senelerdir Allah'ın her günü kendime küfürler ederek uyanıyorum ben. Kendimle birlikte seni de mutsuz ettiğim için kendimden nefret ediyorum, iğreniyorum! Ama susuyorum. Sırf suç bende olduğu için susuyorum. Yoksa ben de bencilce davranmak istiyorum. Banu'yla balayına gitmeni istemiyorum, onunla baş başa olmanı, aynı yatağı paylaşmanı, sevişmeni, geceleri ona sarılarak uyumanı istemiyorum. Bundan sonra hayatını onunla geçirmeni istemiyorum! Anlıyor musun? Bana nasıl yapabiliyorsun, nasıl dayanıyorsun deme! Çünkü ben senden daha çok yorgunum, paramparçayım, bıktım bu suçun ağırlığını sırtımda taşımaktan. Diyorum ki kendi kendime 'Asya rahat bırak artık Erdem'i. Bırak yoluna gitsin, mutlu olsun.' Ama sonra hemen vazgeçiyorum. Seninle sahip olabileceğim en kısa zamanı bile istiyorum. Ve biliyorum, sen de evlendiğinde artık bizim için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Biliyorum mecbur kalacağız biti-"
"Sakın! Sakın söyleme bunu. Bitmeyecek, öyle bir şey yok. Bitmeyecek bu. Seni kaybedemem. Göze alamam. Gerekirse..."
Erdem hışımla oturduğu yerden kalkmıştı konuşmaya başlarken. Sonra da son kelimesi ile olduğu yerde durmuştu. Bir süre sessizlikte Asya'nın sessiz nefes alışverişlerini dinlemişti. Telefonun ucunda onun gene ağladığını biliyordu. Sessizce ağlıyordu. Ve buna dayanamıyordu Erdem. Onun artık ağlamaması için canını bile verirdi...
"Ben bitireceğim bu işi. Hala... Hala vaktim varken yapacağım. Çünkü doğru söylüyorsun. Eğer evlenirsem, seni hiç göremeyeceğim. Bu fikri düşünmek bile canımı acıtıyor benim. Vazgeçmem ben senden, ölürüm de vazgeçmem! Evlenmeyeceğim Banu ile. Konuşacağım."
Asya duydukları ile kalakalmıştı. Erdem'in böyle net çıkışını beklemiyordu. Ondan böyle bir şeyi istemeye hakkı olmadığını biliyordu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3E: AŞK-I DÖNENCE
General Fiction"Bu Nurdan Keleş ve Sezgi Salman'ın ortak hikayesidir." Hayat tarzları farklı bu üç seksi kardeşin dünyasına girmeye hazır mısın? Kalbinde derin bir yara taşıyan Erdem, bunu kimseye yansıtmaksızın, tüm ciddiyetiyle diğer iki kardeşinden çok farklıdı...