59. Bölüm

28.5K 1.4K 148
                                    

Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman  

"Daha ne kadar bu pozisyonda yatmaya devam edeceksin?"

Camile başını tamamen ters çevirerek, kafasını kolçaktan sarkıtarak yatmakta olan Ayşegül'e baktı. Ayşegül onunla bir saliseliğine göz teması kurduktan sonra tekrar gözlerini kapadı.

"Hadi ama Ayşe! Üç aydır dünyanın en romantik şehrinde, yalnızlıktan can çekişen tek kadınsın! Biraz dışarı çık, kendine gel! Yaşamanın tadını çıkar!"

Ayşegül Camile'in isyanını duymazdan gelerek gözleri kapalı bir halde yatmaya devam etti. Arkadaşının sözlerinden sonra tek yaptığı başını kolçaktan sarkıtmayı kesip, uzandığı koltukta daha düzgün yatar bir pozisyon almak oldu.

Camile sinir dolu bir çığlık atarak ayağını yere vurduktan sonra içeri gitti. Ayşegül, arkadaşı salondan çıktıktan sonra gözlerini aralayarak salonu çevreleyen yüksek pencerelerden dışarı baktı.

Emre'den uzak bir ülkede bir günü daha bitirmiş, akşamı etmişti. Camile'in evi Paris'te hareketli bir caddenin üstündeydi. Bir apartmanın üçüncü katında oturuyordu. Üç aydır onunla kalıyordu Ayşegül. Ağustos ve eylül aylarında, Jean Paul'un muayenehanesini paylaştığı meslektaşı Irene tatilde olduğu için, iki ayını onun acil hastalarına bakarak geçirmişti. Bu Ayşegül'e, Emre'den tamamen ayrılmış ve bebeğini aldırmış olma acılarından sıyrılıp kafasını dağıtabilmesi için büyük fırsat olmuştu. Fakat artık Irene dönmüştü ve Ayşegül tekrar can çekiştiği o evreye gerilemişti.

Birkaç haftadır neredeyse bu evden dışarı adımını atmıyordu. Hele de Duru ona bir konuşmalarında Emre'nin askerliğe Çorum'a değil de Şırnak'a gitmiş olduğunu söylediğinden beri, kendini tamamen bu kanepeye zımbalamış gibiydi. İlk duyduğunda birkaç gün boyunca panik halde sadece haber okuyup durmuştu. Sonra arkadaşları Ayşegül'ü biraz daha kendine bu eziyeti yapmaya devam ederse, onu evsiz bırakmakla tehdit edince bunu yapmaktan vazgeçmişti. Şimdilerde tek yaptığı Aybike'den aldığı maillerde onun iyi olduğunu öğrenmekti. Bununla yetinmeye çalışıyordu.

Düğünden beri aşırı derecede kilo almıştı ve eğer kıyafetleri bir beden daha büyürse eski haline dönmüş olacaktı. Emre'nin yanında mükemmel görüneceğim diye kilolarını hızlı verdiği için, şimdi de Emre yokken hızla geri alıyordu. Ve bu sefer bu durum Ayşegül'ün umurunda değildi. Ne zaman birisi onu bu konuda uyarsa ya da bir aynanın önünde geçse, içinden kendi kendine 'Nasılsa bir ömrü bu bedenin içinde geçirdim, benimkisi sadece birkaç aylık rüyaydı işte, Emre gibi o da geçti gitti' diyordu.

Camile bu akşam yeni erkek arkadaşıyla dışarı çıkacaktı. Söylediğine göre erkek arkadaşının iş yerinden bazı arkadaşları da akşam eğlencesine dahil olacaktı ve Camile'in edindiği bilgilere göre bu arkadaşlardan bazıları çok yakışıklı bekar erkeklerdi...

Fakat Ayşegül bekar değildi... Ne kadar takmasa da alyansı ve tektaşı hala eşyalarının arasında duruyordu. Emre'den boşanabilmek için onun askerden dönmesini bekliyordu. Bir adamdan askerden döner dönmez ayrılmak ne kadar doğruydu, bilmiyordu fakat bir erkekten askerdeyken ayrılmaktan daha iyi olacağı kesindi.

Oflayarak yattığı koltukta yüzü yüksek tavana bakacak şekilde döndü. Kalkıp ışıkları yakması gerekiyordu. Tam bunu yapmak için ayaklanacaktı ki Camile topuklularını tıkırdatarak koridordan gelince olduğu yerde kaldı.

"Ben çıkıyorum tatlı krepim, eğer gelmeye karar verirsen akşam yemeği için Sacrée Fleur'da olacağız... Aaa! Bak! Sen orayı sahibi Türk diye seviyorsun! Bence gelmelisin! Neydi adamın adı? Mer Mat... Bir şeylerdi... Seni görmek isteyecektir!"

3E: AŞK-I DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin