15. Bölüm

51.7K 1.8K 68
                                    

Yazarlar: NurdanKeles&SezgiSalman  

Aybike sürekli erteleyip ertesi güne bıraktığı meselenin uç noktasına gelmişti. Artık söylemeliydi. Efe de zaten sürekli "Söyledin mi?" deyip duruyordu. Eziliyordu o anlarda.

Odasından çıkıp salona geldi. Yavaş adımlarla onların yanına doğru ilerledi. Hardal rengi üçlü koltuğuna yayılmıştı annesi ve babası. Annesi bacaklarını yanına uzatmış yan pozisyonda tabletine bir şeyler yapıyordu. Babası da ayaklarını beyaz orta sehpaya uzatmış 'her zamanki gibi' televizyon ve telefon arasında kalmıştı. Yanlarına yaklaşıp ortalarına oturdu.

"Oo Aybike Hanım siz sınav zamanı gelir miydiniz yanımıza?" Efsun Hanım kızına bakıp göz kırpmıştı. Olacak iş değildi çünkü. Minik kızı sınav dönemi kendini odaya hapseder ve sınavlar bitene kadar da çıkmazdı.

"Sıkılmıştır belki Efsun? Hemen laf kalabalığı yapma bebeğime... " Murat Bey elindeki telefonu kenara atıp kızına sarılmıştı.

"Ayyy bir şey demedim ki... Beni kızıma düşman edip durma istersen. Ben dokuz ay karnımda taşıdım ve sen bir kere olsun 'canın bir şey çekti mi' diye sormadın."

"Canın her gördüğünü istediğini için araya girip de sormadım tatlım. "

Aybike gözlerini devirip içinden saymaya başladı. Zaten babası cümlesinin sonunda yumuşatıcı kelimeyi kullanmıştı. Annesi hemen gevşerdi. Acaba nasıl söylemesi gerekiyordu? Keşke annesine Efe'den bahsetseydi. Neden söylememişti ki?

"Haftasonu bir nişana davetliyiz."

Efsun Hanım ve Murat Bey konuşmalarını kesip kızlarına odaklandılar.

Murat Bey tek kaşını kaldırıp kızına baktı. "Bu haftasonu mu? Kimin nişanına? Anneannem de de tam olsun!" Yamuk bir gülüşle karısına baktı.

"Murat yeter ama! Annemi sürekli laf aralarına sokma istersen... CANIM!"

Aybike onlar tartışmadan araya girmek istiyordu ama babasının yanında şıp diye nasıl konuya dalacağını bilmiyordu.

"Yaaa bir dinler misiniz?!" dediği anda koltuktan kalkıp sehpaya oturdu. Böylelikle anne ve babasını karşısına almıştı ki böylesi çok daha iyiydi. Onların merakla beklediğini görünce derin bir nefes aldı. İçinden 'keşke o akşam yemeğe kalmasaydım' diye geçirdi.

"Evet bu haftasonu... Şeyin nişanı bu... Iııııı... Benim... Okuldan... Efe diye biri var. Onun abisinin." Önce babasına baktı. Kaşlarını çatmış hala bir cevap bekler gibi bakıyordu. Gözlerini ondan kaçırıp annesine dikti. Annesi çoktan heyecanlı olduğunu belli eden mesajlar yollamaya başlamıştı bile!

"Kim bu Efe? Neden okuldan arkadaşının abisinin düğününe bizimle gideceksin?" Murat Beyin sesi çok fazla gergin çıkmıştı. İstemediği, sevmediği o cümleyi duymak falan istemiyordu.

"Efe... Benim arkadaşım. Arkadaştan ziyade... Sevgilim. " Son kelimesini mırıltılı bir şekilde söylemişti Aybike... Babasının gözlerinden ateş çıkacaktı neredeyse!

"İşte benim kızım! Demek ablaların elinden aldın çocuğu. Helal benim kızıma. Sarılmak istiyorum bebeğime. " dedi Efsun Hanım ve hemen kollarını açtı kızına...

Aybike annesine bakıp tam yeri ve zamanı bakışını attı. Sonra annesinin tek kaşını kaldırdığını görünce yerinden kalkıp annesine sarıldı. Birbirlerine sarılırken Efsun Hanım hızlıca "Bana anlatmadığın için burnun biraz sürtünecek. "dedi.

Aybike içli bir ses çıkartıp "Ama anne..." dediği anda, Efsun Hanım hemen araya girip "Neyse ki sana karşı zaafım var aşkım. Bekle ve gör. " dedi.

3E: AŞK-I DÖNENCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin