DD -3-

945 96 241
                                    

Aslında tanıtım bölümünde finalle ilgili çok büyük bir spoiler verdim size ama kimse farketmedi. Sadece yazılarda aramayın ;)

Bol yorum yapıp ve vote verdiğnizde kimin yüzünde gülümseme yayılıyor bilin bakalım.











Will ikinci birasını da devirip şişeyi öylesine kenara koydu. "Bu gece..." Bu soruyu her defasında utana sıkıla sorduğunun farkındaydım. "Bu gece de olacak mı?" diye mırıldandı gözlerini kaçırıp.

"Haftada dört gün geliyorlar." Omzumu silktim. "Bu gece de oradalar." Gözlerini dudağımın patlamış yerine çevirdi.

"Dün gece kim aldı peki seni?" Omzumu silktim.

"Önemi var mı?" Hepsi aynıydı. Hepsi sapık, acı çekmemizden zevk alan kişilerdi. Bir kişi hariç.

Dylan.

"Kremim var, sürmemi ister misin?" Olumsuz anlamda başımı salladım.

"Kendine sakla, ben alışığım." Dişlerini sıktı sinirle derin bir nefes alırken.

"Keşke o lanet Gem orospu çocuklarını öldürebilseydim." Öfkesinde haklıydı, hepimiz öfkemizde haklıydık. "Hiçbir şekilde kaçamaz mısın?"

"Anında başıma ödül koyarlar." Omzumu silktim tekrar. "Kaçsam nereye gideceğim ki?"

"Asi'lere katılırsın." dediğinde alayla güldüm.

"Asi'ler bizi kurtarmayacak Will. Hepsi intihara meyilli manyağın teki. Herkes Gem'lerin iki Imp gücüne eş değer olduğunu bilir." Gözlerimi kaçırdım. "Böyle geldik ve böyle öleceğiz. Ben kabullendim, sen de kabullen."

"Sana dokunmalarına katlanamıyorum. Oradaki onca kadına, çocuğa ve erkeğe bunu yapmalarına katlanamıyorum." Elimi tuttu. "Yerini söyle Thomas. Ben de Asi'lere söylerim. Orayı yerle bir ederler."

"Anlamıyorsun Will." diye fısıldadım elimi çekerken. "Güçsüz olan taraf biziz. Yerle bir etseler ne olur? İsyancıları ve beni öldürüp başka bir yerde açarlar aynı şeyi."

"Şansımız yok." diye ekledim. "Güçlerine karşı." Sustu bir süre, sessiz kaldı. Ardından içkisinden bir yudum daha aldı.

"Şansız doğduk."

Bir süre sessiz kaldık ikimiz de. Şansız doğduğumuz kesindi. Bu hayatta Gem olarak doğup, o cennette yaşamak vardı ama olmamıştı. "Aç mısın?" Küçük barakasında pişen fare yahnisine baktım. Dört yıldır yemiyordum.

"Yememin yasak olduğunu söylemiştim." Alnını ovuşturdu.

"Üzgnüm, yine unuttum." Ona önemli değil dercesine gülümsedim. "Sana bir şey söyleyeceğim." Gergin olduğunu farkettim.

"Söyle." diye fısıldadığımda elindeki içki şişesini kenara bıraktı.

"Ben..." Saçlarını karıştırdı. Söylemesi zor bir şey olduğunu anladım. "Çayırlık Imp'lerine katıldım. Yarın gidiyorum." Kalbime darbe yemiş gibi hissettiğimde sertçe yutkundum.

"Orada mı kalacaksın yoksa geri dönüşlü mü..."

"Orada kalacağım." diye fısıldadı. Gözlerine baktım. Annem öldükten sonra her şekilde koruyup kollamaya çalışmıştı beni sadece üç yaş büyük olmasına rağmen. Abim olmuştu bir kısma. Koruyamadığı konular da olmuştu ama her şekilde hep yanımdaydı.

Gidiyordu.

Yerimden kalkıp kollarımı sıkıca ona sardığımda o da bana sarıldı hiç geciktirmeden. "Özür dilerim." diye fısıldadı titreyen sesiyle.

Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin