Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]

FİNAL

Yukarıdaki şarkı Thomas'ın asılırken söylediği şarkı.

Umuttan kolye takmak, onunla birlikte boynuna ip geçirmesini, cennetin daha güzel olduğunu söylüyor.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.

"İlerle." Sırtımdan ittirildiğinde önümdeki gözüken darağacına baktım.

Aklıma Dylan ile yaşadıklarımız geldikçe, adımlamaya başladım. Her adımda aklıma başka bir güzel anımız doluşuyordu. Her adımda ölümüme saniye saniye yaklaşıyordum ama aklımda o vardı.

Gülümsedim. Ölürken hem benimle, hem anılarımdaydı.

Yağmur damlaları düşmeye başlarken önümde sallanan darağacı ipini görmemle durdum. Tüm kalabalık, beni izliyordu. İlk kez, Gem'ler sessizdi. İlk kez kalabalık, "Dans ettir!" Nidalarıyla coşmuyordu.

Gözlerim Gem'ler, gri tulumlu Imp'ler arasında dolaşırken benim güzel sevgilimi buldum sonunda. Babasının yanındaydı. Kan çanağı olmuş ve ağlamaktan kızarmış gözlerinden, yaşlar süzülüyordu hâlâ.

Cellat elimi arkamdan bağlarken hâlâ onu izliyordum. Yüzünü aklıma kazımaya çalışıyordum. Sevgilim çok güzeldi. Gözlerinin rengi çok güzeldi. Dağılmış olsa bile, kahve saçları çok güzeldi.

Cellat boynuma darağacı ipini geçirdi. Ardından urganı sıkılaştırdığında kesik bir nefes aldım. Gökyüzüne baktım. Görüntüm, kalabalık ve önümde uzanan büyük duvarlar gök yüzüne yansıtılıyordu. Aynı anda dokuz şehir izleyecekti idamımı. Imp'lerin kendine gelmesi için, ben bir gösteriydim.

Tek pişmanlığım, güzel sevgilimin de bunu izlemek zorunda olmasıydı.

"Bugün burada, Imp'in dansı için buluştuk." diye yankılandı Gem Başkanın sesi duvarlara çarpıp. "Bir Gem oğlanını, baştan çıkartıp kendi amaçları için kullandı. O bir vatan haini ve yıllardır hüküm süren kurallara bir isyankar." Yağmur hızlandıkça, rüzgar da artmaya başlamıştı. Gem'lerin açmaya başladıkları siyah şemsiyeleri gördüm.

Başımı dik tuttum. Ben utanılacak hiçbir şey yapmamıştım. Kimsenin karşısında boynum bükük durmayacacaktım.

"Cezasını darağacı dansında ödeyecek!" diye yankılandı tekrar sesi metrelerce uzunluktaki duvarlara çarpıp. Gözüm tekrar Dylan'a gitti. Gergince etrafına bakıyordu.

Birden yanındaki muhafıza dirseğini geçirdi.

"Dylan yapma!" diye bağırdım ama beni dinlemeden üstüne gelenlerden kurtuldu. Bulunduğum yüksek plartfoma çıktı koşarak. Ardından nefes nefese kalabalığa döndü.

"O baştan çıkarıcı ya da vatan haini değil!" diye kendini yırtarcasına bağırdığında, yağan yağmur göz yaşlarını kapatmaya yetmiyordu. Elindeki bıçağı farkettim. Elini gökyüzüne kaldırarak, büyük bir kesik açtı ve akan kanı gösterdi herkese. "Buna iyi bakın! Şimdi benim sevgilime..." Bana döndü. "Ne farkımız var? İkimizden de aynı kan akmıyor mu?"

"Efendi Dylan, lütfen aşağıya..." Dylan ona uzanan muhafızı sertçe itince adam platformdan yere düştü.

"Hepimiz aynıyız!" diye bağırdı kalabalığa doğru. "Asmak üzere olduğunuz Imp'in de bir ismi var. Thomas. O benim en iyi arkadaşım, sevgilim..." Herkes onu izliyordu. Dişlerimi sıktım içimdeki acı ile birlikte. "Hepimiz onlara hayvan diyoruz. Kim hayvan? Burada kadın, yaşlı, çocuk demeden o kadar insan astık suçsuz yere? Kim hayvan?!" Bana döndü hıçkırarak.