DD -7-

684 97 199
                                    

Siz biliyorsunuz yorum ve vote işini.












Eski kilisede gözlerimi gezidirirken, diğer insanlar çekti dikkatimi. Asi'ler bu kadar kalabalık mıydı cidden?

"Boşaltın burayı." diye Thorn konuşunca herkes birer birer ayaklanmaya başladı. "Şunun da yarasına bakın." diye Mathew'i gösterdi.

Kocaman kilisede Thorn, Tony ve Blake yanlız kaldık. Ardından bir kadın da gelip oturdu karşıma.

"Konu basit sevgili Tommy." dedi Thorn göz bandını çıkartırken. Onun da Gem olduğunu anlamam uzun sürmedi. "Bize Et Evi'nin nerede olduğunu söyleyeceksin."

Kadın bana baktı derin bir nefes alarak. "Sence söyleyecek gibi dursaydı Mathew onu öldürmeye çalışır mıydı?" Gözlerindeki bana karşı öfkeyi gördüm. Mathew'in bıçaklanmasına sinirlenmiş gibi duruyordu.

"Ağır ol, Sasha." dedi Thorn ona dönerken. "Kuralımı çiğnedi. Kararlarımı mı sorguluyorsun?"

"Kardeşin neden engel olmadı o zaman?" dediğinde Thorn ve Tony'nin kardeş olduğunu anladım.

"Defalarca uyardım ama kimse beni dinlemedi." Tony yeşil gözlerini bana çıkarttı. "Bir dahakine topuklarına sıkarım." Sertçe yutkundum.

Cidden manyakların arasına düşmüştüm. Will bana Asi'lere katıl derken hangi kafadaydı?

"Bu çocuk neden sizin için bu kadar önemli?" diye girdi araya Blake. Benim hakkımda konuşuyorlardı ama ben konuşamıyordum bile.

"Elimizdeki tek koz." dedi Tony.

"Hayır." Blake başını olumsuz anlamda salladı. "Başka bir şey var."

"Eee, varsa da orası seni ilgilendirmez. Değil mi Blake?" Blake, Thorn'un uyarıcı sesiyle sustuğunda bir şey kesinleşmişti kafamda. Thorn ile anlaşma içinde olmalıydım, manyakların başını çekiyordu. Ellerini çırptı. "Konumuza dönelim."

"Neden gözünün tekini bantla kapatıyorsun?" diye sordum alakasız bir şekilde. İki gözü de sağlam duruyordu. "Gem olduğunu saklamak için mi?"

"Aramızda zeki birisi çıktı. Şoklar içindeyim." dedi Thorn sırıtırken. "Başka ne farkettin?" Gözlerimi kırpıştırdım.

"Sesli harfleri uzatıyorsun Imp aksanına benzetmek için." Dudakları kıvrıldı.

"Bu çocuğun zekası işimize yarayabilir." Ardından bana yaklaştırdı sandalyesini. "Seninle bir anlaşma yapalım mı?" Gözlerine bakmaya devam ettim. "Sen bana Et Evi'nin nerede olduğunu söyle, ben de sana orayı ele geçireceğimizin ve Dylan'a dokunmayacağımızın garantisini vereyim."

"Orayı ele geçireceğinizin nasıl garantisini verebilirsin ki?" Parmaklarını şıklattı.

"İşte burada sana ihtiyacımız olacak." Cebinden çıkarttığı bir tozu attı bana. "Sahneye çıkacaksın. Eminim ki hepsi dolgun dudaklarıyla şarap içmeyi oldukça seviyordur. Bunu içine katacaksın." Eliyle patlama işareti yaptı. "Sen girdikten yirmi dakika sonra içeri gireceğiz ve göz açıp kapayana kadar her şey bitecek."

"Yapmak istemezsem?" Arkasına yaslandı.

"Dylan'ın evinde casusumuz var. Sevgilinin yüzünü umarım aklına iyi kazımışsındır." Sertçe yutkundum.

"Neden beni öldürmüyorsunuz?" Bakışları derinleşirken saçlarını geriye attı.

"Bir şeyden emin olmam lazım." Beni süzdü hızlıca. "Senin hakkında. Öldürülmek için çok riskli birisin benim açımdan." Elini uzattı. "Kabul ediyor musun sevgili Tommy?" Bir süre eline baktım.

Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin