DD -35-

330 50 25
                                    

Helloooğ

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!










"Mükemmel Gem askerler yarattık!"

Her cumartesi darağacı dansı olurdu. Ama bu hafta, yoktu. Darağaçları kaldırılmış, yerinde onlarca Gem askeri yer alıyordu. Ben de kalabalığın arasında babam, Thorn ve Dylan ile olanları izliyordum.

Mükemmel dedikleri askerlerde gezdirdim gözlerimi. Hepsi benim yaşıtımdı neredeyse. Dimdik karşılarına bakıyorlardı.

"Artık Asi'lerin çıkardığı isyanları daha kolay durduracağız. Bu muhafızlar normal muhafızlardan daha güçlülüler. Özel bir proje ile üretildiler ve savaşların ön safhalarında, zaferi kolaylaştırmak için kullanılacak bir mükemmel silahlar." Dylan ile bakıştık. Üstümde Gem kıyafetleri ve bir şapka vardı. "Güçleri ile eşsizler. Şimdi hep birlikte, geçit törenini izleyelim." Onlarca, belki de yüzlerce muhafız yürümeye başladı.

Babam bize doğru eğildi hafif. "Kimse onların neyde ya da nasıl üretildiklerini bilmiyor. Askeri kurul hariç." Geçip giden askerleri izlemeye devam ettim. Onları farklı kılan neydi?

Dylan başını babama yaklaştırdı. "Babam askeri kurulun içinde ve bu proje her neyse üç dört aydır çok heyecanlılar. Bana çok gizli bir proje olduğunu, o yüzden anlayamayacağını söylemişti." Başımı onlara çevirdim.

"Ne yapmış olabilirler ki?" diye fısıldadığımda bilmiyorum dercesine gözlerime baktı. Hepsi benim yaşlarımda ya da benden birkaç yaş büyük duruyordu. Çok gençlerdi.

Thorn yürüyen askerlerde gözlerini tutmaya devam ederken dudaklarını araladı. "Belki içeri sızıp belgeleri bulur..." Cümlesi birden kesildiğinde kaşlarım çatıldı. Ona döndüm.

Yüzündeki hafif şaşkınlıkla bir yere bakıyordu.

Gözlerini takip ettiğimde yürüyen askerlerden birine baktığını fark ettim. Kız yirmi beş-yirmi altı yaşlarında gibiydi. Başı dimdik yürüyordu. Kızıl saçlarını fark ettim. Gözlerinin rengini çözemiyordum.

"Thorn." diye babam konuştuğunda bir şey demeden bizden uzaklaşmaya başladı. "Thorn nereye gidiyorsun!" diye sessizce fısıldayıp kolunu tutmaya çalıştı ama izin vermeden kalabalığa girdi.

"Kafayı yiyeceğim." diye babam da bize bir bakış atıp onun arkasından hızlı adımlarla kalabalıkta kayboldu.

"Ne yapıyor bunlar?" diye konuştuğumda Dylan bir yeri işaret etti.

"Şurdalar." Arka arkaya giden iki sarı kafayı takip etmeye başladım gözlerimle. Ardından Dylan'ın elinden tutup kalabalığın arasına girdim. "Nereye?"

"Takip ediyoruz." Kalabalığı yararak ilerlemeye başladık. Ara sıra hafif parmak uçlarımda yükselip nereye gittiklerini kontrol ediyordum. Arkamdan gelirken sıkıca elimi tuttu.

Kalabalıktan çıktık ve askerlerin yürüdüğü çadıra ilerlemeye başladık hızlı adımlarla. Elini bıraktım. Arkadan dolanıyorduk ve Thorn en öndeydi. Babam da onu durdurmaya çalışıyordu.

Kızıl saçlı kız ağaçlardan birinin altına oturmuş ve gözleri kapalı dinleniyordu. Ona yürüyorlardı.

Dylan'ın kolunu tuttum ve koşmaya başladık. Onlara yetiştik. "Thorn ne sikim yapıyorsun!" diye babam kolundan tutup onu durdurmaya çalıştı ama Thorn kolunu hızla kendine çekti. Yaklaştığımız kız gözlerini açmıştı. Bizi görünce ayağa kalktı.

Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin