Yarın TRNC yeni bölüm gelecek ve smut olacak içinde. Uzun yazmayı düşünüyorum bu sefer bölümü.
Heyecanlıyım.
Bu bölüm için de yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!
Başımdaki yoğun ağrıyla gözlerimi araladım.
Dudaklarımdan bir inleme döküldüğünde başımın altındaki beden hareketlendi. "Hadi, iç şunu." Dudaklarıma dayatılan şişeden birkaç yudum aldım. Gözlerimi açtığımda başımın Dylan'ın omzunda olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Saçlarımdan öptü yavaşça. "Çok mu ağrıyor başın?" Hafif aşağı yukarı başımı sallayarak onu onayladım. "Orospu çocuğu." diye homurdandı üstüme örtüyü daha sıkı sararken.
Etrafımıza baktığımda bomboş bir klübenin köşesinde olduğumuzu farkettim. Bir tane gaz lambası odayı aydınlatıyordu. Soğuktan dişlerim birbirine çarparken Dylan'a baktım. Üstümdeki zırhlı kalın üniformayı almışlardı ve örtünün altında tişört ve eşofman ile oturyordum. Hava ise eksilerdeydi.
"Çok soğuk." diye titreyen sesimle konuştuğumda kapıya çevirdi bakışlarını.
"Bir buraya baksın!" diye bağırdığında kapıyı silahlı biri açtı.
Adam gözlerini bizde gezdirdi birkaç saniye. "Ne var?" diye tersçe konuştuğunda Dylan öfkeyle gözlerine baktı.
"Bir battaniye getirin. Üşüyor." Başımı ozmuna yasladığımda kollarını bana sararak ısıtmaya çalıştı.
"Donsun o zaman." Adam kapıyı sertçe kapattı.
Dylan arkasından küfrettiğinde gözlerimi kapattım. "Her şeyimizi aldılar mı?" Sinyal verici şuan çok işimize yarayabilirdi.
"Evet." diye fısıldadığında gözlerine baktım. Bizi bu duruma ben sokmuştum.
"Özür dilerim." dediğimde elini yanağıma çıkarttı. "Senin dediğini yapmalıydık. Çok özür dilerim." Gülümsedi.
"Bilemezdin." Dudaklarını dudaklarıma bastırıp küçük bir öpücük sonrası geri çekildi. "Senin suçun değil." Dudaklarımı tekrar dudaklarının arasına aldı.
Kulübenin kapısı birden açıldığında hızla ayırdım dudaklarımızı. Aynı hızla girene döndüğümüzde, gizlemek için çok geç kaldığımızı sarışın adamın tehlikeli bakışlarından anlamıştım.
"Fahrenheit saatlerdir istediğin için seni bekliyor." dedi Dylan'a bakarken. "Sarışın ile ben kalacağım." Gözlerini bende olması gerekenden fazla gezdirdiğinde öfkeyle gözlerine bakmaya devam ettim.
"O da benimle gelecek." diye Dylan konuştuğunda adam tekrar Dylan'a döndü.
"Öyle bir şey dediğimi sanmıyorum." Yüzünde pislikçe bir sırıtma yayılırken bana baktı bu sefer de. "Ona senin sıcaklığını aratmam. Böylece üşümesi de geçer belki, ne dersin?"
"Gelmiyorum." diye Dylan dişlerinin arasından öfkeyle konuşurken beni biraz daha çekti kendine. "Gidip Fahrenheit'e bunu iletebilirsin." Adam güldü.
"Sen bilirsin, sen kaybettin." Kapıyı sertçe kapatarak kulübeden çıktığında Dylan titreyen elini örtünün altından enseme çıkarttı.
"Orospu çocuğu." diye küfrettiğinde bir şey demedim. "Amına koduğumun piçi." Bana daha sıkı sarıldı.
"Sakin ol." diye fısıldadım. Başını omzuma koydu.
"O şerefsizi buradan kurtulduğumda geberteceğim." Bir şey diyemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
Ciencia Ficción"Ne zaman darağacı dansı yapacağımı bilmiyorum Dylan Ama umarım bunu görmek zorunda kalmazsın..." ×bilimkurgu