İlk smut...
Çok yakında başka bir bxb hikayesi ile birlikte bir dylmas hikayesine de başlayacağım.
Dylmas kurgusu lisede geçecek ve ismi hazır. "we'll forget this night"
Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.
"Plan basit." dedi Thorn ikimize eğilirken. Masadaki krokiyi işaret etti. "Dylan ile gireceksiniz. Zaten babasının çalıştığı yer olduğu için rahat olacak. Belgeleri toplantı odasından alıp geleceksiniz."
"Neden ikisi gidiyor, Dylan tek başına daha rahat halledemez mi?" Thorn Mathew'e döndü.
"Birbirlerine destek olup, takım çalışması neymiş öğrensinler biraz. Hem iki kişi daha rahat gözlem yapar." Başımı salladım.
"Belgeler kesin olarak toplantı odasındaki kilitli yerde mi?" Hafifçe parmağıyla alnıma vurdu.
"İçeriden bilgimiz var. Toplantı odasındaki kilitli odada. Onu da siz halledeceksiniz." Başımı salladım. "Anladınız mı?" Dylan ile bakışıp başımızı salladık. "Güzel, iyi bir uyku çekin. Yarın erken kalkacaksınız." Odadan çıktık.
Dylan kolunu omzuma attığında ona yaklaştım. "Bizi bir türlü rahat bırakmıyorlar." Güldüm, amaçları oydu zaten. "Ne olurdu Mathew halletse?"
"Mathew'in kemerli burnuyla Gem gibi etrafta dolaştığını görseler saniyesinde darağacı dansına giderdi." Güldü. Ardından koridordaki bir köşede sırtımı duvara yaslayıp bana yanaştı.
"Ama bizi hiç rahat bırakmıyorlar..." Burnunu burnuma sürttüğünde gözlerimi kapattım. "Ben de güzelce sevemiyorum seni." Dudaklarıma kısa bir öpücük kondurdu ve çekildi.
"Hemen geri çekiliyorsun." diye homurdandığımda güldü. Ensesinden tutup kendime çektim ve dudaklarını dudaklarıma bastırdım.
Yavaşça öpüşmeye başladık. Yumuşak ve ıslak öpücüklerinin güzelliği, dudaklarımdaki his mutluluktan ağlatacak derecedeydi. Şu ana kadar tanıştığım en nazik insandı ve beni seviyordu. Bunu hissetmeyi seviyordum.
Kolunu duvara yaslayıp üstüme biraz daha eğildiğinde ellerimi beline koydum. Yavaşça dudaklarımı emiyor, çekiştirip geri çekiliyor ve tekrar birleştiriyordu. Başımı sağa yatırdım daha rahat öpebilmek için. Burunlarımız birbirine sürtüyordu.
"Sizin yarın için uyuyarak hazırlanmanız gerekmiyor mu?" diye babamın sesini duyduğumda inadına kollarımı boynuna doladım ve öpüşmeye devam ettim. Dylan dudaklarımın üstüne güldü.
"Yanlız baban beni öldürebilir." diye dudaklarımın üstüne fısıldadığında yüzümde bir gülümseme yayıldı. Son kez beni öpüp ayrıldığında babama baktım.
"Biz böyle enerji depoluyoruz." dediğimde gözlerini devirdi.
"Benim de çok iyi bir enerji depolama yöntemim var." Bize eğildi hafif. "Dayak."
Dylan'ın elini tuttum. "Oldu, biz gidelim o zaman." Elinden tutup çekiştirmeye başladım ve gülüşerek odamıza girdik.
Kapıyı ayağıyla kapatıp ellerini belime yerleştirdi ve kendine çekti beni. Ellerimi saçlarına daldırırken açık kahve gözlerine baktım. Loş ışığın altında çok güzel gözüküyordu.
Dudaklarını dudaklarıma hapsettiğinde öpmeye başladım nazikçe. Elini tişörtümün içine daldırırken, diğer eliyle kapıyı kilitledi. Yatağa bedenimi eğdiğinde oturup geriledim ve uzanıp başımı yastığa yerleştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
Science Fiction"Ne zaman darağacı dansı yapacağımı bilmiyorum Dylan Ama umarım bunu görmek zorunda kalmazsın..." ×bilimkurgu