DD -28-

416 54 65
                                    

Ben geldim.

Yorum ve vote atmayı unutmayın iyi okumalar!
















"Hadi, in aşağı." Olumsuz anlamda başımı salladığımda kahkaha attı.

"Gülme!" dedim sinirle ve köpek adını verdikleri tüylü şeye baktım. Kurtun ne olduğunu biliyordum ve Will bana göstermişti fotoğraflarını. Çok yırtıcı bir hayvandı ve aşağıdaki şey kesinlikle bir kurttu. "Hangi aklı başında birey kurt besler?"

"Sevgilim, bu sibirya kurdu. Haski yani. Evcillerdir." Gözlerimi kısarak kurda baktım. Dili dışarıda bana bakarak kuyruk sallıyordu ve fotoğrafta gördüğüm öfkeli ve yırtıcı kurtlardan çok...

Şapşal duruyordu?

Ormandaki kulübesinin çimenlik bahçesindeydik ve bana evden köpeğini getirmişti. Ben de köpek bana atılınca piknik masasının üstüne çıkmıştım ve bacaklarımı kendime çekmiş on beş dakikadır burada oturuyordum.

Şapşal duruyordu ama beni parçalara ayırırdı.

"Sana kuyruğunu sallıyor yarım saattir, bu seni sevdiği anlamına gelir." Başımı olumsuz anlamda salladığımda bahçenin girişindeki Mathew dikkatimi çekti.

Kurt masanın oturaklarına çıktığında gözlerim korkuyla genişledi. Hızla masadan atlayıp Mathew'e koşmaya başladığımda Dylan'ın kahkahasından ve arkamdaki nefes seslerinden kurtun da peşinden koştuğunu fark ettim. Korkuyla, "Mathew!" diye bağırdığımda Dylan'ın kahkahaları artarken hızla Mathew'in arkasına geçtim ve onu kendime siper ettim.

"Tanrım, benim burada ne işim var?"

"Uzak tut onu benden!" Dylan koruma gülerken kurt ne tarafa yönelse Mathew'i o tarafa hareket ettiriyordum.

"Köpekten mi korkuyorsun?"

"Kurt o!" Dylan yanıma gelince Mathew'den çekilip onun arkasına geçtim. "Korkuyorum diyorum. Neden böyle yapıyorsun?" diye konuştuğumda yüzündeki ifade silindi ve ciddileşip kurta döndü.

"Poppie, otur." diye konuştuğunda kurt olan köpek ya da her neyse etrafımızda dönmeyi bırakıp hızla oturdu.

Bana döndü Dylan. "Özür dilerim." Elleriyle yüzümü kavrayıp yanağımdan öptü. "Korkunu ciddiye almalıydım. Köpek fobinin olması çok normal." Başımı omzuna çektiğinde koydum ve ona sarıldım.

"Kurt o." dediğimde gülerken saçlarımdan öptü.

"Çocuklar vıcık vıcık aşkınızı bölmek istemezdim ama gitmek zorundayız." Ona döndüm. "Dylan' ın babası Gem Konseyinden bir adamla buraya geliyor."

"Tamam, geri dönelim." Üstümdeki gri tuluma baktı. "Seni benim yanımda böyle görseydi açıklayamazdık. Sağol Mathew."

Başını salladı. "Gidelim hadi. Sizin evin oralarda bir hazırlık oluyor." Dylan kaşları çatılsa da başını salladı. Yürümeye başladık.

Evin sınırlarına girdiğimizde, beni hızla bir ağacın arkasına çekti ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ellerimi saçlarına çıkartıp bir süre karşılık verdim.

Geri çekildiğinde gözlerimi açtım. Gülümseyerek dudaklarımın kenarını okşadı ve küçük bir öpücük kondurdu. "Gece yanına gelirim. Sana yeni bir kitap da getireceğim." Başımı salladığımda dudağımın kenarını okşadı tekrar. "Görüşürüz." diye fısıldadı.

"Görüşürüz." diye mırıldandım ve yanağından öptüm. Gülümseyerek geriledi ve ağacın arkasından çıkıp yürümeye başladı.

"Hadi, kulübeye." Başımı salladım ve Mathew'in yanına gittim. Kolunu omzuma attı ve kaldığımız kulübeye yürümeye başladık.

Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin