DD -13-

561 76 72
                                    

Yukarıdaki şarkıya ölüyorum...

İlginç bir geçiş bölümüyle geldim.

Yorum ve vote? Evet, ah çok mutlu olurum.


















"Sana o olabilir diyorum!"

Gözlerimi gürültüyle yavaş yavaş araladım. Bağıran Mathew'di. Hâlâ Dylan'ın kollarındaydım. Arkamdan bana bir kolunu belime dolamış, diğer kolunu da başımın altına koymuştu. Dün gece ne kadar gitmesi için ısrar etsem de gitmemişti, güneş doğmaya başlayıp işim bittiğinde, benimle birlikte bu pis kulübede uyumuştu. Tanrıya şükür çarşaflarım ile yastığım temizdi.

Gözlerimi ağır ağır kırpıştırdım ve Mathew ile Will'in yatağına baktım. İkisi de boştu. Az önce dışarıdan sesler geliyordu ama kesilmişti, nedenini anlamamıştım ama dışarıdakiler Mathew ile Will olmalıydı.

Başımı ve Dylan'ın kolundan kaldırıp, vücudumu hafif ondan çektiğimde homurdandı ve belimden tutup tekrar çekti beni eski yerime. Sırtım tekrar göğsüne yapışırken tek koluyla daha sıkı sarıldı. İstemsizce gülümsedim. "Dışarıda bir şey oluyor galiba." diye fısıldadım.

"Boşver, birbirlerini yesinler." Başını boynuma gömdü. "Biz de biraz daha uyuyalım." Derin bir nefes alıp tekrar kapattım gözlerimi ve tek kolumu üstümdeki koluna doladım.

Cidden çok uykum vardı.

Ne kadar zaman geçtiğini anlamadığım bir süre sonra, tanıdık sesle karanlığımdan uyandım. "Thomas, kalkın hadi." Gözlerimi araladım yavaşça.

"Tony..." Yataktan hafif kaldırdım bedenimi ve gözlerimi ovaladım. "Burada ne işin var?" Dylan da benim gibi doğruldu.

"Seni buradan çıkarıyoruz, hadi." Kaşlarım çatılırken Dylan'ın kolunu üstümden çekti.

"Neden?" diye Dylan sorduğunda Tony kolumdan tutarak yataktan kaldırdı ve yerdeki ayakkabıları bana iteledi.

"Çayırlıkta arama olacak ve sıradaki hane sizin." Bana uzattığı tişörtü giydim. "Imp'lerin dövmelerini kontrol edecekler. Mathew ve Will'inki devlet tarafından yapıldı ama Thomas'ınki sahte. Risk alamam." Elime tutuşturduğu cekete baktım kaşlarım çatılı. Maviydi. Neden maviydi?

"Bu ne?" diye sorduğumda Dylan güldü.

"Kot ceket." Dudaklarımı büzerek onu da giydiğimde aynı hızla yatağa oturttu beni Tony. Ardından elindeki ıslak bezle yüzümü temizlemeye başladığında kaçmaya çalıştım ama başımdan tutup engel oldu. Bezi geri çektiğinde ben buruşmuş yüzümle ona bakarken fondöten çıkarttı.

"Nereye götüreceksin?" Tony'e Dylan'a bir bakış atıp çenemden tuttu ve fondöteni sürmeye başladı.

"Çok sıkı denetim var. İki üç günlüğüne benim çocuğum olacak." Çenemden biraz daha kaldırdığında ofladım.

"Aaa, babaya oflanır mı?" diye Mathew arkadan dalga geçtiğinde gözlerimi devirdim. Tony ona kötü kötü baktı.

"Kes sesini." diye sertçe konuştuğunda siniriyle sertçe yutkundum. İlk kez bu kadar öfkeli görüyordum. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı ve Dylan'a döndü tekrar. "Sonra onu Thorn'un yanına götüreceğim. İki gün de orada kalırız."

Dylan ile aynı anda, "Neden?" diye sorduk. İkimize de kısa bir bakış atıp işine döndü.

"Senin hakkında bir şeylerden şüpheleniyorum. Kan testi için kan alacaklar senden." Kaşlarım çatıldı.

Darağacı Dansı [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin