5.4

960 65 56
                                    

Baran'ın attığım mesaja dönmesini beklerken bir yandan da hazırlanıyordum, konuşmak isteyeceği belli değildi ama bunu umduğumdan çoktan hazırlanmaya başlamıştım.

Siyah kot pantolonum ve kazağım çok sıradan durduğu için birkaç kolye ve küpe takıp saçlarımı taradım. Bu sırada telefonumdan gelen mesaj sesiyle hızla şarja taktığım telefonuma ilerledim.

Baran'ın buluşabileceğimizi söyleyen mesajına konum atacağımı söyleyerek dönüp ardından telefonumu da alıp odamdan çıktım.

"Nereye?"

"Şeye, şey işte."

"Yok, seni hiç gönderesim gelmedi. Gitme boşver."

"Ne?"

"Benim paylaşasım gelmedi seni, gitme işte boşver."

"Geldiğimde görüşürüz, Kaya." El sallayarak hızla montumu ve ayakkabılarımı da giyip kendimi dışarı attım ve buluşmak istediğim yere doğru yürümeye başladım.

Kafeler yerine deniz kenarında buluşmak istemiştim. Hava dışarıda oturmak için soğuktu ama böyle bir yer bu duruma daha uygun gibi düşünmüştüm.

Deniz kenarına geldiğimde boş banklardan birine oturup telefonumda gezinerek Baran'ı beklemeye başladım. 5-6 dakika sonra tepemde hissettiğim gölge ile kafamı kaldırdım.

"Selam."

Ellerini ceplerinden çıkarıp bankta yanıma oturdu. "Selam."

"Nasılsın?"

"Gerginim, yapacağın konuşmanın neye benzer bir şey olacağını biliyorum."

Kaşlarımı çatarak sordum. "Neye benzer olacakmış?"

"Baran, sen çok iyi bir arkadaşsın ama ben Batu'dan hoşlanıyorum falan." Sesini kısarak konuşması ne kadar komik olsa da dedikleri yüzünden kaşlarım daha çok çatılmıştı.

"Böyle bir şey demeyecektim."

"Demeyecek miydin, neden çağırdın ki o zaman beni buraya?"

"Buna benzer şeyleri Batu'ya söyledim aslında, yani birinden hoşlandığımı, şimdi de sıra sende işte."

"Birinden mi hoşlanıyorsun?"

"Evet."

"Hadi ya, iyiymiş. Nasıl biri?"

"Yani, iyi biri işte. Kalbi çok güzel bir kere her şeyden önce, beni çok mutlu edeceğini düşünüyorum." Yüzü düşen ve gözleri dolan Baran'a bakınca konuşmaya devam ettim.

"Biraz da salak biri, sabahtan beri ondan bahsettiğimi bir anlayamadı."

"Ne?"

"Adı da Baran."

"Bir de adaş mıyız?"

"Baran sen gerizekalı mısın?"

"Güneş, sabahtan beri sevdiğin kişiyi anlatıp bir de hakaret ediyorsun, canlı canlı gömdün resmen beni."

"Sevdiğim kişi sensin, salak."

"Bir dakika, ne?" Şaşkın suratını izlerken o da daha deminki konuşmalarımızı düşünüyor olacaktı ki yüzü şekilden şekile giriyordu.

"Sen, beni, yani gerçekten, seviyorsun. Ama şey, Batu ile konuşmuştun yani Güneş benim kafam yandı galiba."

"Batu'nun önceden öğrenmesinin ve benden duymasının daha iyi olacağını düşündüm, o yüzden ilk onunla konuştum."

"Ben seni yanlış anlarken neden yanlış anladığımı söylemedin?"

"Her şeyi kafanda yaşayıp bitirmeni görmek istedim."

"Sen şimdi beni seviyorsun o zaman?"

"Hıhım."

"E ben de seni seviyorum." Gülümseyerek ona bakmaya başladığımda o da konuşmaya devam etti.

"E o zaman neyi bekliyoruz?"

"Ne için?" Edeceği çıkma teklifini beklerken Baran'ın söyledikleri kesinlikle beklediğim şey değildi.

"Bunu mantı gömerek kutlamak için."

Her yerde iftarın geçtiğini düşünerek şimdi yayınlıyorum, aslında yazalı bayağı oldu ndjxkskd. SONUNDA KAVUŞTULAR YA OH. Yani buna kavuşmak denirse dnkxdkdk. Vote ve yorumları unutmayııın.

İngiltere Prensesi | Yarı Texting  [Tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin