7.5

632 45 24
                                    

Üç günün sonunda okula gitmek için uyandığımda içimde değişik bir heyecan vardı. Üç gündür Baran ile hiç konuşamamıştım, gerçi üç günde ders çalışmaktan başka hiçbir şey yapmamıştım.

Üstümü giyinip hızla Kaya'nın yanına gittiğimde sürekli acele etmesi gerektiğini söyleyerek en sonunda onu da okula hazır hale getirmiştim. Kapının önüne geldiğimizde annemin arkamdaki sesi ile ikimiz de ona döndük. "Kahvaltı yapmayacak mısınız?"

"Yok anne biz gidelim hemen."

"Atlı koşturur gibi nereye bu kadar erken?"

"Okula anne nereye olacak? Görüşürüz akşam."

"Durun, telefonlarınızı bari alın babanızdan." dediğinde yeni fark etmişiz gibi mutfağa girip babamla da kısa bir konuşmadan sonra telefonlarımızı alıp evden çıkmıştık. Kaya bahçe kapısını açınca karşımda gördüğüm üçlüyle gülüşüm iyice genişlerken konuştum. "Ne işiniz var bu saatte burada?"

Baran yanıma yaklaşırken konuştu. "Daha fazla dayanamadım." dedikten sonra bana sıkıca sarılınca ben de yüzümü boynuna gömüp karşılık verdim. "Çok özledim seni."

"Ben de, ben de çok özledim."

"Baran kızı az sal da biz de sarılalım. Ahtapot gibi yapıştın kıza." Sinem'in dediklerine gülerek Baran'dan ayrılınca kolumun birini Sinem'e birini Arda'ya dolayıp ikisine aynı anda sarıldım.

"Hadi gidelim artık okula."

Okula geldiğimizde bizi bahçede karşılayan Alev ile bu durumdan ne kadar sıkıldığımı fark ederek yanına doğru yürümüştük.

"Sonunda gelebildiniz demek."

"Alev hadi canım şuradan bir siktir git." Sinem eliyle ona kış kış işareti yapıp konuşunca Alev'in alev saçan gözleri hızla Sinem'e döndü ve gülerek ona bakmaya başladı. "Bugünkü hedefim başkaydı ama madem çok ısrar ediyorsun."

"Ne hedefi ya manyak mısın nesin?"

"Sinemciğim, sevgilin seninle hiçbir şey paylaşmıyor diye neden bana kızıyorsun?"

"Alev sen gerizekalı mısın?"

"Hadi ama, sanki bilmiyoruz ilişkinizin nasıl ilerlediğini. Kaya, neden sevgilinden uzak duruyorsun, sevmiyor musun yoksa güvenmiyor musun?"

"Sinem, gel gidelim." diyerek Sinem'i çekiştiren Kaya'dan sonra Baran da hızla Alev'i bileğinden tutup konuşmaya başlamıştı.

"Bir daha yakınlarıma bulaşırsan seni doğduğuna pişman ederim, anladın mı beni?" Alev ise Baran'ın sinirini umursamadan kahkaha atıp ardından konuştu. "Bunların sonunda pişman olan siz olacaksınız." Baran tiksinircesine Alev'in bileğini bırakıp elini bana uzattı, biz de Arda ile hızla kendimize gelip Sinemler'in peşinden gitmeye başladık.

"Kaya sen bana neden güvenmiyorsun?" diye ağlayan Sinem'i görmemizle ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Bu güvenle alakalı değil, hem Güneş de anlatmadı hiçbirinize, o da mı güvenmiyor sana?" Sinem, Kaya'nın dediklerini ciddiye almış olmalı ki daha fazla ağlamaya başladı.

"Ya Sinem sen o kızın dediklerine ne bakıyorsun? Bunun için ağladığına değer mi? Hem şu an asıl sen bana güvenmiyor gibi duruyorsun."

"Neler oluyor?" Yanımıza gelen Batu ve Cem, Sinem'in ağladığını görünce tekrar bana dönüp konuştu. "Sana dediğimi yapıyor işte."

Baran, Batu burda yokmuş gibi bana dönerek sordu. "Ne dedi ki sana?"

"Söylemedin mi Güneş?"

"Sen söyledikten sonra bir sürü olay oldu, fırsatım olmadı."

"Biri artık anlatabilir mi?"

"Alev hepimizden intikam alma peşinde, o yüzden tek tek üzüyor işte böyle bizi. Dikkatli olsanız iyi edersiniz." dedikten sonra yanımızdan ayrılan Batu ile Cem de gitmişti.

"Sakinleştin mi artık?" Kaya, Sinem'e sarılarak sordu.

"Evet ama bana her gün beni ne kadar çok sevdiğini anlatırsan daha çok sakinleşirim."

"Aynen, her gün kompozisyon yazıp onayına da vereyim istersen."

Sinem, Kaya'yı gülerek onayladı. "Hiç fena olmaz."

Bölüm hiç içime sinmedi ama silip tekrar yazmaya da üşendim dkxkdkkxdk. Değerli vote ve yorumlarınızı unutmayınız lütfen efendiiim.

İngiltere Prensesi | Yarı Texting  [Tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin