İngiltere Prensesi | Yarı Texting [Tamamlandı.]

Özel Bölüm 1

"Sizi bilmem de ben biricik sevgilimle aynı üniversitede okuyorum, ayık olun yani." diye bugünkü seksen ikinci havasını atan Baran'a karşılık hepimiz göz devirmekle yetinmişken Kaya dişlerini sıkarak oturduğu yerde Baran'a doğru eğilip konuştu. "Gerizekalı, ben sizden farklı bir okulda mı okuyorum sence?"

"Seninle aynı okulda olduğuma sevinmiyorum ama Kaya, neden bunun reklamını yapayım ki?" Arkasına sinirle yaslanan Kaya'dan önce Arda telefonuna bakmayı bırakıp gülerek bize dönmüştü. "Kardeşim sevgilimle aynı okuldayım diye seviniyorsun ama fakülteleriniz İstanbul'un iki farklı ucundaymış." Biz hepimiz gülerken Baran'ın renkten renge geçişini izliyor, bir yandan da sabahtan beri dedikleriyle dalga geçiyorduk.

Üniversite tercihlerimiz bugün açıklanmıştı ve biz de açıklanır açıklanmaz bir kafeye gelip oturmuştuk. Kaya ve benim sıralamalarımız nerdeyse aynıydı, bu yüzden ikimizin tercih listesi de birebir aynı olmuştu. Sinem diyetisyenlik, Arda işletme, Baran mühendislik, Kaya ve bense tıp okuyorduk.

Hepimiz başka şehire gitmektense olduğumuz yerde kalmayı tercih etmiştik. Aslında Kaya'nın evden uzaklaşmak istediğini biliyordum ama ikimiz de okul konusunda farklı okullarda okumaktansa aynı yere gitmeyi tercih ettiğimizden o da başka bir şehir yazmamıştı. Beni bırakmamak için yaptığı bu jest için ben de ona bir sürpriz hazırlamıştım ve bunun için de bugünü bekliyordum.

"Ortak derslerimiz var en azından." diyerek kendini teselli eden Baran'ı umursamadan konuştum. "Sinem, burdan sonra Kaya ile işin yoksa çalabilir miyim?"

"Ay aşkım ne demek, her zaman."

"Sevgilim benden 5 saniyede vazgeçti, farkında mısınız?"

"O da bir şey mi kardeşim? Bizim Güneş ile planımız vardı asıl, o benimle olan işini komple unuttu." diyen Baran ile hızlıca ona doğru döndüm. "Planımız mı vardı? Çok özür dilerim, unutmuşum. Biraz heyecanlandım da Kaya'ya göstereceğim şey için, tamamen aklımdan çıkmış. Özür dilerim."

Hızla kendimi açıklama çabamdan sonra Baran elimi tutup ağzına götürüp öptü ve gülerek konuştu. "Dalga geçmiştim güzelim."

"Hem senin benimle ne işin var?" diyerek bana soran Kaya ile omuz silktim. "Hiç, öğrenirsin."

"Ya onu bunu bırakın da ben ne öğrendim asıl, Alev de bizim okulda okuyacakmış." diyen Sinem'e gerekli cevabı Arda anında verdi. "Allah kurtarsın kardeş."

"Cem de sizin okulda moda tasarımındaymış." dememle Baran bana yönelik sordu. "Batu nerdeymiş biliyor musun?"

"Yok, uzun zamandır konuşmadık."

"Ne kadar uzun zamandır?"

"En son mezuniyet günü konuştuk işte. Hepiniz yanımdaydınız."

"Aman aman, ne kadar uzak o kadar iyi. İnşallah başka bir kıtaya falan gitmiştir zengin bebesi, okumaya."

"Baran duan çabuk tuttu." diyerek bize doğru telefonunun ekranını gösteren Sinem'e eğilip hepimiz ekrandaki Instagram hikayesine baktık. Batu'nun valizleri ile havaalanında çekilmiş fotoğrafının üstüne, 'İngiltere'ye, yepyeni hikayelere' yazıp paylaşmıştı.

"Allah'ım Güneş ile ne olur evleneyim." diyip elini yüzüne süren Baran sonrasında da kendini açıklama gereği hissetmişti. "Dualarım hep aynı hızda kabul olur belki diye şey yaptım."

"Olmayacak duaya amin denmez." diyerek sırıtan Kaya'ya Baran göz devirmekle yetinmişti.

"Ya onu bunu bırakın da, biz şimdi ayrı okullarda nasıl yapacağız?"